Turizmde yeni sadelik arayışı

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2009 00:00

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) İkinci Başkanı ve Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Başkanı Seçim Aydın turizmdeki yeni doğallık ve sadelik anlayışını irdeliyor.

Soru: Teknolojinin olanca hızıyla ilerlediği çağımızda, iş yoğunluğu, stres gibi olumsuzluklardan kaçış yolumuz, hevesle beklediğimiz tatillerimiz. Yoğunluk ve karmaşanın etkisinden kurtulmamız, doğal sade ve bozulmamış bir ortamda tatil diye düşünüyorum. Dünyada ön plana çıkan sadelik anlayışının turizme yansıması hakkında ne düşünülüyor?
Yudum ÇETİNER

Yanıt: Münih Konservatuarı Öğretim Üyesi değerli Piyanistimiz Yudum Çetiner, bu soruyu sormadan önce bize unutulmayacak bir piyano konseri dinletti. Konserle ilgili izlenimleri sizlerle paylaşmaktan gurur duyuyoruz. Konsere hakim olan sadelik ve huzur anlayışı içinde yorumladığı Fazıl Say ve Almanya’da film müziği olarak kullanılan kendi bestesi için öncelikle teşekkürlerimizi iletiyoruz.
Tabii ki modern hayat ve teknolojinin sağladığı imkânları yadsımamız mümkün değil. Ancak doğal, sade, sağlıklı ve insan doğasını zorlamayan bir yaşam tarzına doğru ilerleyiş, son zamanlarda kendini hissettirmekte ve bu yolda yeni arayışlar dikkati çekmektedir. Bu arayış doğal olarak tatil ve turizm hareketliliğine de yansımaktadır.
Dünyadaki hızlı, ekonomik, siyasal ve teknolojik gelişmelere koşut olarak turizm tüketim kalıplarında da son yıllarda önemli bir değişim gözlemlenmektedir. Zamanla daha da belirginleşen yeni turist profilinin beklentileri deniz-kum-güneş üçgeninin hâkim olduğu turizm merkezlerinden çok, doğa ile iç içe, abartılı olmayan konaklama tesislerinde iyi ve nitelikli hizmet, bozulmamış, sağlıklı bir çevrede aktif bir tatil olarak sıralanabilir.
Bu çerçevede, turizm anlayışımıza yer almasına katkıda bulunduğumuz Yavaş Şehir (slow city), somut olmayan kültürel miras, eko-turizm gibi kavramlar çoktan eklendi.
Eko turizm, çevreyi koruyan ve yerel halkın refahını gözeten, doğal alanlara karşı duyarlı bir gezi anlayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Kişilerin az ama doğal olanı tercih ettiği bir beslenme düzenini, özellikle su ve enerjiye saygılı yaşam tarzını benimsediği bilinmektedir. Yaşam mühendisleri “Sağlıklı yaşamak, sağlıklı yaşlanmak” olarak adlandırılabilen bir tarz oluşturmaya çalışmaktadır. TÜROFED olarak Ülkelerin tanıtım ilkelerine bu tarza uygun tatil anlayışlarını yansıttıklarını da izlemekteyiz. 
Turizm pazarında, doğaya dayalı  turizm olarak tarif edilen eko turizm, sürdürülebilir kalkınma aracı  olarak görülmektedir. Eko turizm, çoğunlukla küçük gruplar halinde, ailelerce işletilen küçük tesislerde, geleneksel mimari ve yerel kaynakların kullanımını hedef almaktadır.
Eko turizm, amacına uygun gerçekleştirildiği takdirde, duyarlı eko sistemlerin korunması ve bu bölgelerle çevresinde yaşayan nüfusun sosyo-ekonomik gelişmesi için kaynak yaratabilen bir araç olarak görülmektedir.
Ülkemiz Akdeniz’deki başlıca turizm merkezlerinden biridir. Yaklaşık 8 bin km. uzunluğundaki sahilleri, çeşitli uygarlıklardan kalan zengin kültür mirasının yanında, iklimsel çeşitliliği nedeniyle olağanüstü bir biyo çeşitliliğe sahiptir.
Çalışmaları süren Doğal Kaynak Envanteri gibi veriler sayesinde, ekolojik verimlilik düzeyi belirlenerek eko turizmde seçenekler geliştirilebilecektir.  Bu kapsamda, bu tür alternatif tatil arayışında olanlar için, bütün bir yıl boyunca doğal yaşam gezileriyle doğal yaşam tatil köyleri gibi seçenekler sunulabilmektedir. 
Bu arada, Türkiye’nin her türlü  tatil anlayışına hizmet edebilecek kapasiteye sahip bir ülke olduğunu ifade etmeliyiz.  İyi değerlendirdiğimiz takdirde, gerek iç turizmden gerekse uluslararası turizmden büyük ekonomik katkı sağlayacak olan bir ivmeyi yakalamamız mümkündür.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!