Tel Ve Çiviyle Muhteşem Bir Terapi

Güncelleme Tarihi:

Tel Ve Çiviyle Muhteşem Bir Terapi
Oluşturulma Tarihi: Haziran 15, 2015 11:17

Keçiören Sanat ve Meslek Edindirme Kurslarında filografi ustası olarak eğitmenlik yapan Aşır Düğer, çivi ile teli ilmek ilmek dokuyarak seyrine doyum olmaz bir görüntü ortaya çıkarıyor. Keçiören Belediyesi Estergon Türk Kültür Merkezi’nde çalışma atölyesi bulunan Düğer, 10 yıldır tel ve çivinin adeta birbirine aşkla dolanmasına aracılık ediyor.
Düğer, filografinin henüz Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından geleneksel sanat olarak görülmemesine üzülse de sanatından vazgeçmiyor ve halı gibi dokuduğu sanatına dair şu bilgileri veriyor: "Cam çivi ile bir desen oluşturup, aralarını bazen telle bazen de nakış ipleri ile dolduruyoruz. 0.30 -0.35 mm kesit emaye kaplı 40 farklı renkli tel kullanıyoruz. Çiviyi paslanmaması için soba boyası ya da akrilik sprey boya ile boyuyoruz. 5 -6 çeşit örgü tekniğimizi uygulayarak ortaya resim ile heykel arası bir eser çıkarıyoruz."
BU SANAT İLK REHABİLİTASYON AMAÇLI HAPİSHANELERDE BAŞLAMIŞ
Keçiören Sanat ve Meslek Edindirme Kurslarının yıl sonu sergisine eserleriyle katılan Aşır Düğer, bu sanatın ve eserlerinin gördüğü ilgiden hayli memnun... Cumhuriyet Döneminde bu sanatın izlerinin olduğunu söyleyen Düğer, ilk olarak hapishanelerde rehabilitasyon amaçlı kullanıldığının da altını çiziyor. Avrupa’da ise Everes Bole isimli İngiliz Matematikçinin çocuklara Cebiri sevdirmek için yazdığı Cebir Eğlencesi kitabındaki geometrik motiflerin ilham olduğunu belirtiyor. 1960 -1970 yılları arasında "stringart" olarak yaygınlaşan bu sanatın Türkiye’deki ustaları ise 10’u geçmiyor.
HEDEFİ ULUSLARARASI ESMA’ÜL HÜSNA SERGİSİ AÇMAK
"Her türlü desen, resim bu sanatın malzemesi olabilir" diyen Aşır Düğer’in hedefi ise yurt içi ve yurt dışında Allah’ın (c.c) 99 isminin olduğu Esma’ül Hüsna Sergisi açmak... Filografiyle bu isimleri tablolaştırmayı hedefleyen Düğer bu çalışmanın 2 yıl süreceğini ve şimdiden sponsorların ilgi gösterdiğini belirtiyor. Keçiören Belediyesi’nin hem bu sanatı hem de yapacakları bu çalışmayı desteklediğini söyleyerek, "Benim için prestij bir sergi olacak, yurt içi ve yurt dışında bu serginin büyük ilgi göreceğini düşünüyorum. Bu sergi için hat ustası Bekir Er’le birlikte çalışıyoruz." dedi.
Aynalar, sandıklar, sandalyeler, sehpalar, tepsiler gibi gündelik eşyalarla hem dekoratif alanda hem de sanatsal alanda bu teknik kullanılıyor. Siparişlerde en fazla tuğra talebinin olduğunu söyleyen Düğer, "takıda da bu teknik tercih edilebiliyor" diyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!