Tepkimi hikâye yazarak gösterdim

Yazar Özlem Türker Eruygur, üçüncü kitabı Antwerpen’in Elmas’ının imza gününde, insanları kadına şiddete karşı daha duyarlı ve tepkili olmaya davet etti. “Yamalı Yürekli Aşk” ve “Aşkın Halleri” adlı iki kitabı daha bulunan Eruygur, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü”nde Ankara Hürriyet’in sorularını yanıtladı. 

Neden hikâyenizde şiddet konusunu işlemeyi tercih ettiniz?
Tüm dünya ülkelerinde ve Türkiye’de şiddetle ilgili gittikçe artan olumsuz gelişmelere şahit oluyoruz. Her gün kadınlar öldürülüyor, yaralanıyor ya da manevi veya fiziksel şiddete maruz kalıyor. Böyle bir duruma kayıtsız kalmak, gözlerimi kapatmak istemediğim için bu kitabı yazmaya karar verdim. Hiçbir canlının ne olursa olsun şiddeti hak etmediğini düşünüyorum ve bu yüzden de konuyla ilgili tepkimi bir hikâye yazarak göstermek istedim.

ELMAS BİR SEMBOL

Neden Antwerpen, neden Elmas?
Antwerpen Belçika’da bir şehir. Bundan üç sene evvel eşimin görevi nedeniyle orada yaşama fırsatı buldum. Bu şehrin adını kullanmamdaki birinci neden hikâyenin geçtiği yer olması. İkinci neden ise bu şehri insanlara tanıtmayı istemem. Kitabı iki bölümden oluşturdum. İlk bölüm şiddet mağduru bir gurbet gelininin yaşadıklarını anlatıyor. İşin içine şiddet girince konu güzel bir sonla bitmiyor. Ben de bu kötü sonu bir kadına yakıştırmadığım için hikâyeyi başka bir boyutu ile yeniden kaleme aldım. İkinci bölümde aynı gurbet gelinin bu güzel Belçika şehri ile tanışmasını ve mutlu sonunu işledim. Antwerpen’in dünya elmas ticaretinin merkezi olması sebebiyle bu karaktere Elmas adını verdim. Elmas bir sembol. Hikâye aslında şiddet mağduru tüm kadınlarımızın hikâyesi.

BÜYÜK BİR SORUN

Şiddet sizce nasıl önlenebilir?
Şiddet gerçekten çözülmesi zor, büyük bir sorun. Ülkemizde her üç kadından biri şiddet görüyor. İstatistikler dünya genelinde her dört kadından birinin şiddet mağduru olduğunu gösteriyor. Bu konuda insanları bilinçlendirmek çok önemli. Aslında onları bilinçlendirmek, şiddetsiz bir dünya yaratmak için çaba harcamak bir toplumsal sorumluluk. Örneğin kasım ayının 25’i, 1999 yılından itibaren Birlemiş Milletler’ce “Kadına şiddete hayır“ günü olarak ilan edilmiş. Ama bir günlük bir etkinlik bana yeterli gelmiyor. Daha fazla kamu spotu, caydırıcı cezalar, şiddete sebep olan etkenlerin ortandan kaldırılması gibi çözümlerin şiddetin topluma zararını azaltabileceğini düşünüyorum, ümit ediyorum.
Son olarak kitabınız ve şiddet konusunda insanlara ne mesaj vermek istersiniz?
İnsanlar kitabımı şiddet mağduru olan tüm kadınlara armağan ettiğimi bilsin istiyorum. Eğer okuyuculara kitabımı okurken bu şansız kadınların yaşadığı hezeyanları, acıları geçirebilirsem şiddete karşı mücadelede kendimi bir nebze de olsa başarılı olmuş kabul edeceğim.