Güncelleme Tarihi:
Bazı sinema ve dizilerden de teklifler aldığını ancak kabul etmediğini ifade eden Dilin Döğer, “Projenin uğuruna çok inanırım ben, eğer bir projede yer alacaksam gerçekten içime sinmeli. Evren size gönülden, yürekten istedikten ve hayal kurup, emek verdikten sonra sırrını açıklıyor” diye konuştu.
Kısaca kendinizden bahsedebilir misiniz?
Diyarbakır’da doğdum, büyüdüm. İlkokula Mersin’de devam ettim. Biraz Mersin’de biraz Diyarbakır’da geçen çocukluğumun ardından Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dilbilimi’nde okumak üzere Ankara’ya geldim. Üniversite son sınıftayken oyunculuk yapmaya karar verdim. Aslında çocukluğumun geçtiği yerler ve temas ettiğim insanların bana kattığı çok önemli bir şey vardı; sanat. Küçüklüğümden beri bale, dans, müzik aletleri, şan, opera, resim gibi sanat dallarında çok keyifle yer aldım ve hala yer almaya devam ediyorum. İçinde büyüdüğüm hayatın, oyunculuğu meslek olarak yapmak istemem yolunda bana çok katkısı oldu.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
Üniversitenin son yılında oyunculuk mesleğini yapmaya karar verdim. Yapmaya başladıktan sonra ise yaşamım boyunca başka bir meslek yapmak istemediğimi anladım. Çünkü çocukluğumdan beri hiçbir zaman tek bir şey üzerinden ilerlemedim. Hep başka dalların da oluşturduğu bir ağ gibiydi hayatım, birbirlerinden sürekli beslenmelerine çaba gösterdim. Dolayısıyla oyunculuk hem tek bir meslek yapıp hem de tek bir mesleğin içinde yüzlerce farklı kişi olabilmek demek benim için.
EVRENİN HEDİYESİ
Birçok markanın reklamında oynadınız, nasıl bir duygu?
6 farklı büyük firmanın reklam filmlerinde yer alıp, çok uyumlu set ortamlarında ve başarılı yönetmenlerle birlikte çalıştım. Bu benim için eğitici ve üretici bir kapı oldu, çünkü bu süreç içerisinde çok emek verdim, çok istedim, saygı duydum, saygı duyunca her şey evrenin bir hediyesi gibi yüzüme güldü. Hâlâ devam etmekte olduğum kamera önü oyunculuğu eğitimlerime başladım. Bir yıl önce adım attığım bu istek ve azimli çalışmam sonucunda, kısa bir sürede çok sayıda reklam filminde yer aldım.
Reklamlarda kendinizi görmek nasıl bir his?
Çok heyecan verici bir durum. Televizyonda, sinemada ve billboardlarda insan kendini görünce biraz garipsese de mutlu oluyor. Bir süre sonra kendimi görmekten mutlu olmanın yanında, çalıştığım yönetmenlerin her sette bana yeni bir şey öğretiyor olması, oyunculuğuma katkıları daha da mutlu ediyor.
Dizi ve sinemalarda da görecek miyiz sizi?
Bu bir yıllık süreçte bir sinema filmi teklifi aldım fakat menajerimin ve benim aldığımız ortak karar doğrultusunda reddettik. Projenin uğuruna çok inanırım ben, eğer bir projede yer alacaksam gerçekten içime sinmeli. Elbette göreceksiniz. Evren size gönülden, yürekten istedikten ve hayal kurup, emek verdikten sonra sırrını açıklıyor. Meditasyonla yakından ilgili bir oyuncu olarak odaklanmanın, istemenin ve devamlı yapmanın getirisi olduğunu biliyorum. Dolayısıyla çok yakın bir zamanda birçok dizi ve sinemalarda beni görebileceksiniz.
Örnek aldığınız oyuncular var mı?
Örnek aldığım yönetmen, düşünür ve oyuncular çokça var elbette. Yönetmen olarak, ülkemiz için konuşmak gerekirse ve sanat filmlerinden hoşlanmamdan kaynaklı Nuri Bilge Ceylan en takdir ettiğim ve sıkı takip ettiğim yönetmendir. Bir gün kendisiyle çalışmak da isterim. Dünyadan konuşmak gerekirse David Lynch, Tarkovsky, W. Allen, S.Kubrick, D. Fincher gibi yönetmenlerin yanı sıra Natalie Portman, Julia Roberts, Robin Williams, Audrey Hepburn, François Cluzet gibi düşünen, duyarlı, emek vererek elde eden ve dünya duruşu olan oyuncuları da es geçemem.