Umut ERDEM
Oluşturulma Tarihi: Nisan 23, 2007 00:00
TRT Genel Müdür Vekili Ali Güney, çeşitli sorunlar nedeniyle 2006 ve 2007 yıllarına ait 60 günlük iznini kullanan Genel Müdür Yardımcısı Mete Coşkun’un yerine hemen Teknik Planlama Daire Başkanı Süleyman Altun’u vekaleten atadı. Güney, izninin ilk haftasında tekrar görevine dönmek isteyen Coşkun’u, "davranışlarında tutarsızlık var" diyerek görevine başlatmadı.
Coşkun, Güney’in bunun üzerine Ankara 7. İdare Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, 16 Nisan’da, "Yıllık izin onayı alınarak, izne ayrılmış olan davacının izninin tamamını kullanmadan göreve başlaması personel hukukunun genel normlarına göre mümkündür" kararını verdi. Ancak Genel Müdürlük mahkeme kararına rağmen Coşkun’un görevine dönmesini onaylamadı.
ŞİFAHİ TALEP DİKKATE ALINDI
Güney, göreve neden başlatmadığını Coşkun’a yazıyla bildirdi. Güney, yazıda şu görüşlere yer verdi:
"Ailevi sebeblerle ve eşinizin rahatsızlığı gerekçesi ile emekli olmaya karar verdiğinizi belirterek, yıllık izin haklarınızın tamamını kullanmak isteğiniz talebi iletilmiştir. Emekli olma konusunda bir kez daha düşünmenizi belirtmem üzerine, bu konuyu uzun süredir düşündüğünüzü şifahi olarak tarafıma belirttiniz.
DAVRANIŞLARINIZDA TUTARLILIK YOK
Genel Müdür Yardımcılığı gibi en üst yönetimi oluşturan bir makamda yapılan görevde tavır ve davranışlarda tutarlılık olması, verilen kararın sonuçları ne olursa olsun uygulanması gerekmektedir. Tarafınızca verilen emeklilik kararı ve bu karara dayalı olarak yıllık izninizin tamamını kullanmanıza ilişkin talebiniz sonrasında görev yaptığınız makama ait görevlerin aksatılmadan yürütülmesi ve boşluğun giderilmesi amacıyla tarafımca vekaleten atama şeklinde işlem yapılmıştır. Dolayısıyla yeni bir işlem yapılıncaya kadar tarafınızca verilen emeklilik kararına dayalı olarak yıllık izinlerinizin tamamını kullanmanıza ilişkin talebinize konu yıllık izinlerinizin kullanılmasına devam edilmesi gerekmektedir."
EMEKLİLİK TALEBİ HAYAL
Günay’ın, "Emekli olacak" iddiasını Coşkun, dava dilekçesiyle yalanladı. Dilekçede, "Bu olay tamamen hayal ürünü olup, davacının herhangi bir beyanı olmamıştır. Bu tür iddialar TRT gibi bir kurumun ciddiyetine yakışmıyor" denildi.