Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA)- TÜRKİYE’DE son beş yıldır, yaşanan terör olaylarına karşı kent güvenliğinin yeterli düzeyde olmadığını dile getiren Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin “Gelinen son aşamada kentler düşük yoğunluklu bir savaşın ve terörist olayların merkezi haline geldiler. Kentlerde yeteri kadar önlem alınamıyor” dedi.
Türkiye’de yaşanan terör olayları ve kent güvenliklerinin yeterli düzeyde alınamadığını dile getiren Şahin, ‘Dayanıklı Kentler’ kavramının Avrupa'nın birçok kentinde başarı ile uygulandığını ve bu kavramın Türkiye’de henüz gerçekleştirilemediğini söyledi. Şahin, “Türkiye’de en acımasız ve ciddi yönüyle terör olaylarını yaşamak zorunda kalıyoruz. Bu yeni süreçte kentlerin kendilerini nasıl koruyacakları toplumsal yaşamın nasıl sürdürülebileceği tartışmaları yapılıyor. Bu tartışmaların odağında yer alan kavramda Dayanıklı Kentler kavramı. Kentlerde alınacak bir dizi önlem ile kentlerin kendini savunabilecek hale geldiği bir kavram. Özellikle Londra, Portekiz’de bu güvenli kentler uygulamasının başarılı olduğunu görmekteyiz” dedi.
KENTLER İÇİN ÇELİK KUŞAK UYGULAMASI
Avrupa’da birçok kentte uygulanan ve en büyük örneğinin Londra da yapılan ‘Çelik Kuşak’ uygulamasının başarılı olduğunu dile getiren Şahin şöyle konuştu:
“Özellikle Londra da uygulanan ‘Çelik Kuşak’ uygulaması Londra’nın merkezinde ‘Çelik Kuşak’ denilen bir strateji uygulandı buna göre kentin merkezi büyük oranda yayalaştırıldı doğrudan taşıt trafiği engellendi. Tüm banklar ve sokak lambaları yeniden tasarlandı ve yapıldı. Sonuçta bombalı saldırılara karşı insanları korumak için bombaların etkilerinden korunmak için ciddi önlemler alındı. İnsanların yoğun kullanımlarını seyreltmek, Taşıt trafiğini kent merkezinden uzaklaştırmak, toplu taşıma istasyonlarının tek bir noktadan birkaç istasyona dönüştürmek, bank ve diğer sokak için yapılan peyzaj ve ağaç dikimini patlamanın basınç ve şarapnel parçalarını azaltmak üzerine yeniden düzenlemek bu önleyici kent yaklaşımları arasında yer alabilir. Plaka tanıma ve yüz tanıma sistemleri, polis noktalarını güçlendirmek gibi önlemlerde kentlerin güvenliğini arttıracaktır.”
“GÜVENLİ KENT YAKLAŞIMLARI TÜRKİYE’DE UYGULANAMIYOR”
Kentlerde terör olaylarına karşı güvenlik önlemlerinin sadece merkezi hükumetin bir uğraşı olarak görüldüğü için Türkiye’de güvenli kent yaklaşımının uygulanamadığına değinen Şahin, “Güvenli kent yaklaşımları Türkiye’de uygulanamıyor. Çünkü güvenlik sadece merkezi hükumetin bir uğraşı olarak görülüyor. Kentlerde yerel yönetimlerin alması gereken birçok önlemler var bu önlemlerin bir güvenli kent yaklaşımı altında gerçekleştirilmesi büyük bir önem taşıyor. Dünyada diğer güvenli kentlere baktığımızda kentin tüm paydaşları ile birlikte gerçekleştirilecek bir strateji ile oluştuğunu görüyoruz. Benim somut ilk önerim Türkiye’de başta büyük kentler olmak üzere tüm kentlerimizi yöneten merkez hükumetin temsilcilerin ve yerel yöneticilerin bir araya gelerek tüm sivil toplum örgütleri ve üniversiteler ile birlikte ‘Kent Güvenliği Stratejik Planı’ oluşturmaları gerekmekte” diye konuştu.
TERÖR OLAYLARI KOLAY ERİŞİLEBİLİR YERLERDE YAŞANIYOR
Türkiye’de yaşanan terör olaylarının kolay erişebilir ve kentlerin ana ulaşım akslarında gerçekleştirildiği için güvenlik alınmasının zor olduğunu söyleyen Şahin, kent güvenliği gerçekleştirilirse kentlerin daha güvenli hale geleceğini dile getirdi. Şahin sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’de yaşanan son terör olaylarına baktığınızda tüm bu alanların kent içerisinde hiçbir güvenlik önlemine rastlanmadan kolay erişebilir yerlerde olduğunu ve denetlenmesi zor olduğu alanlarda kurulu olduğunu görüyoruz. Bu anlamda bu tür önlemlerin alınması kentlerimizin daha güvenli hale getirecektir diye düşünüyorum. Reina saldırısını ben istihbarat veya uluslar arası siyaset açısından değerlendiremem fakat kent güvenliği açısından baktığımızda Reina türü mekanların kentin ana ulaşım aksları üzerinde çok denetimsiz bir şekilde erişilebilir bir noktada olduğunu daha sonra eylem gerçekleştirildikten sonra uzaklaşması kolay alanlarda oluştuğunu görüyoruz. Bundan sonra bu tür bölgeleri sadece polis güvenliği ile korumakta yeterli olmayacağını görmekteyiz. Bu tür eğlence alanlarının ciddi bir analize tabi tutulması ve bu analiz sonrası belki yer değiştirme, yeni fiziksel önlemler alma, panik odaları oluşturma gibi önlemler almak ve yeni bir yaklaşıma geçilmesi gerekiyor.”
(FOTOĞRAF)