Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2008 00:00
Geçen yıl 1.2 YTL olan üzümün kilogramına, 30-50 ykr önerilmesi ve firmaların alım için henüz harekete geçmemesi dolayısıyla hasada başlanamadı. 20 bin dönüm arazideki üzümler dalda kurumaya yüz tuttu.
KIZILIRMAK Vadisi’nin Ankara’nın Kalecik ilçesi kesiminde yetiştirilen ve şarap üretimindeki performansıyla bilinen üzüm çeşidi Kalecik Karası, hasat mevsiminin sonuna yaklaşılmasına rağmen dallarda alıcı bekliyor.
İlçede, geçimini yıllardır bağcılıktan temin eden 600 ailenin tamamına yakını, 2007’de 1.2 YTL olan üzümün kilogramına, bu yıl 30-50 YKr önerilmesi ve şarap firmalarının alım için henüz harekete geçmemesi dolayısıyla hasada başlayamadı. Yaklaşık 20 bin dönüm arazideki üzümler, dallarda yer yer kurumaya yüz tuttu.
Aşırı kar peşindeler
Kalecik Ziraat Odası Başkanı Yalçın Dikenoğlu, bağcılıkla uğraşan 600 ailenin yıllık üretim kapasitelerinin 600-700 ton olduğunu, bu yıl da üretimin 600 tondan aşağı olmayacağını tahmin ettiklerini bildirdi. Üretimin kimi yıllar bin tonu bulduğunu bildiren Dikenoğlu, şunları kaydetti:
"2008’de kuraklığa rağmen yeterli Kalecik Karası üretildi. Fakat ne hikmetse şarap üreticileri, fiyat belirlemedi, ’tanklarımız dolu’ deyip üzüm almaya yanaşmadı. Bir firma geldi, sözleşmeli olduğu çiftçiden aldı, diğerleri tarlada kaldı. ’Tanklarımız dolu’ diyen firmaların, Şanlıurfa, Elazığ, Diyarbakır’dan üzüm aldıkları, o plakalı araçların gelip gittiği, tarafımdan görüldü. Tankları dolu değil. Fiyatı düşürüp, üreticiyi mağdur edip aşırı kar peşindeler. Üzüm dallarda alıcı bekliyor."
Birliğin yönetim kurulu üyesi olan üzüm üreticisi, Kalecik ve Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Mehmet Sağkol ise Kalecik Karası’nın Türkiye’nin her tarafında yetiştiğini, ancak asıl aromanın Kalecik’in toprağında bulunduğu söyledi. Sağkol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Manisa, Aydın ve Nevşehir’de de yetişiyor ama hiç biri Kalecik’tekinin yerini tutmuyor. Devlet, Kalecik Karası’na destek verdi, her vatandaşa beş dönüm bağ diktirdi. Şimdi vatandaş ’ben bağımı sökeceğim. Bana devlet bunu verdi, pazarını da bulsun’ diyor. Şu anda pazarını bulamıyoruz, derdimiz bu. 3-4 büyük firma, bu işi tekeline almış, vatandaşı ezmeye çalışıyor. Devletten isteğimiz ÖTV’nin inmesi. Belki o zaman firmalar ellerindeki stoku eritir, vatandaşın ürünü de değer kazanır."
Çeşme ve kuyu suyu kesildiği için üreticinin 20 kilometre mesafeden traktörün arkasındaki 3-5 tonluk tanklarla su taşıdığını anlatan Sağkol, "Her tankın yakıt bedeli 20 YTL. Maliyetler yüksek. Dolayısıyla simsarlar aracılığıyla önerilen geçen yılın 4’te biri oranındaki fiyatın üreticiyi kurtarması mümkün değil" diye konuştu.
15 gün dayanabilir
Dikenoğlu, "Üzümün 75 YKr maliyeti var. Fiyat 1 YTL olursa üretici kar edebilir. Yoksa zararda. İlacı, sulaması, işçisi, budamasıyla zararda. Kuraklık nedeniyle zaten buğday çıkmadı. Böyle giderse köylü gelecek sene iflas bayrağını çeker" dedi. Dallardaki posası çıkmış salkımları gösteren Dikenoğlu, "Üzüm olgunlaştığında tatlanır. Hasat edilmezse eşek arıları buna biner ve içinin özünü yer. Geriye de işte böyle kurumuş salkım, kabuk kalır. Bundan ne pekmez, ne şarap olur. Hasat edilmezse, 15 gün sonra tamamı böyle kurumuş olur" şeklinde konuştu.
Öte yandan, yörede bağlarda kuruyan üzümler, dala zarar vermemesi için kopartılıyor. Gökdere köyünde, 15 dönümlük arazide, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının fidan, çit ve benzeri katkılarıyla bağ oluşturan Kadir-Zeliha Doğan çifti de, kuruyan üzümleri dallardan kopartarak çuvallara doldurdu.
Doğan, bağlarından ortalama 10 ton üzüm çıktığını, bu yıl bu rakamın tahminen 2-3 tona indiğini ifade etti.
Firmaların kumarı
Kalecik Üzüm Üreticileri Birliği 2. Başkanı olan Kalecik ve Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi Kudret Tanılgan ise önceki yıllarda bağcılığı teşvik eden bazı firmaların bulunduğunu belirterek "Ancak şimdi şaraptaki çeşitli bahanelerle ’başınızın çaresine’ bakın diyorlar. Simsarlar aracılığıyla 30-50 YKr fiyat teklif ediyorlar. Bugün itibarıyla, bu üzümün hasadının 20 gün önce yapılmış olması gerekiyordu. Üzüm gördüğünüz gibi dalında çürüyor, arılar ve kuşlar zarar veriyor" dedi. Bağındaki kurumaya yüz tutmuş üzümleri gösteren Tanılgan, şu iddialarda bulundu:
"Buralara kurulan irili ufaklı şarap fabrikası var, birinin yıllık kapasitesi 1500 ton. Bırakın dışarıdan gelenleri, yöremizdeki firmalara ürünümüzü verebilseydik sorunumuzu çözebilecektik. Maalesef birkaç büyük firma çiftçinin sırtından kumar oynuyor."