Suya yansıyan hayaller

Ankara’da yaşayan Cemal Levent Sezgin’e (13) iki buçuk yaşındayken otizm tanısı konuldu, altı yaşına kadar ise hiç konuşamadı. Konulan tanı sonrası özel eğitim alan ve şu anda 6’ncı sınıfa giden Sezgin, pandemi döneminde sosyal medyada gördüğü videolar sayesinde ebru sanatına başladı. Annesinden istediği malzemeler ile ebru sanatını kendi kendine öğrenen Sezgin birbirinden renkli çalışmalar ortaya koydu. Sezgin, 48 eserini Altındağ Belediyesi’nin desteğiyle Güneş Sanat Galerisi’nde ‘Kalpte Engel Olmasın’ sergisinde görücüye çıkardı. Cemal’in önceden su ile yapılan etkinliklerden hoşlanmadığını bunun üstüne gitmek adına kendisine internetten ebru sanatı videoları açtığını dile getiren anne Rahşan Sezgin, Cemal’in çalışmalarını şöyle anlattı:

EN ÇOK MAVİ’Yİ SEVDİĞİNİ SÖYLEDİ

“Cemal’in burada çok özel eserleri bulunuyor, oldukça heyecanlı ve mutluyuz. Altı aylıkken göz teması kuramadığını fark etmiştim. Cemal’e iki buçuk yaşında otizm tanısı konuldu. Daha sonrasında üç yaşında özel eğitim almaya başladı. Şu anda 6’ncı sınıfa gidiyor fakat ülseratif kolit rahatsızlığı nedeniyle eğitimine evde devam ediyor. Onun hikâyesi pandemi döneminde başladı. Evde oldukça sıkılıyordu. Cemal, özel gereksinimli olduğu için normalde su ile yapılan etkinliklerden hoşlanmaz sulu boya yapmayı hiç sevmezdi. Bir gün evdeyken bu durumun da üstüne gitmek için internetten ebru sanatının yapımını açtım, izleyince çok hoşuna gitti. Videoyu göstererek malzemeleri almamı işaret etti. Hemen ebru seti aldım ve bu sanata ayrı bir tutkusu oluştu. Tamamıyla hiçbir eğitim almadan kendi kendine öğrendi. Ailecek sanata ve fotoğrafçılığa yatkınız bunun da etkisi olduğunu düşünüyorum. Cemal ebru sanatı yaparken kendiyle baş başa kalıyor, rahatlıyor. Bana en çok mavi rengini sevdiğini söyledi. Mavi, gökyüzünü, sonsuzluğu temsil ediyor. Ebru sanatının haricinde Cemal’in pek çok alana ilgisi ve yatkınlığı var. Piyano çalmayı çok seviyor. Altı yaşına kadar konuşamadı fakat hep İngilizce, Arapça kelime yazardı. Bazen İspanyolca, Rusça bile yazıyordu. Daha konuşmayı, yazmayı bilmeden dört işlem yapardı, bilgisayarda faktöriyellerle ilgili formüller yazıyor. Benim ismini bile bilmediğim gezegenleri biliyor. İleri düzey bir matematik zekâsı var. Gerçekten özel bir çocuk.

‘3 T’DEN UZAKLAŞIP SANATA YAKLAŞTI

Önceleri telefon, bilgisayar ve tabletle oldukça zaman geçiriyordu. Bu durumdan nasıl uzaklaştırabilirim derken sanatla tanıştı. Ve benim tabirimle ‘3 T’den (televizyon, tablet, telefon) uzaklaşıp, kendi içine ve sanata yakınlaştı. Özel gereksinimi olan, otizmli ailelere de seslenmek istiyorum. Lütfen çocuğunuzun kendini açmasına, yeteneklerini keşfetmesine izin verin. Onlara alan yaratın, fırsat tanıyın çünkü genellikle kendi içlerine kapanma eğiliminde oluyorlar. Öte yandan özel eğitimde de birtakım düzenlemeler yapılabilir. Örneğin, ders saatleri artırılabilir, sınıflar öğrenciler için daha da güvenli hale getirilebilir. Özel eğitim, masraf açısından da bizleri ve pek çok aileyi zorluyor. Tüm bunların daha da iyileştirilebileceğini düşünüyorum. Bu tarz konular hem yavrularımız hem de bizler için oldukça önemli.”

KÜLTÜREL ALANLARIN SAYISINI ARTIRACAĞIZ

Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki de Engelliler Haftası kapsamında Güneş Sanat Galerisi’ndeki serginin açılışını gerçekleştirdi. Kurdele kesen Başkan Tiryaki, Sezgin’in çalışmalarını yakından inceledi. Sergi kapsamında Altındağ Belediyesi’nde eğitim alan 10 özel gereksinimli çocuk, Sezgin ile birlikte ebru çalışması yaptı. Cemal ile kitreye desenler çalışan Başkan Tiryaki, “Büyük bir başarı örneği. Ebru sanatı bizim geleneksel sanatlarımızdan. Cemal de özel bir destek ve eğitim almadan kendi çabalarıyla bu sergiyi açmış. Önümüzdeki süreçte özellikle özel yavrularımıza daha da destek sağlayıp, hayatlarına katkı sunacağız. Sanatla uğraşan bir toplumda huzursuzluk olmaz. Bir toplum mutlu olmak istiyorsa, kültürle, sanatla bağı kopmayan bir nesil yetiştirmek lazım. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi oturduğu evlerle, bindiği arabalarla, giydiği elbiselerin modeliyle, markası ile ölçülmez. Bir toplumun gelişmişlik düzeyi kültür ve sanata karşı toplumun ilgisiyle ölçülür. Eğer toplumun önemli bir kesimi, kültür ve sanatın müşterisiyse toplum bir kademe atlamış olur. Bu yüzden, bizim gibi yerel yöneticilerin her anlamda hem fiziki imkânların sunulması hem de maddi, manevi anlamda desteğini sağlaması gerekir. Bu bölgede restore çalışmaları gerçekleştirmiştik hem de çok sayıda sanatçıya yer verdik. Bu anlamda da önümüzdeki dönemde kültürel-sanatsal alanların sayısını artıracağız” diye konuştu. Konuşmaların hemen ardından minik Sezgin, yapmış olduğu bir çalışmayı da Başkan Tiryaki’ye hediye etti.