Güncelleme Tarihi:
Yeni Türk operası markasını ortaya çıkarmak hedefinde olduğunun altını çizen Karahan, iki gün önce Puccini’nin Turandot eserini yorumladığını kaydederek, şu bilgileri verdi:
ANADOLU’NUN ZENGİN BİR KÜLTÜRÜ VAR
“Pucciniler, Verdiler, Rossiniler, Donizettiler, Belliniler, Mozartlar, Wagnerler, Çaykovskiler, yazılabilecek her şeyi yazmış. O melodik yapı içerisinde ne yapsanız tekrara giriyorsunuz. Ama Türkiye, Anadolu toprakları tarihinden gelen çok ciddi bir melodik zenginliğe sahip. İşte bizim esas ana damarımız orası. Anadolu’nun çok zengin bir kültürü var. Çünkü çok ciddi bir tarih barındırıyor bünyesinde. Bin yıllar öncesine gidiyor. Sonra Osmanlı Devleti var. Çok ciddi tarihi zenginlik ve çeşitlilik var Anadolu topraklarında. Bu, ister istemez kültürel anlamda, melodik yapıya da yansıyor. O yüzden melodik çeşitlilik ve zenginlik oluşmuş. İşte bu bizim ana kaynağımız olacak. Biz Avrupa’da ve dünyada olmayan bu melodik zenginlik, çeşitlilik içerisinde, uluslararası formlarda eserler ortaya koyup Avrupa’ya Türk operasını tanıtmalıyız.
HER YAŞTAN VE KESİMDEN İZLEYİCİ
Türk halkı operayı çok seviyor. Dünyadaki en genç opera izleyicisi Türkiye’de. Avrupa’ya veya dünyanın herhangi bir yerine gidin, 50 yaş ve üzeridir opera izleyicisi, çok az genç görürsünüz. Ankara’daki temsillere bakın, lise, üniversite öğrencileri gelir. Bir de bizim seyirci çeşitliliğimiz çok güzel. Çalışan kesim, memur, doktor, ev hanımı, başı açık ya da başı kapalı var. Çok geniş bir kitleye hitap ediyoruz. Bu çok önemli. Belli bir kitleye değil, çok geniş bir kitleye hitap ediyoruz.”
MÜNİR NURETTİN’İ ANLATACAĞIZ
En büyük hedeflerinden birinin ‘Münir Operası’ olduğunu kaydeden Karahan, “Münir Nurettin Selçuk’un hayatını anlatan bir opera. Münir Nurettin Selçuk, Paris Konservatuvarı’ndan mezun olmuş, klasik Batı eğitimi almış bir tenordur. Öyle bir opera düşünün ki Münir Nurettin’i anlatacak. Operanın ortasında ‘Kalamış’ olacak ve ‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız’ eseriyle bitecek. Çalışmaları başladı” dedi.