Güncelleme Tarihi:
Tamer TOĞANAŞ (AA)
MEHMET Aycı'nın, demiryolu yazılarından oluşan “Sonrası Şimendifer” adlı kitabı okuyucularla buluştu. Kitapta, unutulan vagonlardan geyiğe trenin çarpmasına, Ankara Gar'ın güvercinlerinden makinistin meslek hayatının inceliklerine kadar demiryolcu yaşamına dair pek çok konu işlenirken, bilinmeyen birçok konuya da yer veriliyor.
Soyadını Atatürk'ün verdiği, ilk Türk demiryolu müteahhidi ve Türk havacılığının efsanevi ismi Nuri Demirağ'ın da geniş bir şekilde anlatıldığı kitapta, demiryoluna zarar verenlere idam cezası öngören yasanın yakın zamana kadar yürürlükte olduğu da ironik bir dille anlatılıyor.
“Haydarpaşa'dan Haydar Paşa'ya” adlı denemede ise Haydarpaşa isminin Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde mimar mühendis tabyalarının başında olan, Osmanlı coğrafyasına pek çok sanat yapıtı kazandıran, Bağdat-İstanbul kervan yolunun işler vaziyette tutulmasından sorumlu olan Ispartalı Haydar Paşa'nın hayatıyla birlikte Haydarpaşa Gar'ının geçmişten günümüze geçirdiği badireler ve Haydarpaşa Kentsel Dönüşüm projesi de ayrıntılı şekilde işleniyor.
Özgün konular ve üslubuyla Türk Demiryolu edebiyatında yeni tartışmalar açacak içeriğe sahip kitapta, demiryoluna zarar verenlere idam cezası öngören yasanın kaldırılışı şöyle anlatılıyor:
“14 Temmuz 2004 tarihli Resmi Gazete'yi açıp bakın; '30.5.1283 tarihli Demiryollarının Usulü Zabıtasına Dair Nizamnamenin 1 ve 2'nci maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır' ibaresini görecek ve bu birinci madde de ne ola ki diye merak edeceksinizdir.
Bu birinci madde şöyledir erenler: 'Her kim ki kasten demiryolunu tahrip etmek ve bozmak veya arabaların yürümesine mani olacak surette yola bir şey koymak ve atmak veyahut ne surette olursa olsun arabaların seyrühareketine mani olmak veya yolundan çıkarmak veyahut demiryolu mevkıfları meyanesinde cari olan muhaberatı telgrafiyenin inkıtaına sebebiyet vermek gibi bir harekete içtisar edip de iş bu hareketinden dolayı bir güna sakatlık zuhur etmez ise bir seneden üç seneye kadar hapsedilir ve hareketi mezburesinden naşi telefi nefis vuku bulur ise idam edilir ve eğer ceriha zuhur eder ise muvakkat kürek cezası ile mücazat kılınır.'
Şimdi, 30 Mayıs 1283'te, yani ki 1867 tarihinde Türk Hukuk literatürüne giren bu cezanın kaldırılması 2004 yılına kadar niye bekledi derseniz, o nizamname kanundur erenler, kanunun da kanunla kaldırılması icap eder, her ne kadar kürek cezası diye bir ceza bulunmasa