Tiyatronun çınarı şifa arayacak
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 17, 2008 00:00
Tiyatroya oyunculuğu ve rejisörlüğüyle 56 yıl gönül veren Nurtekin Odabaşı, şimdilerde, felçten kurtulup, tekrar sahnelere dönmek için gün sayıyor. Odabaşı, "Sahneyi bırakmam. Bıraktığım zaman öldüm demektir. Oyun oynamak beni ayakta tutar" dedi.
Nisan ayında, beyninde pıhtı oluştuğu için rahatsızlanan ve 28 gün yoğun bakımda kalan Odabaşı, vücudunun sol tarafı felç olduğu için Bilkent’teki GATA Rehabilitasyon Merkezi’nde iki ay fizik tedavi gördü. Hastalık sürecini anlatan Odabaşı, açılış oyununda rol aldığı Bursa ve Konya Devlet Tiyatrolarının kuruluş yılı kutlamasına katıldıktan sonra rahatsızlandığını söyledi.
Acil servisteki ilk müdahaleyi bile tiyatro oyunu gibi anlatan Odabaşı, "Doktor muayene ediyor, elimi, ayağımı kaldırıp indiriyor, soru soruyor. Dayanamadım ’Al bu takatukaları takatukalatmak için takatukacıya götür’ tekerlemesini söylemeye başladım. Doktor, ’Ben bile bunu söyleyemem. Bilinciniz gayet yerinde’ deyip, beni hastaneye yatırmaları için talimat verdi. Yoksa muayeneye devam edip, hafızamı kaybettim sanacaktı. Ben sol tarafıma küstüm" dedi.
Tiyatronun en eski kuşağı, bir bakıma "Çınar ağacı" olan Odabaşı, kendisini iyi hissettiğini, konuşmasının düzelmeye başladığını ve 20-25 gündür tripotla da olsa yürüyebildiğini anlattı.
"Biraz yorgun hissediyorum ama bir sürü projem vardı, asıl onlara üzülüyorum" diyen Odabaşı, bir an önce tekrar sahneye dönmek istediğini bildirdi.
Sahneyi bırakmam
Odabaşı, doktorların kendisini sezon başına kadar ayağa kaldırmaya çalıştığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Sahneyi bırakmam. Bıraktığım zaman öldüm demektir. Eğer düzelirsem, bu yıl yine ’Çığ’ adlı oyunda seyircilerimin karşısına çıkacağım.
Ayrıca, Devlet Tiyatrolarına iki proje sundum. Projelerimden biri Cem Güner’in ’Hünkar ve Mimar’ eseri. Kanuni Sultan Süleyman’la Mimar Sinan arasında geçen bir konu. Yeni bir oyun. Genel Müdür Lemi Bilgin ile görüştüm, ’Bu yıl hiç oynanmamış yeni oyunlarla sahne açmak istediğini’ söyledi. O düşünce içinde bunu değerlendirebilirmiş.
Diğeri de daha önce Bursa’da sahnelediğim ’Sürünün Beyaz Kuzusu’ adlı komedi. Bakalım, idarenin takdiri ama yine de oyun oynamak istiyorum. Rejide olup, oyunu yönetmektense, sahnede olmalıyım. Asıl o beni ayakta tutar."
Acil servisteki ilk müdahaleyi bile tiyatro oyunu gibi anlatan Odabaşı, "Doktor muayene ediyor, elimi, ayağımı kaldırıp indiriyor, soru soruyor. Dayanamadım ’Al bu takatukaları takatukalatmak için takatukacıya götür’ tekerlemesini söylemeye başladım. Doktor, ’Ben bile bunu söyleyemem. Bilinciniz gayet yerinde’ deyip, beni hastaneye yatırmaları için talimat verdi. Yoksa muayeneye devam edip, hafızamı kaybettim sanacaktı. Ben sol tarafıma küstüm" dedi.
Tiyatronun en eski kuşağı, bir bakıma "Çınar ağacı" olan Odabaşı, kendisini iyi hissettiğini, konuşmasının düzelmeye başladığını ve 20-25 gündür tripotla da olsa yürüyebildiğini anlattı.
"Biraz yorgun hissediyorum ama bir sürü projem vardı, asıl onlara üzülüyorum" diyen Odabaşı, bir an önce tekrar sahneye dönmek istediğini bildirdi.
Sahneyi bırakmam
Odabaşı, doktorların kendisini sezon başına kadar ayağa kaldırmaya çalıştığını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Sahneyi bırakmam. Bıraktığım zaman öldüm demektir. Eğer düzelirsem, bu yıl yine ’Çığ’ adlı oyunda seyircilerimin karşısına çıkacağım.
Ayrıca, Devlet Tiyatrolarına iki proje sundum. Projelerimden biri Cem Güner’in ’Hünkar ve Mimar’ eseri. Kanuni Sultan Süleyman’la Mimar Sinan arasında geçen bir konu. Yeni bir oyun. Genel Müdür Lemi Bilgin ile görüştüm, ’Bu yıl hiç oynanmamış yeni oyunlarla sahne açmak istediğini’ söyledi. O düşünce içinde bunu değerlendirebilirmiş.
Diğeri de daha önce Bursa’da sahnelediğim ’Sürünün Beyaz Kuzusu’ adlı komedi. Bakalım, idarenin takdiri ama yine de oyun oynamak istiyorum. Rejide olup, oyunu yönetmektense, sahnede olmalıyım. Asıl o beni ayakta tutar."