‘Tango’s’a Başkent’te dünya prömiyeri

Güncelleme Tarihi:

‘Tango’s’a Başkent’te dünya prömiyeri
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2017 16:49

ADOB Modern Dans Topluluğu, Ballethagen’ın başkoreografı Ricardo Fernando’nun, Tango’s isimli dans gösterisinin dünya prömiyerini 8 Mayıs’ta Opera Sahnesi’nde gerçekleştirecek.

Haberin Devamı

Ankara Devlet ve Opera Balesi (ADOB) Modern Dans Topluluğu, Ballethagen’ın başkoreografı ve bale yönetmeni Ricardo Fernando’nun, Tango’s isimli tek perdelik dans gösterisini sanatseverlerle buluşturacak. Dünya prömiyerinin gerçekleştirileceği Tango’s, ADOB Modern Dans Topluluğunca Astor Piazolla’nın müzikleri, Ricardo Fernando’nun koreografisi ile 8 Mayıs akşamı saat 20.00’de Opera Sahnesi’nde seyircinin beğenisine sunulacak. Dans çalışmalarına Brezilya’da başlayan Ricardo Fernando, Ankara’ya ikinci kez davet edilmekten dolayı duyduğu mutluluğu ve heyecanı dile getirdi. 

‘RİTİMDEN İLHAM ALIYORUM’

Fernando, tango müziğinin ve Piazzolla’nın eserlerinin bir koreograf olarak her zaman hayatının bir parçası olduğunu belirtti. Koreografilerinde çoğu zaman müziğin ritminin hissettirdiklerinden ilham aldığını söyleyen Fernando, Tango’s eserinin önemini şöyle anlattı:
“Dramatik bir müzik türü olan tango, çok çeşitli insani duygular içeriyor. Aşk, ihtiras, yalnızlık, hüzün ve mutluluk tango müziği ile ortaya çıkıyor. Dans, global bir sanat dansıdır ve klasik, modern diye birbirinden ayırmak istemem. Koreografilerimi de o yönde yapıyorum. Eserin en önemli tarafı tango müziği ile çalışmak. Arjantin tango müziği ihtiraslı, karakteristik ve dinamizm içeriyor. Müziğin ritmi sürekli değişiyor, bu müziğe hem eser yaratmak hem de bu müzikle dans etmekten çok keyif alıyorum.”

HERKES MİSAFİRPERVER

Haberin Devamı

Ankara Modern Dans Topluluğu için 2010’da “Bolero” adlı koreografisini yaptığını hatırlatan Fernando, “Bu benim Türkiye’ye ikinci gelişim, daha önce Bolero eserini sahnelemek için gelmiştim. Türkiye’yi ve Türk insanını çok seviyorum, herkes çok dostane ve misafirperver” dedi. Ricardo Fernando, iki farklı ülkenin dans topluluğu ile çalışmanın farklı bir deneyim olduğunu belirterek, “Ankara’ya ikinci kez davet edilmekten dolayı çok mutluyum ve onur duyuyorum. Benim dans topluluğum ile çalışmak çok farklı elbette. Bizde Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden birçok dansçı var ve burada herkes aynı ülkeden. Çeşitli fiziklere sahip, değişik dillerde konuşan dansçılarla beraber çalıştığım için alışkınım. Türkiye’deki dansçılarla aramda hiç mesafe olmuyor, keyifle çalışıyoruz” sözlerine yer verdi.

BAKMADAN GEÇME!