Güncelleme Tarihi:
Cumhuriyet dönemi Ankara mimarisinin önemli yapıları arasında yer alan ve günümüze kadar görkemini koruyarak gelen II. Evkaf Apartmanı, bugün pek çok Ankaralı tarafından ‘Küçük Tiyatro’ olarak biliniyor. 1. Ulusal Mimarlık Akımı’nın Mimar Kemalettin imzası taşıyan bu tarihi binası, yapıldığı yıllarda Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne kira geliri sağlamak için inşa edildi. Yazarlar, şairler, ressamlar, milletvekillerinin ikamet ettiği yapı, 70 yılı aşkın bir süredir ise Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü tarafından kullanılıyor. Bina içinde ‘Küçük Tiyatro’ ve ‘Oda Tiyatrosu’ olmak üzere iki sahne ve Refik Ahmet Sevengil Kütüphanesi ile Devlet Tiyatroları’nın idari birimleri bulunuyor. “Burası Ankara’nın ilk gökdeleni. 7 katlı bir bina. Yapıldığı yıllarda Ankara’daki en yüksek yapı” diyerek sözlerine başlayan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, tarihi binanın hikâyesini ve Ankara kültür-sanat hayatı için önemini anlattı:
Mustafa Kurt
BİNANIN ÜNLÜ SAKİNLERİ
“Evkaf Apartmanı, pek çok sanatçıya, şaire, milletvekiline ev sahipliği yapmış. Ünlü şair Orhan Veli Kanık, yazar Ahmet Hamdi Tanpınar, ressam Saip Tuna, bu isimlerden bazıları. Ayrıca Cumhuriyet’in ilk yıllarında bazı vekiller de burada kalmış. Bina, Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait. Biz Devlet Tiyatroları olarak tümüyle buranın kiracısıyız. Burası bizim için çok önemli. Tatbikat Sahnesi oyuncularının başına Muhsin Ertuğrul gelince bir sahne arayışına giriyor. Şu an ki Küçük Tiyatro’nun olduğu yer, o dönemde küçük bir depoymuş. Muhsin Ertuğrul, Ulus esnafının da yardımıyla bu bölümü Küçük Tiyatro’ya dönüştürüyor ve 1947 yılında Küçük Tiyatro açılıyor. Ayrıca Oda Tiyatrosu da atölye gibi kullanılıyor. 60 kişilik bir sahne. O tarihlerde bu küçük sahnede ‘Midas’ın Kulakları’ oynanıyor. Oyunu izleyen yazar Güngör Dilmen, eseri büyütmeye ve ikinci perdeyi yazmaya karar veriyor. Bugünkü operalarda oynanan ‘Midas’ın Kulakları’ eseri, o küçücük odadan doğuyor.
GÖZÜMÜZ GİBİ BAKIYORUZ
Türk tiyatrosunun en değerli isimleri burada sahneye çıkmış, oyunlar koymuş. Duvarlarında her birinin sesi yankılanıyor. Yapının mimarisi ve zenginliği, bütünlüğüyle herkesi içine alıyor. Binamızın her taşı, her karesi bizim için çok değerli. Kapıyı açtığınızda binlerce el o tokmağa değmiş. Bizim kutsal mabedimiz gibi, biz de ona gözümüz gibi bakıyoruz. Ayrıca bugünkü Ankara seyircisi de burada yetişmiş. Ankara’da o dönemlerde sadece Büyük Tiyatro, Küçük Tiyatro ve Oda Tiyatrosu var. Küçük Tiyatro gibi böylesine özel yapıları, yurt dışında bedel ödeyerek geziyorsunuz. Mesela Moskova’da Bolşoy Tiyatrosu’na gittiğinizde ücretini ödeyip rehber eşliğinde geziyorsunuz. Bizim tiyatromuz da bir müze görevi görüyor. Oyunlarda kullanılan aksesuarları, oyun fotoğraflarını, teknik ekipmanları binamızda sergiliyoruz. Merdivenlerinden asansörlerine kadar insanlar fotoğrafını çekiyor. Asansörlerimiz bile çok özel. Bu asansör tipi Ankara’da başka yerde yok.
70 YILLIK TİYATRO ARŞİVİ
Bu bina zaman zaman farklı kurumlar tarafından da kullanılmış. Ama en çok Devlet Tiyatrolarına yakışıyor. Biz Türkiye’nin en köklü sanat kurumuyuz. Biz binanın kiracısıyız ama sahibi gibiyiz. Bu değere layık olabilmek adına çok zengin repertuvarlar hazırlıyoruz. Yerli yazarlar, klasikler, çağdaş eserler gibi çok zengin bir oyun programı hazırlıyoruz. Ankara kültür sanat anlamında Türkiye’nin öncü şehirlerinden. Ankara’da gerçek sanat yapılıyor. Sahne sayısının çok olması, oyuncuların çok olması şehre değer katıyor. Refik Ahmet Sevengil Kütüphanesi, halka açık bir kütüphane. Burada 1949 yılından beri oynanmış tüm oyunların afişleri, broşürleri, fotoğrafları, oyunlarımızın metinleri, eleştiri yazıları, çıkan haberler, araştırma ve kuram yazıları bulunuyor. Ayrıca arşivimizdeki video kaydı olan tüm oyunları burada ekrandan izleyebilirsiniz. Mesela aynı oyunun farklı versiyonları yapılmış, hepsini gelip bu kütüphanede görme şansınız var.
NÖBET TUTAN POLİSİ OYNUYORDUK
Mustafa Kurt, öğrencilik yıllarına dair bir anıyı ise şu sözlerle anlatıyor: “Öğrencilik yıllarımızda Beşevler’den buraya kadar yürürdük, burada oyun izlerdik sonrasında da tekrar Beşevler’e yürürdük. Ejder Akışık ‘Karakol’da’ diye bir oyun yönetiyordu. Erol Kardeseci, Levent Çelmen gibi büyük ustalar rol alıyordu. Biz de o oyunda Karakol’un kapısında nöbet tutan polisi oynuyorduk. O oyun, benim profesyonel bir ekiple sahneye çıktığım ilk oyun oldu.”
40 DAİRE BULUNUYOR
Projesi Mimar Kemaleddin tarafından 1927 yılında çizilen binanın inşaatı 1928’de başladı ve 1930 tarihinde tamamlanarak açılışı yapıldı. Dikdörtgen planlı inşa edilen yapının ortasında büyük bir hava boşluğu bulunuyor. Özgün projede her merdivenin her katta ikişer daireye servis verdiği ve binada bodrum ile çatı katları hariç 40 daire olduğu düşünülüyor. Konutların banyo, tuvalet ve mutfaklarının ortadaki hava boşluğuna, odaların ise dış çeperlere baktığı görülüyor. Ortadaki hava boşluğunun zemin ve birinci kata denk gelen kısımları, Küçük Tiyatro sahnesi olarak kullanılıyor. Bina, bugün Küçük Tiyatro’nun yanı sıra Oda Tiyatrosu, Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü, Ankara Devlet Tiyatrosu ve idari birimlere ev sahipliği yapıyor.