Güncelleme Tarihi:
Özkan ARSLAN/ANKARA, (DHA)- ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ/PDY'nin mahrem yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında, örgüt imamlarıyla ankesörlü telefonlarla irtibat kurdukları tespit edilince deşifre olan Düzce İl Jandarma eski Komutanı Kıdemli Albay Yılmaz Ö. ve emekli Yarbay Yaşar K. hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, her iki şüphelinin itiraflarına yer verilirken, FETÖ'nün TSK içerisindeki kripto yapılanmasına nasıl ulaşıldığı da detaylı şekilde anlatıldı.
Yılmaz Ö. ve Yaşar K. hakkında ayrı ayrı hazırlanan iddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ'nün mahrem yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamanda, örgüt imamlarının TSK içerisindeki kripto subaylarla kontörlü ve sabit ankesörlü telefonlarla ile görüştüklerinin tespit edildiği ve kapsamda Ankara genelinde yer alan kontörlü telefonlarla ilgili yapılan çalışmalar sonucunda, büfe, kuruyemişçi veya marketlerde bulunan kontörlü telefondan birçok kez ardışık bir şekilde 14’ü kıdemli albay, 12'si albay, 21'i yarbay, toplam 47 subayın arandığının tespit edildiği belirtildi.
6 SUBAY VE 1 SİVİL İMAM İTİRAFÇI OLDU
İddianamede benzer soruşturmaların İstanbul ve Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılıklarınca da yürütüldüğü ve bu kapsamda Ankara'da gözaltına alınan şüphelilerden Gürkan M., Ferhat K., Yılmaz Ö., Yaşar K., Mahmut A. ve Sezgin T.'nin kontörlü telefonlardan mahrem 'Abi'ler tarafından arandıklarını kabul ederek, örgütün kontörlü, ankesörlü telefonlarla irtibat sistemini anlattıkları belirtildi. Sivil mahrem imamlardan Metin B.’nin de aynı şekilde itirafçı olduğu anlatıldı.
İTİRAFÇI OLANLAR SERBEST KALDI
İddianamede, suçlamaları kabul ederek etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediklerini söyleyen şüphelilerden Gürkan M., Ferhat K., Yılmaz Ö., Yaşar K., Mahmut A. ve Sezgin T.'nin adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıkları, diğer şüpheliler Fevzi B., Ali K., Polat M., Emin H., Metin D., Suphi D. Şahin B., Şükrü Y., Yaşar G., İsmail S. ve Zafer K.'nin ise tutuklandıkları, söz konusu soruşturmanın kontörlü, ankesörlü telefonlar üzerinden sivil mahrem imamlarla irtibatı tespit edilen diğer asker şüpheliler yönünden genişletilerek halen devam ettiği belirtildi.
MAHREM İMAMLARIN GERÇEK İSİMLERİNİ BİLMİYORLAR, BYLOCK KULLANMIYORLAR
İddianamede, FETÖ'nün, 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren İstanbul Kuleli Askeri Lisesi ve İstanbul Deniz Lisesi’nde Işık Evleri'ne gittiği tespit edilen öğrencilerin deşifre olması ve bazı soruşturmaların açılması sonucunda TSK içerisindeki yapılanmasını mahrem bir şekilde oluşturmaya başladığı anlatılarak, "Örgütün Mahrem İmamlar kategorisinde ele aldığı TSK bünyesine sızmış mensuplarının çok az kısmına kriptolu haberleşme programı Bylock yüklediği, geri kalan mensuplarıyla özellikle geçmiş yıllarda kullandıkları bir sistem olan kontörlü, ankesörlü telefonlar ile haberleştiklerinin tespit edildiği, yapılan operasyonlar neticesinde gözaltına alınan askeri personel ve sözde imamlardan etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak isteyen şahıslardan elde edilen bilgiler ışığında, örgütün iletişim yöntemleri ile sözde imam düzeyinde sorumlu olan şahısların sadece kod isimlerinin tespit edilebildiği, bu şahısların telefon numaralarını ve açık kimlik bilgilerini bilmedikleri, genellikle ayda veya iki ayda bir kez iletişime geçilerek buluşmalar ve toplantıların gerçekleştirildiği, bu görüşmede bir sonraki buluşma tarihi kararlaştırıldığı" değerlendirmesi yapıldı.
AYNI SABİT HATLARDAN ARANMIŞLAR
Soruşturma kapsamında tespit edilerek gözaltına alınan kripto örgüt üyelerinin, HTS analiz raporlarında aynı sabit numaralardan farklı zamanlarda arandıklarının belirlendiği anlatılırken, şüpheli Yılmaz Ö. ile sabit hatlardan irtibat kuran sivil imamların örgütsel amaçlı olarak aynı sabit hatları kullanarak şüpheli albaylar Ferhat K., Hakan E., İbrahim T., Sezgin T., Fevzi B., yarbaylar Şahin B., Yaşar G., Oğuz K., Emin H., Mahmut A., Orhan Ç.'nin de aradıkları, şüpheli Yaşar K. ile irtibat kuran sivil imamın albaylar Gürkan M., Fevzi B., Sezgin T., Ali K., Ahmet K., Özkan D., Fevzi B., yarbaylar Fazıl Z., Oğuz K., Emin H., Mahmut A. ve Ali K. ile de irtibat kurdukları tespit edildi. Yine şüphelilerin kendi aralarında da değişik zamanlarda irtibat kurduklarının tespit edildiği belirtildi.
HER İKİ ŞÜPHELİ DE FETÖ İLE İLİŞKİSİNİ KABUL ETTİ
Cumhuriyet savcısı Ali Alper Saylan tarafından her iki şüpheli hakkında hazırlanan iddianamede, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istedikleri ve itiraflarda bulundukları belirtildi. Şüpheli Düzce eski Jandarma İl Komutanı Yılmaz Ö. itiraflarında, FETÖ ile 1991 yılında Ankara’da okul arkadaşı Harun K. aracılığıyla ilişki kurduğunu, beraber Samanyolu okullarına gittiklerini, bu dönemde kendisi ile Bahadır, Mehmet ve Nail adlı şahısların ilgilendiğini, bu yapıya dini duyguları ve maneviyat kaygıları ile katıldığını anlattı. Görev yaptığı farklı illerde bulunduğu dönemde kendisiyle ilgilenen sivil imamların isimlerini veren Yılmaz Ö.'nün, bu kişilerden Ertuğrul D., Kasım Safa K. ve İsmail F.'yi fotoğrafından teşhis ettiği anlatıldı. Sivil imamlarla kontörlü telefonlardan aranmak suretiyle örgütsel görüşmeler yaptığı ve buluştuğunu anlatan Yılmaz Ö'nün 15 Temmuz darbe girişimi öncesi kendisine herhangi bir talimat verilmediğini ve bu girişimden önceden haberi olmadığını söylediği de belirtildi.
'ENVER' KOD ADINI KULLANDIM
Şüpheli emekli Yarbay Yaşar K. da, FETÖ ile 1992 yılında Enes kod adının kullanan arkadaşı Turgay A. aracılığıyla ilişki kurduğunu ve yapı içerisinde 'Enver' kod adını kullandığını belirterek, "Ankara’da Muhabere İşletme Tabur Komutanlığında İşletme Takım Komutanı olarak 1996-1998 yıllarında, Jandarma Okullar Komutanlığında Muhabere Öğretmeni olarak 1998-2000 yılları arasında, Teknik İstihbarat Daire Başkanlığı'nda 2004-2007 yılları arasında, TİB Başkanlığı İrtibat Görevlisi olarak 2007-2010 yılları arasında, İstihbarat Okulunda 2012-2012 yılları arasında, Kom dairede 6 ay süreyle, MİT irtibat görevlisi olarak 2013-2016 yılları arasında görevli olarak bulundum. 2016 yılında darbe girişimi sırasında Şırnak iline tayinim çıktığı için Ankara’da mehil iznindeydim" dedi.
AYRILMAK İSTEDİM, 'CEMAATTEN KOPANLAR BİR ŞEKİLE CEZALANDIRILIR' DEDİ
Yaşar K. , 2010 yılında Ankara'da tekrar buluştuğu arkadaşı Turgay A'ya, sohbet esnasında Fetullah Gülen hakkında olumsuz kanaatte olduğunu, cemaat olarak siyasete bulaştıklarını, niyetlerinin kötü olduğunu, Risale-i Nur ve Fetullah Gülen'in söylemlerinde şirke düşücü söylemlerin olduğunu bu bağlamda cemaat ile bağını koparmak istediğini söylediğini, ancak Turgay A.'nın kendisine, cemaatten kopanların bir şekilde cezalandırılacağını, işlerinin ters gideceği yönünde telkinde bulunduğunu söyledi.
DARBE GİRİŞİMİNDEN SONRA ÇAT KAPI EVİME GELDİ
Bu görüşmeden sonra ismini Burak olarak bildiği sivil imam ve arkadaşı Turgay A.'nın peşini bırakmadığını söyleyen Yaşar K., "Daha sonra 2013 yılında beni Nail isimli kişiyle tanıştırdılar. Bu kişi benim kaçamak tavırlarımı anlayınca bana Nokia marka, içinde numarasını hatırlamadığım kontörlü hat olan bir telefon verdi. Görüşmeleri bu telefon üzerinden yapıyorduk. 17/25 Aralık sürecinde kendime zarar gelebileceğini düşünerek bu telefonu Ocak 2014 tarihinde Nail isimli şahsa geri verdim. Bu kişiyle ısrarları üzerine daha sonra ailecek de görüştük. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu kişi çat kapı evime geldi. Evin önündeki arabasında görüştük. Ben bu girişimle alakası olup olmadığını sordum. Her şeyi inkar edince, 'Sizin yüzünüzden emekli oldum, beni bir daha aramayın' diyerek ayrıldım. Daha sonra görüşmedim" dedi.
İSTENİLEN CEZADAN İNDİRİM UYGULANACAK
Cumhuriyet savcısı, iddianamede, her iki şüphelinin de örgüt üyeliğinden yargılanmasını, ancak etkin pişmanlıktan yararlanarak örgüt hakkında bilgi vermeleri nedeniyle, şüpheliler hakkında TCK'nın 221/4-2 maddesi uygulanarak, verilecek cezadan indirim yapılmasını talep etti. İddianamelerin kabul edilmesi halinde her iki sanık da hakim karşısına çıkacak.