Güncelleme Tarihi:
HER ayın ilk pazar günü Ayrancı semt pazarında antika eşyalar, tezgahları süslüyor. Başkent’in orta yerinde, 5 bin dolar değerindeki aynalı işlemeli sandıklardan 60 yıllık kameralara, taş plaklardan eski Türk filmi afişlerine kadar birçok objeyle karşılaşmak mümkün. Pazarın müdavimleri ise antika severler.
Anadolu Antikacıları Kültür ve Yaşatma Derneği Başkanı Şükrü Sarı’ya göre, antika eşya pazarı, alışveriş ortamından ziyade, Türkiye’nin dört bir yanındaki antikacılara, ayda bir gün de olsa tanışma, kaynaşma ortamı sağlıyor. Sarı, tezgahlardaki ürünlerin eğer ilgelinilmezse yok olup gideceğini, “tarih kokulu” objelerin ancak koleksiyonerler sayesinde günümüze kadar gelebildiğini ifade etti. Sarı, antika pazarının 10 yıldan uzun süredir devam ettiğini ve İstanbul, Mersin, Sivas, Adana, Kastamonu, Eskişehir, İzmir, Çorum, Konya, Bursa gibi çok sayıda ilden antika sever konukların Ankara’ya geldiğini ifade etti.
Üretimi olmayan ürünler
Pazar ortamında çok değerli ürünlerin satılmadığını dile getiren Sarı, sözlerine şöyle devam etti:
“Kalabalık ortamda tezgahlardaki ürünler çalınma, zarar görme riski taşıdığı için satıcılar çok değerli ürünleri buraya getirmiyor. Pazar, yaz ve bahar aylarında daha kalabalık oluyor. Ürünlerin fiyatları alıcı ile satıcı arasında belirleniyor. Antika sayılan ürünlerin artık üretimi olmadığı için kaç yıllık olduğuna, temiz kullanımına, değerine ve çok bulunup bulunmadığına bakılarak fiyat biçiliyor. Aslında bizim yaptığımız ticaret değil, bir kültürel faaliyet. Maalesef ülkemizde antikacılık kültürü istenilen seviyede değil.”
5 bin dolara sandık
Antika eşya pazarının müdavimi olduğunu ifade eden koleksiyoncu Özlem Özkan ise koleksiyoncu olmanın zorluklarını anlatarak, “Buraya koleksiyonlarımıza yeni ürünler katmak için geliyoruz ama bu iş için yüklü para birikimi şart. Ayrıca buraya gelme nedenlerimizden biri de Türkiye’nin her bir yanından gelen arkadaşlarımızı görmek. Burada aileleştiğimiz için, satıcı bizi tanıyor, biz de onları” dedi.
Çorum’dan gelen antikacı Sefer Karakaş da Amerikan polis şefi tarzı giyimiyle pazarda dikkatleri topluyor. Üzerinde bulunan kemer ve armasının antika değeri taşıdığını ifade eden Karakaş, Barış Manço’yu hatırlatan yüzükleriyle de pazarın ilgi odağı.
Gramofon 300 lira
Birbirinden farklı koleksiyonların sergilendiği pazarda, 50-60 yıllık Uludağ ve Türk Kızılayı gazozlarının kapaklarını biriktirenler de bulunuyor. İhtişamlı görüntüsüyle kendisine çeken sedefli aynalar da. Gramofon ve pikaplar 300 liraya el değiştirirken, kozalaktan yapılmış şemsiyelik, porselen yemek takımları, gümüş çatal-kaşık takımları 700 liraya alıcı buluyor. Çeşitli sanatçılara ait taş plaklar, Osmanlı mühürleri, tespihler, parfüm şişeleri, kılıçlar, gümüş sırmalı kemerlerin fiyati ise 600 lira.