Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - TÜRKİYE'de, yoğun bakım yatakları bir çok Avrupa ülkesinin üzerinde. Ancak uygulamada yaşanan sıkıntılar ve bu ünitelerin rasyonel kullanılmaması nedeniyle zaman zaman uygun hasta yatağı bulunamaması ile gündeme geliyor. Türk Yoğun Bakım Derneği de, bu ünitelerin akılcı kullanımı ve hastalara üst düzey fayda sağlamak üzere yaşanan zorlukları masaya yatırdı.
Yoğun bakımlar, yaşamı tehdit eden hastalığı bulanan hastaların yakın gözlem ve yoğun tedavilerinin yapıldığı hayata kurtaran üniteler. Bu servislerde hastaların çoğunluğu ağır travma hastaları, organ nakli veya komplike ameliyat geçirenler, ağır zehirlenmeler ve çok çeşitli nedenlerle organ yetmezliği gelişen ve yaşamsal riski yüksek olan hastalar. Bu kesimde yer alan hastaların erken dönemde organ destek tedavilerinin uygulanması hayati önem taşıyor. İleri teknoloji ve yetişmiş sağlık personeli ile hizmet veren bu birimlerde, tedaviden yararlanacak uygun hastaların seçimi konusunda duyarlılık oluşturmak çok sayıda yeni yoğun bakım ünitesi oluşturmaktan daha önemli bir hal almıştır. Bu noktadan hareket eden Türk Yoğun Bakım Derneği 'Yoğun Bakım Ünitelerinin Akılcı Kullanımı Sempozyumu' ile mevcut durumu ve çözüm önerilerini ele aldı. Basın toplantısı, T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Uyar, Türk Yoğun Bakım Deneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Zafer Çukurova ve Avrupa Yoğun Bakım Derneği Başkanı Dr. Jozef Kesecioğlu'nun katılımıyla gerçekleştirildi.
MEHMET UYAR: EVDE SAĞLIK HİZMETİ ALMASI GEREKEN PEK ÇOK HASTA YOĞUN BAKIM YATAKLARINDA
Türk Yoğun Bakım Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Uyar; “Ülkemizde bugün için mevcut olan yoğun bakım ünitesi ve hizmet verilen hasta yatağı sayıları birçok gelişmiş Avrupa ülkesinin üzerindedir. Ancak buna rağmen özellikle büyük şehirlerimizde uygun hasta yatağı bulunamamasının çeşitli nedenleri vardır. Yoğun bakım tedavisi tamamlanarak uzun dönem bakım hastasına dönüşen hastalarımız, yoğun bakım tedavisine ihtiyacı olmayan ya da tedaviden yararlanamayacak düzeyde son dönem bakım hastası haline gelmiş ve yaşam sonu bakımına ihtiyaç duyan hastalarımız, evde sağlık hizmeti ya da palyatif bakımlarda sağlık hizmeti alması gereken hastalarımızın yoğun bakım yataklarında olması en önemli nedenler arasında sayılabilir" dedi.
Prof. Dr. Uyar, Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı değerlendirmelerde yaklaşık yüzde 20 civarında yoğun bakım hastasının seviyesine uygun olmayan ünitelerde yatışı, yaklaşık yüzde 15 civarında da palyatif bakım hastasının bulunduğu, yani yüzde 35 civarında uygun olmayan hasta yatışı olduğu tespitinin yapıldığını vurguladı.
Türkiye'deki yoğun bakım ünitelerinin mevcut durumu; zaman zaman bu ünitelere ihtiyaç duyan hastalar için uygun seviyede hasta yatağının bulunamayışı, hastaların acil servis ve diğer kliniklerde ileri bakım ve tedavi için zaman kaybetmeleri, hastaneler arası transferin hızlı tedaviye ulaşması gereken hastalar için yetersiz kalabildiği gibi durumlar, çoğunlukla hasta-hasta yakını ile hekimi karşı karşıya getiren ve tarafları birinci dereceden ilgilendiren sorunların başında geliyor.
YOĞUN BAKIM SERVİLERİ BAKIM EVİ DEĞİLDİR
Basın toplantısında kouşan T.C. Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Nurullah Okumuş ise, 'Akılcı Yoğun Bakım Kullanımı'nın çok yeni bir kavram olduğunu belirtti. Prof. Dr. Okumuş, "İhtiyacımızın iki katı yenidoğan yoğun bakım yatağımız var. Yoğun bakım yataklarımızın ve uzman sayımızın yeterli olmasına rağmen zaman zaman hala 'yoğun bakım yatağı bulunamadığı için öldü', 'yoğun bakım yatağı bulunamadığı için sevk edildi' gibi haberlerle karşı karşıya kalıyoruz. Yeterli yatak var, dünyanın en gelişmiş teknolojileri var, eğitimli uzman ve personel sayısı yeterli ve buna rağmen yetersizlik durumuyla karşı karşıya kalmamız yoğun bakımları akılcı kullanamayışımızın bir sonucu. Bazı hastalar aylarca, yıllarca yoğun bakımda yatar. Prematüre bir bebek gelir ve bir yaşına kadar yoğun bakım ünitesinde kalır. Gereksiz yatışlar, endikasyonsuz yatışlar, uzun süreli yatışlar ve araya giren enfeksiyonlar gibi durumların artık engellenmesi gerekiyor. Bakanlık olarak, yoğun bakımlarda nicelliği en üst seviyeye getirdik. Sağlık Bakanlığı olarak, yoğun bakımların akılcı kullanımı girişiminin sonuna kadar destekçisiyiz. Yoğun bakım bir tedavi yönetimidir ve tedavisi biten hastanın yoğun bakımda tutulması hastaya zarar verir. Yoğun bakıma yatacak olan hastanın yoğun bakım yatışına o servisin hekimi karar vermelidir ve bu konuda hasta yakınları ısrarcı olmamalıdır. Yoğun bakıma yatacak, çıkacak ve tedavisi bitmiş hastanın kararını hekim vermelidir. Evde bakım hizmetlerimiz o kadar gelişti ki, ev tipi ventilatörle evde sağlık hizmetinden faydalanabilecek hastaların gerçek yoğun bakım hastalarını sıkıntıya düşürdüğü durumlar söz konusu olabiliyor. Yoğun bakım tedavisinden sonuç alamayacak durumda olan hastaların ve son dönem bakım hastası olan hastaların yoğun bakımlarda tutulması sadece hekimlerin değil ailelerinde sorumluluğundadır. Bu tek taraflı bir olay değil, çok yönü bir farkındalık gerektiriyor. Yoğun bakımlar bakım evi hizmeti veren üniteler değildir, bunun altını özellikle çizmek istiyoruz" dedi.
TÜRKİYE'DE TOPLAM 35 BİN 500 YOĞUN BAKIM YATAĞI BULUNUYOR
Bu noktada ABD ve OECD'nin Avrupa bölgesi ülkeleriyle kıyaslandığında her 10 bin kişiye düşen yatak sayısı: ABD'de eyaletler arası büyük farklıklar olmakla birlikte; 1-4, İsviçre, Fransa, Hollanda ve İspanya; 0,8 - 0,9, Belçika; 2,2, Almanya, 2,5 olarak öne çıkıyor.
YOĞUN BAKIMLARIN AKILCI KULLANIMI İÇİN TYBD GÖRÜŞLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Yoğun bakım yatak sayısı konusunda ülkemiz dünyanın en şanslı ülkelerinden biridir. Ancak akut yoğun bakım ihtiyacı olan hastalarımızın bir bölümü için yoğun bakım ünitelerimizde yatak bulunamaması yoğun bakım sorumluları üzerinde büyük baskı oluşturmaktadır.
Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nüfusa oranla oldukça yüksek yoğun bakım yatağına sahip olan ülkemizde; palyatif bakım hastalarının ve tedaviden fayda görmeyecek hastaların yoğun bakım yataklarını meşgul etmesi nedeniyle yoğun bakım maliyetlerinin finansmanı ekonomimiz üzerinde boyutu bilinemeyen bir yük oluşturmaktadır. Yoğun bakımların akılcı kullanımı amacıyla uzun süreli bakım gerektiren ve terminal dönemdeki hastalarımız (kanser ve geri dönüşümsüz nörolojik hasar, v.b.) için palyatif bakım yatak sayıları arttırılmalıdır. Evde sağlık hizmeti alması gereken hastalarımızın aile eğitimleri dahil yeniden organizasyon yapılmasına ihtiyaç bulunmaktadır.Sağlık kurumlarında akut yoğun bakım ve palyatif bakım yatak sayıları ve oranları yeniden planlanarak yoğun bakım hastalarımızın hastaneler arası transferleri en aza indirilmelidir. Sağlık otoritesi tarafından tedaviden fayda görmeyecek veya hastalığı son evrede olan hastalarımızın yönetimi için hukuki kurallarla desteklenen güncel bir mevzuat oluşturmalıdır. Yoğun bakımlara yoğun bakım tedavisinden fayda görmeyecek kadar kötü ve fayda görmeyecek kadar iyi olan hastalarımızın yatırılmaması için yoğun bakım öncelikleri belirlenmelidir. Hastane yönetimleri yoğun bakımlardan yataklı kliniklere hastalarımızın yatışlarını kolaylaştıracak önlemler almalıdır. Diğer yataklı tedavi birimlerinde olduğu gibi yoğun bakıma hasta kabulünde de ASKOM Birimleri, 112 Başhekimlikleri, Hastane Yönetimlerinin etkinliği azaltılmalı ve yoğun bakım doktorlarının inisiyatif ve sorumluluk almaları sağlanarak hastalarımızın hastalığına uygun düzeye yatırılması temin edilmelidir. Hemşire, fizyoterapist, hasta bakım elemanı ve tıbbi sekreter gibi yoğun bakım profesyonellerinin sayıca yeterliliği ve sürekliliği sağlanmalı, mezuniyet sonrası eğitim ile nitelikleri geliştirilmelidir. Antibiyotik kullanımı ve direncinin azaltılması için ulusal ve kurumsal politikalar geliştirilmelidir. Yoğun bakımların akılcı kullanımı politik, ekonomik ve tıbbi çözümlerin birlikte oluşturulmasıyla gerçekleştirilebilir. Türk Yoğun Bakım Derneği bu amaçla "Yoğun Bakımların Akılcı Kullanımı" konulu sempozyum ve çalıştayları her yıl düzenleyecektir. Amaca ulaşılabilmesi için paydaş kurumların katkıları ve güncel verilerin paylaşımı çözüm sürecini hızlandıracaktır.
FOTOĞRAFLI