İrfan BAYAR
Oluşturulma Tarihi: Kasım 01, 2007 00:00
Ankara’nın şirin bir ilçesine bağlı bir köydü. İnsanlar sabahın erken saatlerinden başlayıp, akşam karanlığına dek sürecek günlük çalışmalarına devam ediyorlar.
Tipik manzaraların yanısıra, çok yakınındaki dağın üst kısımlarına çökmüş bulut tabakası köye ayrı bir güzellik ve çekicilik katıyor. Küçük Ramazan, okuldan gelip, acıkan karnını doyurduktan sonra, arkadaşları ile top oynamak için aceleyle evden çıkmıştı. Kendisinden önce buluşma yerine gelmiş olan akranlarıyla beraber biraz bekledikten sonra, diğerlerinin de gelmesiyle, taştan kalelerini kendi elleri ile yaptıkları, sınırları da pek belli olmayan köyün hemen dışındaki oyun alanına gittiler. İddialı maç için takımlar oluşturuldu ve o günün maçı başladı. Ramazan hep kaleye geçiyor ve gelecekte iyi bir kaleci olma hayalini kuruyordu. Maçın ilerleyen dakikalarında koruduğu kalenin arka taraflarına giden topu almak için, ağaçlık kesime doğru ilerledi, çalıların arasında topu ararken, dayısının 6 yaşındaki kızı Hacer’in bir çalı dibinde hareketsiz bir şekilde yatmakta olduğunu gördü.
BOĞULARAK ÖLDÜRÜLDÜ
Haberi duyan köy halkı, bahsedilen yere akın etmişti. Olay yeri inceleme ekipleri çalışmalarına hemen başladılar. Gerekli tespitler yapıldıktan sonra, Hacer’in minik cesedi otopsi için morga kaldırıldı. Burada Adli Tıp Uzmanlarınca ortaya konan gerçek, ailesini, yakınlarını ve tüm köy halkını bir kez daha kahretti. Hacer, tecavüz edildikten sonra, boğularak öldürülmüştü.
Soruşturmada görevlendirilenlerin işi bir hayli zordu. Ortada elle tutulur somut bir delil olmadığı gibi, görgü tanığı da yoktu.
Tüm bu olumsuzluklara rağmen, "Her suçlu mutlaka bir hata yapar" karinesi, umutları ayakta tutuyordu. Soruşturmacı ekip, olay yeri uzmanları ve kriminal laboratuvarın uzmanları ortaklaşa yaptıkları çalışmaları aralıksız sürdürüyorlardı. Küçük Hacer’in üzerindeki iç ve dış giysileri, kan ve kıl örnekleri, tırnak örnekleri ve otopsiyi yapan doktor tarafından alınan vajinal svap, kriminal laboratuvara ulaştırıldı. Uzmanlar hiçbir detayı gözden kaçırmamakm için kılı kırk yarar bir çalışma içine girdiler.
SORUŞTURMA DERİNLEŞİYOR
Diğer yönden, soruşturmacı ekip, gerek köy halkıyla ve gerekse yakın köylerdeki sakinlerle sık sık bir araya gelerek, olayın fail veya faillerinin kimler olabileceği konularında araştırmalar yapıyorlardı. O günlerde köye gelmiş ve şüpheli davranışlar içinde olan yabancılar veya dikkat çeken kişilerin olup olmadığı araştırıldı. Ancak, öyle bir durumun olmadığı anlaşıldı. Hacer’in ailesine içten husumet besleyen bir akrabası veya köy halkından birilerinin hınç almak amacıyla bu eylemi gerçekleştirmiş olabileceği araştırıldı ama böyle bir husumetin de olmadığı ortaya çıktı. Tüm çabalara rağmen, umut verici bir gelişme henüz kaydedilememişti.
Bu soruşturmaların dördüncü gününde, yakın köylerdeki kişiler üzerinde çalışmalar biraz daha yoğunlaştırılmaya başlandı. Kişisel veya sempatik tüm kanallar kullanılarak şüphe veya şüpheliler araştırılıyordu. Herkes ve her şey bir umut dahilinde değerlendirilmekteydi
DELİL LİF KONUŞUYOR
İşte o gün, Kriminal Laboratuvardaki kimya bölümündeki uzmanlar, Hacer’in üzerindeki giysileri yeniden incelerken, "lif" incelemesinin soruşturmaya yeni bir boyut kazandırabileceğini düşündüler. Gerek o köyden gerekse yakın köylerden şüpheli olabilecek tüm kişilerin el tırnakları kesilerek ayrı ayrı "Delil Poşetlerine" konuldu ve üzerlerine kesilen tırnak sahiplerinin isimleri yazıldı ve laboratuvara gönderildi.
İş artık uzmanlara kalmıştı. Mikroskop altında tüm tırnaklar sırayla incelemeye başlandı. O ana kadar incelenen tırnaklar herhangi bir suç unsuru taşımıyordu. Irza geçme ve boğma sırasında küçük Hacer’in üzerinde bulunan giysilerden herhangi birine ait eser miktardaki bir "Lif" parçasına kesilen tırnaklarda rastlanılamıyordu. Umutlar yavaş yavaş tükenmeye başladığı bir anda incelemeye alınan bir tırnakta, pembe renkli bir "Lif" kırıntısı gözlendi.
ELEKTRON MİKROSKOPU DEVREDE
Ekibi heyecanlandıran bu tespit o an için yeterli değildi. Askere gitme hazırlığında olan, çevresince agresif ve geçimsiz bir kişi olarak tanımlanan ancak, bu eylemi gerçekleştirebileceğinden şüphelenilmeyen Durmuş’un tırnakları arasında tespit olunan bu "Lif", şahsın kendisine ait olabileceği gibi, farklı bir yerden de transfer olmuş olabilirdi. Yani masum bir durum olma ihtimali de yüksekti. Çalışma çok ileri düzeyde tespite imkan veren "Elektron Mikroskobu"na kaydırıldı.
Burada amaç, şüphelinin tırnak arasında tespit olunan "Lif" parçasının, öldürülme anında küçük Hacer’in üzerinde bulunan pembe renkli pijamaya ait olup olmadığının tespitiydi. Hemen pijamadan bir "Lif" parçası alındı, şüphelinin tırnak arasında tespit olunan "Lif" parçası ile karşılaştırıldı. Sonuç artık kesindi. Bu "Lif", boğuşma sırasında Hacer’in pijamasından Durmuş’un tırnakları arasına giren bir "Lif" parçasıydı.
Katil suçunu itiraf etti.
ALO 155
KOMİK İHBARLAR
n Karım kumar oynamaya gitti, yakalar mısınız?
n Beni karakola çağırır mısınız, karım dışarıya çıkmama izin vermiyor!
n Saat kaç abi?
n Musluğumu tamir eder misiniz?