Tatlıses’ten açılım şifresi
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2010 00:00
Başkent Moda Günleri’ne katılmak üzere Ankara’ya gelen ünlü sanatçı İbrahim Tatlıses, Bahçemiz Restoran’da hayranlarıyla buluştu.
Ankara’ya zaman zaman geldiğini ve dostlarını ziyaret ettiğini belirten Tatlıses, salata yaptı, yemek yedi, hayranlarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın demokratik açılım çerçevesinde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmayı anlatan Tatlıses, şunları söyledi:
“Hastanelerde acil servisler vardır. Acil servise hastalar, yaralılar gelir. İlk yapılacak şey akan kanı durdurmaktır. Ülkemizde akan bir kan var. Bu kanı durdurmak gerekiyor. Bize acil servis lazım. Buraya telif haklarını konuşmaya gelmedik. Başbakanımız bir yola çıktı. Onunla birlikte yürüyelim diye geldik.
Savaşta mıyız?
Türkiye şu anda hasta, ama ölümcül bir hasta değil. Her an ayağa kalkabilir. Zaten ayağa kalkacak da. Bütün doktorlar hastanın başında. Ameliyat edecekler. Fakat aletler bir çantanın içinde. Çanta da şifreli. Herkes şifreyi biliyor. Bir türlü o şifreyi girip, çantayı açıp, hastayı ayağa kaldıramıyorlar. Lütfen o şifreyi çözün ve hastayı ayağa kaldırın.
Her gün şehit annelerinin göz yaşlarını görüp ağlamaktan bıktım. Bir daha şehit annesi görmek istemiyorum. Savaşta mıyız ki şehit annesi görüyoruz?
Dağ eteklerindeki tarlalarımızı kanla, şehit annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, nişanlılarının gözyaşlarıyla suluyoruz. Şimdi telif hakkı konuşmanın zamanı mı?”
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın demokratik açılım çerçevesinde düzenlediği toplantıda yaptığı konuşmayı anlatan Tatlıses, şunları söyledi:
“Hastanelerde acil servisler vardır. Acil servise hastalar, yaralılar gelir. İlk yapılacak şey akan kanı durdurmaktır. Ülkemizde akan bir kan var. Bu kanı durdurmak gerekiyor. Bize acil servis lazım. Buraya telif haklarını konuşmaya gelmedik. Başbakanımız bir yola çıktı. Onunla birlikte yürüyelim diye geldik.
Savaşta mıyız?
Türkiye şu anda hasta, ama ölümcül bir hasta değil. Her an ayağa kalkabilir. Zaten ayağa kalkacak da. Bütün doktorlar hastanın başında. Ameliyat edecekler. Fakat aletler bir çantanın içinde. Çanta da şifreli. Herkes şifreyi biliyor. Bir türlü o şifreyi girip, çantayı açıp, hastayı ayağa kaldıramıyorlar. Lütfen o şifreyi çözün ve hastayı ayağa kaldırın.
Her gün şehit annelerinin göz yaşlarını görüp ağlamaktan bıktım. Bir daha şehit annesi görmek istemiyorum. Savaşta mıyız ki şehit annesi görüyoruz?
Dağ eteklerindeki tarlalarımızı kanla, şehit annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, nişanlılarının gözyaşlarıyla suluyoruz. Şimdi telif hakkı konuşmanın zamanı mı?”