IHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 09, 2016 13:19
Türkiye Diyanet Vakfı Genel Müdürü İsmail Palakoğlu, “11 ilde 14 yükseköğrenim öğrenci yurdumuz var. Hedefimiz yurt sayısını 20’ye çıkarmak" dedi.
Palakoğlu, TDV Yurtlar ve Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi İnsan Kaynakları Yönetim Sistemi Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, TDV’nin 40 yıl önce başladığı iyilik yolculuğuna bugün de aynı kararlılıkla devam ettiğini söyledi.
Palakoğlu, “Vakfımız kurulduğu günden bu yana milletimizin dini ve manevi hayatını ayakta tutmak, milletimizi tarih sahnesinde sürekli kılmak için çalışan bir kurum olmuştur “ifadesini kullandı.
İslam dünyasının tarihin en zor zamanlarını yaşadığını vurgulayan Palakoğlu, “Böyle bir ortamda, bugün dünyanın her tarafından mağdur ve mazlumlar umudunu bu topraklara, bu ülkeye, Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve vakfımıza bağlamış durumdadır. Özellikle son yıllarda ülkemizin ve vakfımızın gerçekleştirdiği hizmetlerle artık dünya Müslümanlarının umudu haline geldik. Dünyanın umudunu bağladığı bir ülkede, böyle bir kurumda milletimizin ve ümmetin dini ve manevi hayatına hizmet ediyoruz” diye konuştu.
TDV’nin 1993’te eğitim faaliyetlerini yurt dışına taşıdığını belirten Palakoğlu, 2015 - 2016 eğitim öğretim döneminde TDV burslusu olarak lise, üniversite, yüksek lisans ve doktora düzeyinde 108 farklı ülkeden 2 bin 404 öğrencinin Türkiye’de eğitim gördüğünü kaydetti.
Palakoğlu, TDV’nin uluslararası öğrenci programları, 29 Mayıs Üniversitesi, öğrenci yurtları, öğrenci konukevleri, Bornova Koleji ve yurt dışı eğitim kurumlarında okuyan öğrenciler olmak üzere 28 bin 62 öğrenciye eğitim hizmeti verdiğini vurguladı.
Yurt hizmetlerini önemsediklerine dikkat çeken Palakoğlu şunları dedi:
“Ülkemizin değişik şehirlerinde yurt hizmetleri veriyoruz. Hangi ilde, hangi üniversiteye giderse gitsin bu milletin çocuklarından hiç birisi dışarıda, sokakta kalmamalı, barış ve huzur ortamında bir barınma imkânına sahip olmalıdır diyoruz. Türkiye Diyanet Vakfı olarak bu hizmetleri Yurtlar ve Sosyal Tesisler İşletmemiz vasıtasıyla sürdürüyoruz. Öğrencilerin vaktinin çoğunu geçirdiği yurtlar bu kurumlar arasında en mühim olanlardandır. Bu çerçevede Türkiye Diyanet Vakfı olarak, gençlerimize huzurlu ve temiz bir ortamda yükseköğrenim imkânı sağlamak; bilgi, inanç ve sanat dünyalarını ve en önemlisi kimliklerini inşa etmelerine rehberlik etmek amacıyla öğrenci yurtları açıyoruz. Yükseköğrenim gençliğine aile sıcaklığında kalabilecekleri yer temin etme gayesiyle ülke genelinde üniversite bulunan illerde yurtlar inşa ederek hizmete sunarken, bu yurtların sayılarını artırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Yapımı tamamlanan Ankara Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdumuzun hizmete girmesiyle yurtlarda öğrenci kapasitesinin 5 bin 253’e çıktığını vurgulayan Palakoğlu, şöyle konuştu:
“Halen 11 ilde 14 yükseköğrenim öğrenci yurdumuzla üniversite öğrencilerine hizmet vermeye devam ediyoruz. Açmayı planladığımız yeni yurtlarla yurt sayımızı 20’ye, kapasitemizi de 7 bin 500’e çıkarmayı hedefliyoruz. Gayemiz, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın güvenle kalabileceği öğrenci yurtlarını milletimize kazandırmaktır. Üniversite öğrencilerinin eğitim hayatının önemli bir parçası olan yurtları, sadece barınma hizmeti veren yerler olarak değerlendirmiyor, buraları öğrencilerin akademik eğitimi ile manevi ve sosyal gelişiminin bir tamamlayıcısı olarak görüyoruz. Yurt binalarını tasarlarken, yasal gereklilikler, uluslararası standartlar ve öğrenci beklentilerini dikkate alıyor, yurt odalarını ve ortak alanları öğrencinin eğitimini, mahremiyet duygusunu ve kişisel saygınlığını koruyacak şekilde düzenliyoruz. Bireysel saygınlığını dikkate alan ancak paylaşımcı bir sosyal ortam oluşturuyor, öğrencilere üniversite hayatında yaşadıkları akademik atmosfer ile uyumlu bir yaşam alanı sunuyoruz. Bu toplum, bu millet yeryüzünde mazlumlara umut oldu. Tarihi mirasımızdan da beslenerek mazlumlara umut verdik. Bu umudu ayakta tutmak zorundayız. Bu da ilim, fikir ve düşünce olarak kendimizi geliştirmekle ve her alanda yetişmiş bir nesille mümkün olacaktır. Dolayısıyla yurtlarımız aynı zamanda ilim-irfan yuvaları olmalıdır. Yurtlarda bilgi ve kültür atmosferini oluşturmalıyız. Ancak bundan da önemlisi öğrencilerimizin kendi kimliklerini, kişiliklerini ve manevi dünyalarını geliştirici bir manevi huzur ortamının oluşturulmasıdır.”