Güncelleme Tarihi:
Türkiye’deki itfaiye teşkilatları arasında ilk olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan Sualtı Arama-Kurtarma Timi, 20 yılı geride bıraktı. Su altında en zor görevleri başarıyla gerçekleştiren 7 kişilik balık adam timi, sadece Ankara’da değil yurdun dört bir yanındaki deniz, göl, gölet, akarsu ve su birikintilerinde meydana gelen olaylarda yardıma koştu. Yerel ekiplerin yeterli olamadığı zamanlarda vatandaşların imdadına yetişti. Özellikle 1999 yılında Türkiye’yi sarsan Marmara depreminde katıldığı su altı arama ve kurtarma çalışmalarında büyük başarı göstene Başkentli balık adamlar, 20 yılın hikayesini ve karşılaştıkları zorlukları Hürriyet Ankara’ya anlattı:
KESİKKÖPRÜ’DE KIŞ EĞİTİMLERİ
“Türkiye’deki itfaiyeler arasındaki ilk kurulmuş ekibiz. Öyle olduğumuz için önemli bir misyonumuz var. Türkiye’de yaklaşık 20 ilin itfaiyesine eğitim, desteği verdik. Didim’de uzun süreli kamplarımız oluyor. Eğitim alacak illeri çağırıyoruz. Genelde mayıs ve eylül ayında gidiyoruz. Ankara’da belediyemize ait havuzlarda kondisyon tutmak amacıyla eğitimlerimiz oluyor. Kış aylarında da bedenimizi her türlü su ortamına alıştırmak için Kesikköprü Barajı’na gidiyoruz, soğuk su ve malzeme ekipman testi yapıyoruz.
DENİZ YOK DİYE DALGA GEÇERLERDİ
Fuarlara gittiğimizde motoru, botu ekipmanı koyduğumuzda bizimle ‘Ankara’da deniz yok, bu ekip niye var’ diye dalga geçerlerdi. Halbuki Ankara’nın etrafı gölet ve barajlarla dolu. Ankara civarında 35 civarında baraj ve göl mevcut. Kızılırmak ve Sakarya nehirleri var. Onlar da Ankara civarından geçtiği için vakalar çok oluyor. Denizlerdeki vakalarda çok zorlanmazsınız ama görüş olmayan ve akıntılı sularda arama yapmak çok zordur. Suyun altında bir sürü risk ve tehlikeye karşı arama kurtarma yapıyoruz.
SUDA PANİKLEMEK KAYBETTİRİR
En çok karşılaştığımız olaylar kazazedeye yardım etmek için suya atlayan kişiler. Son olarak Kazan’daki de öyleydi. Çocuğun biri düşüyor öbür çocuk yardım için giriyor. Kazazede kurtuluyor ama kurtarmak isteyen hayatını kaybedebiliyor. Kazazedeyi sakinleştirip hareket etselerdi muhtemelen öbürleri de kurtulacaktı. Suda paniklemek kaybettirir. En iyi cankurtaran suya girmeden kurtarandır. Bir kişi üstünde ne varsa kullanabilir, pantolonunu, kemerini bile kullanabilir.
DALGIÇ KEYİFTEN SAKIZ ÇİĞNEMEZ
Gittiğimiz her vaka bir diğerinden farklı. Çok ilginç olaylarla da tepkilerle de karşılaşıyoruz. Üstümüze taş atanlar da oluyor. Niye geç kaldınız diyenler de. Ağız kuruluğunu alması için sürekli sakız çiğneriz bu nedenle niye sakız çiğniyorsunuz diyenler de var. Dalgıç keyiften sakız çiğnemez. İçindeki buğuyu alsın diye maskenin içine tükürürüz. Sanki ‘tüh lanet olsun’ diyoruz zannederler yine tepki gösterirler. Herkes öyle değil tabi. Ayağımızın altını öpmek için sarılanlar da oldu.”
‘KESİNLİKLE GİRMEYİN’ UYARISI
Türkiye’ye model olan Ankara İtfaiyesi’nin uzman eğitmen dalgıçları son olarak Temelli’de balık tutmak için gittikleri gölette suya düşen genç ile onu kurtarmak isteyen arkadaşının cansız bedenlerini sudan çıkardı. Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanı Celil Sipahi de Ankaralıları, gittikleri mesire alanlarındaki baraj, göl, gölet, akarsu ve su birikintilerine kesinlikle girmemeleri konusunda uyardı. Yaz mevsiminde onlarca kişinin serinlemek amacıyla girdikleri sularda hayatını kaybettiğine dikkat çeken Sipahi, “Ankara’daki baraj, göl, göletlerle Kızılırmak ve Sakarya dahil olmak üzere hiçbir akarsu, yüzmek veya serinlemek için girmeye uygun değil. Hatta bu sular profesyonel yüzücüler için bile tehlikeli. Aileler çocuklarına göz-kulak olmalı. Piknik alanlarında çocuklarının suya girmelerine izin vermemeli. Geçmişte yaşanan üzücü olayların tekrarlanmaması için, yapılan uyarılara dikkat etmelerini istiyoruz” diye konuştu.