Hande BAŞPINAR
Oluşturulma Tarihi: Mart 13, 2008 00:00
Franchise sistemini, isim kullanım hakkı ya da temsilcilik verme olarak tanımlayan Koçak Gayrimenkul Bankası Franchise Koordinatörü Volkan Yaman, "Dünyadaki franchise sistemlerini inceledik. Bu sistemlerin Türk örf adetlerine, en önemlisi ekonomisine en uygun olan maddelerini seçtik ve Koçak Gayrimenkul Bankası Franchise sistemini oluşturduk" dedi. Yaman, dünyanın önde gelen pek çok şirketinde de franchise sisteminin kullanıldığını ifade etti.
DÜNYADAKİ tüm Franchise sistemlerini incelediklerini ifade eden Koçak Gayrimenkul Bankası Franchise Koordinatörü Volkan Yaman, "Bu sistemlerin Türk örf adetlerine, en önemlisi ekonomisine en uygun olan maddelerini seçtik ve Koçak Gayrimenkul Bankası Franchise Sistemi’ni oluşturduk" dedi. ABD ekonomisinin yüzde 55’ini franchise firmalarının oluşturduğunu ifade eden Yaman, franchise sisteminin gelişimini ve gayrimenkul sektörünün durumunu Ankara Hürriyet’e anlattı. Yaman şunları söyledi:
"Türkiye’de bu oran yüzde 5’lerde. Amacımız öncelikle Türkiye’de bu yayılımı sağlamak. Arkasından da yurtdışına açılarak dünyanın bütün ülkelerinde yer almak. Franchise, isim kullanım hakkı ya da temsilcilik verme olarak tanımlanabilir. Franchise, bir firmaya ait bayi ya da iş ortağı değildir. Çözüm ortağıdır. Temsilciklerimiz, isim kullanma hakkı olan bireysel işletmelerdir."
HAREKETLİLİĞİ ARTTIRIYOR: Temsilcilikler, gayrimenkul sektöründeki hareketliliğin artmasını ve aldığımız projelere daha hızlı bir şekilde geri dönmemizi sağlıyor. Ülkemizde gayrimenkul sektöründe franchise sistemini sürdüren 12 firma var. Sektör dışında ise, 250 yabancı 650 yerli franchise firması var. Bunların yarıya yakını yabancı menşeili. Amacımız Türkiye’deki gayrimenkul sektörünü profesyonel bir şekilde temsil etmek ve en iyi yerlere getirmek. Bunun için eğitimli insan gücünün önemine inanıyoruz. 2005 yılında MEB onaylı emlakçılık kursumuz açıldı. Şu ana kadar 250’yi aşkın sertifika verdik. İnsanların sektöre eğitimli bir şekilde girmelerini ve hizmet vermelerini önemsiyoruz. Kursumuz, Ankara’daki ilk, Türkiye’deki ikinci kurstur. Hedefimiz, bölge temsilciliklerimizin olduğu her yerde, emlakçılık kursumuzun da olması. Yerli bir firma olarak, oluşturduğumuz franchise sistemiyle önemli bir alternatif olduk. 3 yıl içinde 27 ilde 108 temsilcilik sayısına ulaştık. 2008 yılı sonu için hedefimiz 40 il ve 150 temsilcilik sayısına ulaşmak. Şu an Ankara’da 30 tane temsilciliğimiz var.
ARADAKİ YATIRIMCILAR YOK : Piyasada aradaki yatırımcıların azaldığını ifade eden Genel Koordinatör Türkan Koçak ise şunları söyledi: "Piyasa, 2004 yılından 2006 yılına kadar çok iyi durumdaydı. 2006’nın sonunda mortgage istediğimiz düzeyde, şekilde ve zamanda ortaya çıkmadığı için bazı yavaşlamalar oldu. Doların da inişiyle beraber yatırımcılar geriye çekildi. Şu anda piyasada bulunmayan, aradaki yatırımcılar. Şu günlerde 100-150 bin Ytl arasındaki gayrimenkullerin satışı hızlı. Daha büyük yatırımcıları, 500 bin Dolar’a gayrimenkul alanları da piyasa çok fazla etkilemiyor.
PİYASA ÇOK FAZLA BORÇLU : Doların biraz yükselmesi, çok uzun zamandır Dolar ve Euro’da para bekleten insanlar ve bizim için güzel bir gelişme. Konut kredisi faiz oranları da bundan bir sene öncesine nazaran çok iyi konumda. Ben piyasanın çok fazla borçlu olduğunu düşünüyorum. Çünkü müşterilerin aldığı sadece konut kredisi değil, ihtiyaç kredisi, taşıt kredisi de alıyorlar. İnsanlar borçla yaşamaya alıştı. Kredi hacmimiz büyüdü. Borç olmadan mal edinilmez ama biraz fazla tüketim toplumu haline dönüştüğümüzü düşünüyorum. Diğer krediler ödenirken, yatırım için yapılacak tasarrufta da sekmeler oluyor.
Önümüzdeki sene gayrimenkulün yılı
ÖNÜMÜZÜN aydınlık olduğunu düşünüyoruz. Mortgage Yasası’nın çıkışıyla ilgili bazı sıkıntılar var. Yasa yavaş yavaş oturacaktır. Umuyoruz ki gelecek sene gayrimenkulun senesi olur. Piyasa genel olarak durağan olduğunda İstanbul’da da İzmir’de de durağan oluyor ancak Ankara piyasası, değişikliklerden biraz daha çabuk etkileniyor.
2005-2006 yılında gayrimenkulde normalde olması gerekenin çok üstünde artışlar gördük. 100 bin Ytl’ye sattığımız bir gayrimenkul, 3 ay sonrasında 130 bin Ytl’ye tekrar pazara sürüldü. Geçtiğimiz 1 buçuk yıllık süreç de gayrimenkul için çok kötü geçmiş bir süreç değil. Rakamlar biraz da mantıklı seviyelere çekildi.
Alım beklerse sıkışma olur
BELLİ bir süre alım bekletildiğinde sıkışma yaratılır ve bu sıkışma en kötü ihtimalle 2 ya da 3 sene içinde çözülür. Koşullar ne olursa olsun alıcılar yavaş yavaş piyasaya çıkmaya başlar. Bu da 2008 sezonunun bizim için olumlu geçeceğini gösteriyor. Emlakçı açısından, rakamların az ya da çok olması çok fazla şey değiştirmiyor. Biz her dönemde, doğru rakamla, doğru alıcıyı bulabilirsek kazanırız. Bu sebeple ben emlak komisyonculuğu dalında 2006’da olduğu gibi pozitif bir piyasa görüyorum. Ama bu, gayrimenkul fiyatlarının tavana vuracağı anlamına gelmiyor. Fiyatların olması gereken yerde kalması daha sağlıklı.