Güncelleme Tarihi:
Altındağ’ın Ulus semtinde Doğan Sokak’ta yer alan tarihi Karyağdı Türbesi’ni ziyaret eden birçok kişi dileklerini kalemle türbenin duvarına yazıyor. 1577’de inşa edilen ve çeşitli restorasyonlarla günümüze kadar korunan tarihi türbenin duvarları gün geçtikçe dilek yazılarıyla doldu. Türbenin daha çok cuma günleri yoğun ziyaretçi aldığını belirten bölge esnafı, duvarın yazılarla bu şekilde kirletilmesinin doğru olmadığını söyledi. Her yazılan yazının diğerine örnek olduğuna dikkat çeken bir esnaf şöyle konuştu:
TEMİZLESELER TEKRAR YAZARLAR
“Bu türbeye daha çok evlenmek isteyen, hayırlı kısmet dileğinde bulunanlar gelir. Ara sokakta kaldığı için genelde de bilenler gelir. Kalemle yazı yazma son dönemde daha da âdet haline geldi. Biri yazıyor diğeri de onun yazısını görüp kalemi kapıp gelip dileğini yazıyor. Başka türbelerde ağaçlara bir şeyler bağlarlar burada da duvara tahta kalemiyle istekler yazılıyor. İlginç bir durum tabii. Duvarın yazılarla kirletilmesi de doğru değil. Ne ara gelip nasıl yazıyorlar onu da pek fark etmiyoruz. Nasıl bir önlem alınabilir onu da bilmiyoruz, bu pek engellenemez gibi. Temizleseler tekrar yazarlar öyle bir durum var.”
‘ALLAH’IM BANA SİYAH E 60 BMW’
Türbenin duvarında kalemle yazılan yazılarda da ilginç dilekler yer alıyor. Bazı ziyaretçilerin uzun uzun yazılar yazdıkları da görülüyor. Daha çok evlilik ve kısmetle ilgili yazıların dikkat çektiği duvardaki yazılardan bazıları şöyle: ‘Ege Tevfik Fikret Anaokulu kurasını kazansın amin’, ‘Dizlerimin ağrısı geçsin’, ‘Kreş + ev + yazlık + araba amin’, ‘Allah’ım bana siyah gayış edişin E 60 BMW’, ‘Banu’nun çocuğu olsun’, ‘Önce sağlık, Yusuf’a hayırlı iş kapısı, içkiyi bırakmayı nasip et’, ‘Kısmetim açılsın’, ‘Hülya sağlığına kavuşsun’, ‘Şebnem hayırlısıyla evlensin’, ‘Cansu kızım evlensin’, ‘Ceren’in işi olsun’, ‘Allah’ım bize bi fort connet nasip et.’
KARYAĞDI HATUN’UN HİKÂYESİ
Kapısının yanında 1577 tarihi görülen türbede rivayete göre Ankara’da yaşayıp genç yaşta vefat eden bir kız yatmaktadır. Efsaneye göre Ankara’nın en güzel kızlarından biri, bir Ankara efesiyle evlenir, gelin olur, hamile kalır. Gelin kar aşerir, aylardan ağustos ayıdır. Herkesin uyuduğu bir akşam bahçeye çıkıp kar yağması için dua eder. Ardından kar yağmaya başlar. Gelin kız da gün ağarıncaya kadar yağan karlardan yer. Sabah olunca Ankara’yı bembeyaz karlar içinde görenler şaşırır. Gelin kızın öyküsü çabuk yayılır. Gelin yediği karlardan hastalanarak yatağa düşer. Bir süre sonra da vefat eder. Türbenin olduğu yere defnedilir. Efsane de dilden dile yayılır.