Güncelleme Tarihi:
Doğa için pedalladı ve 343 günde Japonya’ya vardı. 12 bin 500 kilometre, 950 şehir ve kasabayı geçti. Yolculuğu sırasında bisikletin arkasında dalgalanan Türk bayrağı Japonya’da bir müzede sergileniyor. Bisikletli Türk seyyah Gürkan Genç şimdilerde yedi yıllık dünya turuna çıkmaya hazırlanıyor. Bu yaz ortasında bisikletiyle yedi yıllık dünya turuna başlayacak olan bisikletli seyyah Gürkan Genç, çocukluk hayalini gerçeğe dönüştürmenin mutluluğunu yaşıyor. Geçen sene 343 gün 12 bin 500 kilometre ve 950 şehir boyunca pedal çevirerek Japonya’ya kadar uzanan yolculuğu sırasında yaşadıklarını Ankara Hürriyet okurlarıyla paylaşan Genç, “Bu tarz seyahatleri yapan ne ilk kişiyim ne de son kişi olacağım. Fark yarata biliyorsam, bir şeyler başarabildiğimi görebiliyorsam, benden sonraki hayata iz bırakabileceğime inanıyorsam kendimle gurur duyacağım” dedi. Yolculuk sırasında kullandığı bisikletinin “İpek Yolu Geçer Bisiklet” adıyla Rahmi Koç Müzesi’nde segilendiğini belirten Genç, şunları söyledi:
12 bin 500 kilometre 950 şehir ve kasaba
“Çocukken en büyük hayalim bisikletle dünya turu yapmaktı fakat, 21 yaşımda iş hayatına girdiğimde sistemin içinde kayboldum. 30 yaşındayken kendime yeniden bir bisiklet aldım ve hayalimi gerçekleştirmek istedim.
Türkiye’den Japonya’ya pedalladım. Tura, Samsun’dan başladım. Samsun’da Ali Emine Kahvecioğlu diye bir okul var. 600 öğrenci her gün okula bisikletle gidiyor. Bunun yanı sıra Atatürk’ün de buradan yola çıkması nedeniyle Samsun, bisiklet turuna başlamam için ideal bir kentti.
343 günde Japonya’ya vardım. 12 bin 500 kilometre, 950 şehir ve kasabayı geçtim. Yolculuğum sırasında bisikletin arkasında dalgalanan Türk bayrağı Japonya’da, bütün Kuzey Asya’yı geçen tek bayrak olarak müzede sergileniyor. Tur sırasında hiç tanımadığım insanların hayatlarına ortak oldum. Beni evlerinde misafir eden insanlara hep minnettar kaldım.
Türküm dediğinizde Atatürk derler
Dünyanın öbür ucuna da gitseniz Atatürk’ü göreceksiniz, Türküm dediğinizde onun adını duyacaksınız yolda kendisini nerelerde gördüğümü anlatacağım demiştim, başardım. 100 eğitim kurumunda yol hikayelerimi anlatıp bir seneden daha kısa bir sürede 25 binin üzerinde genç arkadaşa ulaştım. Amaç ve hedef koymakta zorlanan gençlere kendi tecrübelerimle bir şeyler anlatmaya çabaladım. Müziğin, resim çizmenin evrenselliğinden bahsedip sanatçının ve sporcunun önemini anlattım. Türk milletinin ve Türkiye’nin ne kadar yüce bir millet ve devlet olduğunu ve bu milletin bir ferdi olduğumdan dolayı gurur duyduğumu bir şekilde dile getirdim. Dünyanın öbür ucuna da gitseniz bir köyde adamın teki size kalkıp ‘Şu anda dünyadaki her ülkeye bir tane Atatürk lazım’ dediğini de söyledim.
Yeni macerada 80 ülke beş kıta geçeceğim
Bu bir sene içinde de dünya turuna hazırlandım. Japonya yolculuğumda çektiğim fotoğraflarla beş fotroğraf sergisi açtım. Yolculuk sırasında kaydettiğim 2 bin 242 dakikalık video çekiminden 45 dakikalık bir kısa film hazırladım. İngilizce alt yazıyla yurt içi ve yurt dışında yayınlanan belgesellere yolladım. Şimdi ise yedi yıllık dünya turuna çıkıyorum. Macera yine Türkiye’de başlıyor ve Avrupa, Afrika, Güney ve Kuzey Amerika, Antartika’ya kadar devam ederek yeniden Türkiye’ye dönmemle son bulacak. 110 bin kilometre olan bu dünya turum toplamda 80 ülkede ve beş kıtayı içeriyor.”
Talep olmadığı için yetkililer duyarsız
TÜRKİYE’de bisikletin ulaşım aracı olduğunu herkesin bildiğini fakat, kimsenin kullanmaya cesaret edemediğini ifade deen Genç, “Herkes biraz risk alsa ve yollara bisikletle çıksa yani talep oluşsa, yetkililer bisiklet konusunda bu kadar duyarsız olmaz ve bisiklet yoları yapar” dedi.
Ailelerin bisikleti sadece karne hediyesi olarak aldığını ve ‘yola çıkma, hızlı gitme’ dediği için insanların bisikletle yola çıkamadığının altını çizen Genç, şöyle devam etti:
“Yurt dışında özellikle de Çin’de bisiklet otobanı var. Bin kişi birlikte pedal çeiriyor. Bisikletliler için ışıklar, sinyalizasyon sistemleri ve polisler var. Yola çıktığınızda arabaların hepsi duruyor. Bisiklet yolu olmayan caddelerde arabalar bisikletliye saygı gösteriyor ve hızlı gitmek için bisikletliyi taciz etmiyor. Bisiklet onların hayatının en önemli parçalarından birisini oluşturuyor. Bu saygı ve talep Türkiye’de de oluşmalı.”