Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2011 00:00
Ankara Üniversitesi öğretim üyeleri, en az ilaç ve gübre kullanarak domatesi Ayaş’ta, üzümü Kalecik’te ve Keçiören’de, et ve sütü Haymana’da doğal ortamlarda yetiştirerek Ankaralıların beğenisine sunuyor.
ANKARA Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Ahmet Çolak, üniversiteye ait çiftliklerde bilimsel araştırmalarla ürettikleri doğal ürünlerin başkentliler tarafından yoğun ilgi gördüğünü söyledi.
Çolak, AÜ Ziraat Fakültesi’nin Türkiye’nin ilk, Ankara’nın ise tek Ziraat Fakültesi olduğunu anımsatarak, yaptıkları çalışmaların tüm ülkedeki çiftçilere ve diğer üniversitelere örnek oluşturduğunu kaydetti.
Yerinde yetiştiriliyor
Çalışmalara, 1983 yılında Haymana’da tarla tarımı yaptıkları ve hayvansal ürünleri ürettikleri bir çiftlikle başladıklarını anlatan Çolak, “Yetiştiği yörenin adını taşıyan gıdalar ancak oradaki şartlarda yetiştiğinde aynı lezzeti ve aromayı veriyor. Biz de bunu göz önünde bulundurarak Ayaş domatesini Ayaş’ta, Kalecik Karası üzümünü Kalecik’te, eti ve tahılları da Haymana’da yetiştirerek gözlemliyor, araştırıyor ve vatandaşa sunuyoruz” dedi.
Haymana’da meyve üretmenin iklim koşullarından dolayı zor olduğuna dikkati çeken Çolak, ancak amaçlarının ve misyonlarının bilim aracılığıyla bu zorlukları aşarak üreticiye örnek ve yol gösterici olmak olduğunu söyledi.
7 farklı satış yeri
Çolak, ürünlerin Ankara genelinde 7 farklı satış yerinde halkın beğenisine sunulduğunu bildirerek, şöyle konuştu:
“Fakültemize ait arazilerde yetiştirdiğimiz buğday, kiraz, vişne, sakız ve balkabağı, hıyar, mısır, sivri ve dolmalık biber, salçalık ve sofralık domates, kıvırcık, marul, karpuz, kavun, patlıcan, enginar, kuru adaçayı ve melisa, beyaz lahana, brokoli, karnabahar, yonca, elma, armut, dut, erik, üzüm, ayva, ceviz, et ve süt ürünlerini işleyerek satıyoruz. Bu yıl Haymana’da bin 200 dönüm alanda 352 ton buğday hasadı yaptık. Bir kısmını Tarım Kredi Kooperatifi aracılığıyla tüm Türkiye’ye tohumluk olarak sattık.
Kampüsten de alınabilir
Ayaş’ta 500 dönümlük bahçe bitkileri araştırma istasyonu var. Orada sebze ve meyve tarımı yapıyoruz. Bir miktar alanda da yonca yetiştiriyoruz. Sulama imkanları daha iyi çünkü. Süt ürünlerinden de kefir, yoğurt ve peynir çeşitleri hazırlıyoruz. Arzu eden vatandaşlar üniversitemiz kampüsünde ve diğer merkezlerde açtığımız satış yerlerinden diledikleri ürünleri satın alabilir.” Çolak, kapılarının vatandaşlara açık olduğunu ve dileyen kimselerin çocuklarıyla gelerek bağları ve tarlaları gezebileceğini, isteyen çiftçilerin de sorunlarıyla ilgili kendilerine her zaman danışabileceğini dile getirdi.
Geleceğin gen bankası
AÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökhan Söylemezoğlu da, “Karadeniz bölgesindeki tüm elmalar gen kaynağı olarak toplandı. Onların hastalıklara maruz kalanlarını inceleyerek yeni çalışmalarda kullanılmak üzere bilgiler topluyoruz. Bunlardan çeşit adayı ve ticari kaliteye sahip olanları tespit etmek istiyoruz. Meyvelerin içinde sayısız elma ve armut ağacının yanı sıra Kalecik Karası üzümün dışında, Yalova İncisi, Ata Sarısı, Hamburg Misketi, Alfons, İtalya, Red Globe gibi neredeyse ülkemiz asma gen kaynaklarının yüzde 15’i araştırmalarımıza konu oluyor. Fakülte olarak gelecekte üzüm de ve diğer sebze-meyve türlerinde bölgesel gen bankası olmayı hedefliyoruz” dedi.