Güncelleme Tarihi:
Kendisini "Otistik değilim, sporcuyum, şampiyonum" sözleriyle tanımlayan Şafak Kurtman, Türkiye Özel Sporcular Spor Federasyonu bünyesinde 4 buçuk yaşından beri yüzüyor. Haftanın 3 günü antrenman yapan Şafak, yeni şampiyonluklara hazırlanıyor. Hedefi Avrupa şampiyonluğu olan Şafak'ın bu yoldaki en büyük destekçisi ise annesi... Oğluyla antrenmanlara giderek ona moral veren anne Pervin Sabur, oğlunun yüzde 94 gibi çok ağır bir otizmden bugünlere geldiğini kaydetti. Kendisini hiçbir zaman "engelli annesi" görmediğini, oğlunu topluma kazandırmak için çok büyük mücadeleler verdiğini anlatan Sabur, şöyle devam etti:
PROBLEMLERİ SUDA AZALDI
"Şafak, suyla oynayan bir çocuktu. Muslukları kapatmak yerine sulu ortama gitmesi gerektiğini düşündüm. Havuza başlattım. Çok çığlık atıyordu. Ama havuzda çığlıkları gitti, davranış problemleri azaldı. Yavaş yavaş yüzmenin oğlumun bedenine ve ruhuna iyi geldiğinin farkına vardık. Ardından da havuza daha hevesli gitmeye başladık. Yaklaşık 8 yıldır Şafak yüzüyor. Profesyonel olarak geçen sene Türkiye yarışmalarına katıldıktan sonra önce bir bölge şampiyonasına gittik, kazandı. Türkiye şampiyonasına geldi, altın madalyayı alınca hem ben hem oğlum motive olduk. Şimdi hedefimize ulaştık mı? hayır; daha önümüzde Avrupa var. Allah kısmet ederse milli takıma girdikten sonra Avrupa şampiyonluğunu düşünüyoruz."
BAŞARILARINA BAŞARI KATTI
Yüzmenin Şafak'taki davranış problemlerini gidermede çok etkili olduğuna işaret eden Sabur, oğlunun sadece bir kez "anne" demesini sabırla beklerken bu duruma geldiklerini vurguladı. Otizmli çocukların her birinin farklı özellikleri olduğuna değinen Sabur, "Onların özelliklerini keşfedip çocuklarımızı topluma kazandırabiliriz. Oğlum 'anne' desin diye 4,5 sene bekledim. O kadar zordu ki... Markete, bakkala gittiğim zaman herkesin çocuğu 'anne' dediğinde bir kere 'anne bana çikolata al' desin diye bekledim. Şimdi 'anne' demesi beni yoruyor. Oğlumla mutluyum. Evladım şimdi başarılarının üstüne başarı kattı" diye konuştu.
GECE GÜNDÜZ ÇABALADIK
Bir zamanlar hırçın olan ve kendisini ifade edemeyen Şafak'ın, konuşmayı, okuma ve yazmayı öğrendiğini, kitap okuduğunu anlatan Sabur, şöyle devam etti:
"Şafak 8 yaşında okula başladı. Oğlumla aynı sıraları paylaştım. Okuma yazma öğrenebilmesi için gece gündüz çabaladım. Kendi başına işlerini halletmeye çalışan oğlum, şimdi de yaşam becerisini kazanması için mücadele ediyor. Bizim çocuklarımız elinden tutunca yapabiliyor. Bizim hiçbir zaman SBS, ÖSS hayalimiz olmayacak ama bizim tek amacımız, hayalimiz çocuğumuzu topluma kazandırmak. Ben bunu başardım, başaracağım da... Sonuna kadar oğlumun yanındayım, destekçisiyim. Eğitim, sevgi ve ilgiyle aşılmayacak engel yok bunu oğlumda kanıtladım."