Güncelleme Tarihi:
Gaziİ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, Kayserili olan ailesinden çocukluk yıllarında aldığı eğitimi hekimlik mesleğine de taşımış ve alanında hep önde olmuş, çalışkanlığı ile kendini farkettirmiş ünlü bir hekim. Mesleğinde hakettiği yere gelen Prof. Dr. Büyükberber, 4 çocuğu ve eşiyle de mutlu bir aile tablosu çiziyor. Tarihe çok meraklı olan Prof. Büyükberber’in, yemeklerle de arası iyi. Kayserili olan Büyükberber’in tercihi “anne” yemekleri. Türkiye’nin en eski ve köklü üniversitelerinden biri olan Gazi Üniveristesi’nin rektörü olarak üniversitesine yakışır hedefleri de var Büyükberber’in. “Ankara’nın en güzel binası” dediği rektörlük binasını müze yapmaya hazırlanıyor. Gazi Hastanesi’ne ilişkin de planları olan Büyükberber, kuracağı “Kanser ve Çocuk Hastanesi” ile de iddialı.
Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
1965 yılında Kayseri’de doğdum. Babam Kayseri’nin ünlü bir kebapçısıydı ben çocukken. Kayseri’de normal eğitimin yanısıra ayrı bir esnaf eğitimi de vardır. Varlıklı bir ailem vardı ancak ben de okulun olmadığı günler, yaz tatili ve sömestr tatilllerinde hep çalışırdım. İnşaat firmasında çıraklık yaptım. Biz de bu adettir. Üniversiteye başlayana kadar tüm tatillerimde çalıştım. Doya doya oyun oynadığım bir dönem neredeyse hiç olmadı. Ancak bu eğitim bana çok değer kattı. Milli manevi duygularım çok yüksek yetiştim. İlkokul, ortaokul ve lisede hep okul birincisiydim. Sonrasında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazandım. Aslında tarihçi olmak istiyordum. Ama babamın yoğun ısrarlarıyla Tıp Fakültesi’ne girdim. Çok sevdim doktorluk mesleğini.
Öğrencilik yıllarınız nasıl geçti?
Öğrenciliğim çok güzel geçti. Tıp Fakültesi’nde öğrenciler pratik dersler için gruplara ayrılırlar. Benim grubumda da tek erkek bendim. Grup halinde gezerken bu grupta erkek yok mu? diye sorarlardı ve ben her seferinde elimi kaldırmak zorunda kalırdım. Sonra TUS’a girdim ve Ankara Üniveristesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Uzmanlığı’nı kazandım. İyi bir puan almıştım. 1988’de Sakarya’da köylerde mecburi hizmetimi yaptım. Sonra Çorum Bayat ilçesine gittim. Sonra ordan da Malatya Turgut Özal Üniversitesi’ne büyük bir Tıp Merkezi kuruldu. Ben de orada Yardımcı Doçent olarak göreve başladım. Ordan da Amerika’ya Nebraska’ya gittim. 1998 yılı sonunda da Türkiye’ye döndüm. Gaziantep Üniveristesi’ne geçtim. Onkoloji Kliniğini kurdum.
Haftasonlarınız nasıl geçiyor?
Genellikle ortak kahvaltı yapmaya çalışıyoruz. Büyük bir masamız oluyor. 4 çocukla. Neşeli bir hava var evimizde. Sessiz bir ortam yok evimizde.
Hobileriniz var mı?
Tarihe çok meraklıyım. Çok hoşuma gidiyor, bol bol kitap okuyorum. Yakın zamana kadar günde bir kitap bitiriyordum. Tarihle ilgili hemen hemen okumadığım kitap yok. Mesleki olarak da, çok genç yaşta profesör oldum. 39 yaşındaydım. Kendi mesleğimle ilgili de çok okuyorum.
Fobiniz var mı?
Fobi değil ama onkolog olmak çok farklı bir şey. Bu duyguyu herkese tarif edemiyorum. İnsanların çok hızla eriyip, yok olduğunu görmek insana çok değişik duygular kazandırıyor. Ben kahkaha ile gülemiyorum mesela. Gülsem de uzun olmuyor. Hemen aklıma “Ne hakla gülüyorsun” diye birşey doğuyor. Aşırı neşe ya da bağıra bağıra şarkı söylemek içimden gelmiyor. Dünyanın geçici olduğunu görüyorsun. Ölümle çok içiçeyiz.
Yemeklerle aranız nasıl?
Yaprak sarmasını çok severim. Annem çok güzel yapar. Sadece annemin yaptığı mantıyı severim. Arkadaşlarım Kayseri’ye gelince “En güzel mantı nerede yapılır?” diye soruyorlar. Benim cevabım “Bizim evde” oluyor. Çünkü annem gerçekten çok güzel yapar. Bizim Kayseri mutfağı gerçekten çok güzeldir. Ben pek anlamam yemek yapmaktan.
Beslediğiniz bir evcil hayvan var mı?
3-4 yıl önce eve bir tavşan aldık. Bir ay besleyebildik. Çünkü evde hep ben bakımlarını üstlenmek zorunda kalıyorum. Balık, kaplumbağa aldık hep ben baktım. Çünkü evde herkes çok meşgul. O nedenle uzun süreli bir evcil hayvanımız olmadı.
Aklınızda rektör olmak var mıydı? Nasıl karar verdiniz?
Aklımda hiç yoktu. 2012 Ocak ayında işinde gücünde bir öğretim üyesiydim. Hatta rektör adayı olan hocalardan bazıları gelip dolaşıyorlardı. Bazı hocalara da destek veriyordum. Sonra bir takım olaylar nedeniyle “Karanlığa sövme bir mum yak” dedim. Onkoloji Hastanesi kurulması vardı gündemimizde. Yıllık 30 bin hastamız var onkolojide. Ve biz bu hastaneyi yaptıramadık. Hibe bulmama ve ihtiyaç olmasına rağmen ikna edemedim yönetimi. Birden bire “Canıma tak etti” denilen noktada rektör olmaya karar verdim. Aday oldum ve atandım.
ÜNİVERSİTEMİZDE HUZURSUZLUK YOK
Gazi nasıl bir üniversite?
Şu anda 78 binden fazla öğrencimiz var. 21 Fakültemiz var. 17 Yüksekokulumuz var. 52 tanede merkezimiz var. 2500 hocamız var. Asistanlarla birlikte 5 bin akademisyen. 4 bin idari personelimiz var. Çok büyük bir yapı. Şehir üniversitesi. Tipik bir Anadolu üniversitesi. Türkiye mozaği de var. Gazi’de grupların birbiri üzerine hükümran olmasına karşıyız. Herkes istediği gibi özgürce yaşasın. İstediği gibi düşünsün. Müdahale edilmesin, öğretim hakkı elinden alınmasın. Zulmetmesin. Bu yapıyı sağlamaya çalışıyoruz. Dışarı da belki olumsuz bir Gazi algısı da var ama abartılıyor. Huzursuzluk yok üniversitemizde. Öğrenci Konseyimiz var. Bizim Rektörlük katına taşıdık onları. Sürekli temas halindeyiz. Öğrencilerle alakalı işler için danışmanlarımız var.
TARİHİ REKTÖRLÜK BİNASI MÜZE OLUYOR
Gazi Üniversitesi Rektörü olarak hedefleriniz neler?
Rektörlük binamız 20 liraların arkasında resmi bulunan bina. Mimar Kemaleddin’in yaptığı bir bina. 18 bin metrekarelik dev bir bina. 1926 yılında yapılmış. Bu bina ile ilgili çok güzel projelerimiz var. Ankara’daki en güzel bina. Alt katını güzel bir Türk mutfağı restoranı yapıcağız. Bir üst katını Ulusal Müze yapacağız. En üst katı da rektörlük temsil makamı olacak. Tüm Ankara’ya hizmet veren hale gelecek. Bununla ilgili proje çizimi yapılıp, restore edilecek. 2 müzemiz var. Biri Resim ve Heykel Müzesi ve içinde 100 yıllık tablolar var. Gün ışıgından koruyoruz. Heykellerimiz var. Bir diğer müzemizde Somut Olmayan Miras Müzesi. Burada da Türk Kültürünün örnekleri var. Çok değişik şeyler var Gazi’de. Mesela Adnan Menderes’in aracı Gazi Üniversitesi’nde sergileniyor. Mesela 1920’li yıllara ait eğitim malzemeleri var. Doğa Müzemiz var. Her türlü hayvanın doldurulmuş hali var. Gazi’ye çok güzel çiçek bahçesi yapacağız. Batı üniversitelerindeki gibi kampüs içinde geniş bir yeşil alan yapacağız. Kanser ve Çocuk Hastanemiz geliyor.