Turizmde hedeflere değil sorunlara odaklanılıyor

Güncelleme Tarihi:

Turizmde hedeflere değil sorunlara odaklanılıyor
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 08, 2009 00:00

Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) İkinci Başkanı ve Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği (ATİD) Başkanı Seçim Aydın, "Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 2634 Sayılı Yasa’nın sektöre verdiği olanak ve yetkilerin tam anlamıyla kullanılamaması nedeniyle sektör çözümlere ve ileriye dönük hedeflere yönelmek yerine, sorunlara odaklanılan bir dönemden geçmektedir" diyor.

 Soru: Turizmle ilgili tüm program ve yayınlarda, krizle turizm bir arada biraz fazla işleniyor. Bu durumun piyasada oluşturduğu beklentilerin pazarlama sürecini de olumsuz etkilediği kanısındayım. Bir profesyonel olarak bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek ihtiyacı duydum. Genel bir değerlendirmeyi bizimle paylaşmanız mümkün mü?

Merve KARAKAŞ

n Yanıt: Sorduğu sorudan dolayı sayın okurumuzun turizm alanında deneyimleri olan bir kişi olduğunu düşünüyorum. Başta özet olarak söylenmesi gereken dünyanın ekonomik kriz dönemlerinden birini daha yaşamakta olduğudur. Bu sürecin sonucu olarak da ekonomide denge her zaman olduğu gibi, yeni bir düzeyde tekrar oluşacaktır. Turizm ekonomisinin de bu duruma paralel olarak gelişeceği açıktır.

Biz, turizm sektörü olarak yıllık gelişmeleri (kriz dönemlerini) uçurtmayı yüksekte tutan sert rüzgárlar olarak değerlendiriyoruz. Sektörün yurt dışındaki yapılanması, içerideki dinamik yapısı devletin sağlayacağı imkánlarla desteklendiğinde, gerçekten sert rüzgárlara karşı koyabilmekte ve yükselen trendler elde edilmektedir.

Burada, turizm dendiğinde iç turizmi de unutmamak gerektiğini hatırlatmak isterim. Özellikle ara tatilleri ve erken rezervasyon sisteminin benimsenmesi nedeniyle yaz tatillerini turizm işletmelerinde seyahat acentelerinin aracılığıyla geçirenler yaklaşık 30 milyon kişilik ek kapasite oluşturmaktadır. TÜROFED olarak da üzerinde durduğumuz gibi, bu gelişim turizmin tüm yıla ve ülkeye yayılmasına sağlanan çok önemli bir katkıdır. Türkiye artık turizmin 12 ay sürdüğü bir tatil ülkesidir. Toplam 60 milyon kişiye hizmet sunulan turizm sektörü, 50 sektörün katkılarıyla ülke ekonomisinde önemli bir çoğaltan etkisi sağlamaktadır.

Oysa diğer ülkelere göre tatil turizmi dışında da gelişim imkánları olan Türkiye turizminin yatırım, işletme ve pazarlama işletmeleri ile birlikte kriz döneminin yeni bir dengede hedefini bularak sona ereceği yıllar için daha çok desteklenmeye ihtiyacı vardır. 2634 Sayılı Yasa’nın hazırlandığı dönemde olduğu gibi imkán ve hedeflerin iyi tanımlanacağı, dünyadaki gelişmelerin yansıtılabileceği yeni bir dönemin tanımlanması gerekmektedir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın işletmelere verdiği belgelerin sahip olunan yetkileri daha çok yansıtacak bir güce sahip olması, turizmcilerin niteliklerini kanıtlamak için özel kurum ve kuruluşların değerlendirmesine ihtiyaç duymaması gerekir.

Ancak ne var ki son dönemlerde Kültür ve Turizm Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 2634 Sayılı Yasa’nın sektöre verdiği olanak ve yetkilerin tam anlamıyla kullanılamaması nedeniyle sektör çözümlere ve ileriye dönük hedeflere yönelmek yerine, sorunlara odaklanılan bir dönemden geçmektedir.

2023 yılına kadar belli bir stratejinin belirlenmesine rağmen, halen günlük toplantılara umut bağlanan bir yöntem nedeniyle hedeflerin gerçekleşmesine yönelik uygulama kararlarının alınamadığı gözlemlenmektedir.

Zamanın iç sorunlar ve bürokratik işlemlerle harcanması, geleceğe yönelik planlamaları büyük ölçüde aksatmaktadır. Turizmcinin (yatırımcı, işletmeci, acente) 10 yıl sonrayı görebilecek planlama ve politikalara ihtiyacı vardır. Bir yıldan kısa süreli dönemler için alınan kararlarla değişen vergilerin yanı sıra işletme girdi maliyetlerini etkileyebilecek artışlar nedeniyle işine yönelemeyen sektör, yıllık programlarını hazırlarken bile güçlüklerle karşılaşmaktadır.

Sonuç olarak küresel gelişmelere yanıt verebilecek ve turizme yeni eğilimler sunabilecek bir turizm yapısına sahip olduğumuzu; yeni bir eğilim olarak Anadolu’nun gezginlerin tercihi olmaya başladığını, uluslararası iletim ve ulaşım hatları nedeniyle elde edilecek gelişmelerin iyi kullanılması için, yeterli desteklerin sağlanması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Bu dönemde krizle ilgili sözcükleri turizm imkánları sınırlı bir ülke gibi kullanmak, turizmin başarısını gelen turist sayısı ile ölçmek, rakip ülkelere yarar sağlayacak sonuçlara yol açacaktır.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!