Güncelleme Tarihi:
Ankaralı olan ve 2009 yılında eğitim için Amerika’ya giden Gizem Şalcıgil, uzun bir süredir Türk kahvesini tanıtmak için özel bir araçla ülke ülke, şehir şehir geziyor. Türk kahvesiyle toplumlar arası ilişki kurmayı amaçlayan Şalcıgil, “Türk kahvesini bir ürün olarak değil, kültür olarak tanıtmalıyız. Amerika’da inanılmaz bir kahve kültürü var ama Türk kahvesini tanımıyorlar. Kahveyi ilk pişiren biziz ama ‘kahve’ denince akla gelen bir ülke değiliz. Benim amacım ‘kahve’ denince Türkiye’nin akla gelmesi” diyor.
KÜLTÜREL DİPLOMASİ
Şalcıgil, ‘Turkish Coffee Lady’ adlı markasının kuruluş hikâyesini ise şöyle anlatıyor:
“Amerika’da insan ilişkilerinin kahve üzerinden ilerlediğini gördüm. Bizim de 500 yıllık bir kahve kültürümüz var. ‘Toplumlar arası ilişkileri nasıl kurabilirim’ diye düşünürken ‘kültürel diplomasi’ kavramı ile tanıştım. İlk olarak 2009 yılında sosyal iletişim ağı kurdum. Çok beğenildi. Sonrasında insanlar biraraya gelmek istediler. Washington Büyükelçiliği’mizde ve New York’ta Türk kahvesinin tanıtımı için etkinlikler düzenledik. Özellikle Amerikalılar büyük ilgi gösterdi. O dönem Amerika’da yiyecek araçları çok popüler oldu. Ben de minik bir Türk kahvesi aracı yaptım. Washington’dan başlayarak New York, Boston, Baltimone gibi çok sayıda şehirde binlerce kahve dağıttık. Toplumları kahve kültürüyle birleştirmek istedik. Daha sonra Avrupa’dan teklif geldi. Hollanda, Belçika ve Fransa’da benzer etkinlikler yaptık. Nato Genel Merkezi’ne bile girdik. Sanatçı Hasan Kale, kahvenin telvesiyle Türkiye’nin turistik ve tarihi bölgelerine ait görseller hazırladı. Biz bu sanat eserleri ve kahvelerle birlikte yine kahve tanıtımları yaptık.”
Gizem Şalcıgil, markayla birlikte kadın girişimcileri destekleyen bir vakıf kurduklarını ve satılan her kahve paketinden yüzde 5’lik bir payı bu vakfa aktardıklarını da söyledi.