Temelli: 31 Mart geldiğinde en güçlü cevabı halk verecek

Güncelleme Tarihi:

Temelli: 31 Mart geldiğinde en güçlü cevabı halk verecek
Oluşturulma Tarihi: Kasım 06, 2018 18:02

Temelli: 31 Mart geldiğinde en güçlü cevabı halk verecek

Haberin Devamı

Nursima ÖZONUR/ANKARA, (DHA)- HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin TBMM'deki grup toplantısında yerel seçimlerle ilgili yaptığı açıklamada, "5 ay boyunca olduğumuz her yerde barış, demokrasi, özgürlük mücadelesini yükselterek, başka bir yerel yönetim anlayışını öne çıkararak, halkımızla birlikte biz de HDP'nin kampanyasını öne çıkaracağız. İnanıyoruz ki 31 Mart geldiğinde en güçlü cevabı bu halk bu mücadelesiyle verecek" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Sezai Temelli, Harran Üniversitesi eski Rektörü Ramazan Taşaltın'ın geçen hafta yaptığı açıklamaları anımsatarak, "Ramazan Taşaltın. Kim Ramazan? Harran Üniversitesi Rektörü. Üniversitedeki çölleşmeyi bize özetleyen bir zat-ı şahane. Ne demiş; 'Cumhurbaşkanına itaat etmek farz-ı ayndır.' Bir rektör neden böyle bir laf eder? Nasıl rektör olduğunu biliyoruz. Eğer bir liyakatle üniversite içerisinden seçilmemişse bu tür lafları eder. Bunun gibi bu tür lafları eden o kadar çok rektör var ki. Çünkü bütün rektörleri bu zihniyet atıyor. Bu, üniversitelere yönelik şiddettir. Bilimsel çalışmasına bakın. Savaş uçakları için bilimsel manevra sistemleri için çalışıyormuş. Savaş uçakları. Üniversitedeki zihniyet işte bu. Bu lafı ediyor. Çünkü yaranmak istiyor. Kendisini atayana diyet borcunu ödemek istiyor. Utanmıyor bu lafı ederken, nerede olduğunun farkında değil. Urfa'dasın, 12 bin yıllık tarihi var, orası peygamberler kenti. Hiç mi utanmıyorsunuz. Utanmadı. Utanmadığı için de bu lafı etti. AKP'liler bile buna tahammül edemedi. Durum bu kadar vahim. Yozgat'ın rektörü öyle bir acayip durumda ki üniversiteler 3 bin yılında çok iyi bir üniversite olacaklarmış. Allah uzun ömür versin. Nasıl bir uzak görüşlülüktür bu. Tamam bilim insanlarında bir uzak görüşlülük olacak da, 3 bin  yıl nedir?" diye konuştu.
'SAĞLIK HAKKINI SAVUNANLARA TAHAMMÜL YOK'
Sezai Temelli, sağlıkta şiddetin sonlandırılması için komisyonda görüşülen kanun teklifi ile ilgili de şunları söyledi:
"Kanun teklifi ile sağlık alanında siyasal şiddet var ediliyor. Şiddet bitmiyor. Şiddet çarkı devam ediyor. 4 Kasım darbesi yaşamın her alanını kapsıyor. Bakın sağlıkla ilgili bir teklif var; Sağlıkta Şiddetin Sonlanmasına İlişkin Teklif. Kanun teklifine baktığınızda sağlıkta siyasal şiddetin var edilmesinin yolu açılıyor. Şiddet o denli sıradanlaştırılmış, sıradan bir kötülüğe dönüştürülmüş ki, sağlıktaki şiddet yetersiz görülmüş, şimdi tüm hekimleri, diş hekimlerini kapsayacak forma dönüştürülüyor. KHK ile ihraç edilmiş olan doktorlar SGK ile anlaşmalı kurumlarda çalışamaz, diyor. Zihniyete bak. SGK ile anlaşmalı kurum meselesi ayrı bir tartışmadır. Böyle bir yaklaşım şiddetin en saf halidir. Doğrudan insanın yaşam hakkını hedef alıyorlar. İnsanlar yaşamak için bir işte çalışırlar ve yaşamlarını devam ettirirler. Bunlar bu hakka göz koydu. Sağlık hakkı aslında AKP iktidara geldiği günden beri gasbediliyor. AKP hiçbir zaman sağlık hakkından bahsetmedi. Sağlık sektöründen bahsetti. Bir sektörel anlayıştır bu. Sağlıkta şu kadar yatırım yaptık, bütçeden pay aktardık dedikleri şeyin hepsi sektörel mantıktır. Halkın sağlığına yönelik hiçbir tedbir yoktur, önleyici sağlığa yönelik hiçbir tedbir yoktur. Sağlık hakkı değil, karşımıza çıkan beton hakkıdır. Çünkü inşaat sektörü ayakta kalsın diye kamu bütçesini sağlık sektöründen bu alana aktaranlar ülkeyi felakete sürükledi. 30 yıllık borçlanmalar var şehir hastanelerinde. Sağlık hakkı yok, sağlık hakkını savunanlara tahammül de yok. KHK ile ihraç ediliyorlar, yetmiyor, doktorluk ve hekimlik yapmaları engellenmeye çalışılıyor. Komisyonda arkadaşlarımız tüm hekimlerimizin, sağlık emekçilerinin hakkını savunmaya devam ediyor. Bu teklifin bu haliyle yasalaşması ciddi sorunlar yaratacaktır. Buna hep birlikte engel olmalıyız."
'AKP İLE YÜRÜYECEK YOLUMUZ YOK'
Temelli, AK Parti ve HDP'nin birlikte yürüdüğü iddialarına da tepki gösterdi. Temelli, şunları kaydetti:
"AKP ile yürüyecek yolumuz yok. Bizim yolumuz demokrasi ve barış yoludur. Birisi de çıkmış diyor ki 'Bunlar AKP ile yol yürüyecek'. Bizim AKP ile yürüyecek bir yolumuz yok. Bizim yolumuz barış ve demokrasi yoludur. Halkımızın yoludur. Geçmişten geleceğe tüm yoldaşlarımızın yoludur. Yitirdiklerimizin anıları ile bugünkü yoldaşlarımızla bu yolda yürümeye devam ediyoruz. Bizim AKP ile yürüyecek zerre kadar bir yol yok. Nerede olursak olalım, yürüyoruz hainin zalımın, fesatçının üzerine. Dönen dönsün yolundan biz dönmeyiz."
'ENFLASYON YİNE DÜŞMÜYOR, YİNE DÜŞMÜYOR'
Ekonomik krizin devam ettiğini savunan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, şöyle konuştu:
"İktisadi şiddet de devam ediyor. Bunu da bildiğiniz gibi 3'üncü havaalanı açılışında bir kez daha yaşadık. Biz iddia ediyoruz. O havaalanı hava taşımacılığı açısından ciddi sıkıntılar barındırıyor. Ciddi felaketlere kapı araladınız. Bunun sorumlusu bu iktidardır. İktisadi şiddetin bir başka boyutu da enflasyon ve hayat pahalılığı. Bir Hazine ve Maliye Bakanımız var. Bakıyor sadece, o yüzden Bakan. Yoksa orayı hak ettiği için değil. Diyor ki, 'En kötüyü gördük'. Bunu söyledikten sonra ne beklersiniz, enflasyon mu düşecek? Bu ay artıyor. En kötü dediği ne, bilmiyoruz. En kötüyü görmüşüz. Sonra enflasyon ile mücadele etmek için TÜİK'ten enflasyon işlerine bakan TÜİK Başkan Yardımcısı'nı görevden alıyorlar. Bakın, çok etkili bir enflasyonla mücadele yöntemi. Yine düşmüyor. Merkez Bankası'nın işini zabıtalara yaptırıyorlar; yine düşmüyor. Paketten bir sürü ürünü çıkarıyorlar, başka ürünler koyuyorlar; yine düşmüyor enflasyon."
'31 MART'TA EN GÜÇLÜ CEVABI HALK VERECEK'
Yerel seçimlere kadar çalışmalarını ara vermeden sürdüreceklerini belirten Sezai Temelli, şöyle dedi:
"5 ay boyunca, olduğumuz her yerde barış, demokrasi, özgürlük mücadelesini yükselterek, başka bir yerel yönetim anlayışını öne çıkararak, halkımızla birlikte biz de HDP'nin kampanyasını öne çıkaracağız. İnanıyoruz ki 31 Mart geldiğinde en güçlü cevabı bu halk bu mücadelesiyle verecek. Emekçiler verecek, kadınlar verecek, bu şiddete karşı 4 Kasım'ın hesabını, tecridin hesabını o gün sandıkta soracağız. Bu halk size en güçlü cevabı bizzat yerinden, Ağrı'dan, Hakkari'den, Silopi, Cizre ve Amed'den verecek. Sadece oradan mı, hayır. Türkiye'nin her yerinde, emek, demokrasi güçleriyle, toplumsal muhalefetle omuz omuza vereceğiz ve bu şiddet iktidarını, bu zulüm iktidarını, bu ceberut anlayışı süpürüp atacağız. 5 ay boyunca 7/24 neredeysek mücadelemizi güçlendireceğiz, nerede olursa olsun çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Her türlü altyapı, zemin, etüt çalışmalarımızı tamamladık. Yerellerde örgütsel çalışmalarımızı bu ay içinde tamamlayacağız. Sonra 4 ay boyunca da sokak sokak herkesle yan yana çalışmalarımızı sürdüreceğiz."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!