Güncelleme Tarihi:
DÜNYADA, motor teknolojisindeki ilerlemelerle yeni taşıtların hız kapasitesinin yükselmesi, hızlı araç kullanma problemini arttırırken, bilim adamları da sürücülerin ölümcül ve yaralamalı kazaların en önemli nedeni olmasına rağmen trafikte hız sınırını neden aşma eğiliminde olduğunu araştırıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nce (DSÖ) hazırlanan “Hız Yönetimi” konulu el kitabında, karayolu güvenliğine ilişkin farklı ülkelerde yapılan araştırma sonuçları ile ilginç tespitler yer alıyor. Kitapta, karayolu güvenliği açısından hemen hemen tüm ülkelerin en önemli sorunu olarak görülen trafikte hız problemine dikkat çekiliyor.
Sürücüyü ikna etmek çok zor
Çoğu modern taşıtın artık kolayca hız yapabildiği, dolayısıyla sürücüleri hız sınırları içerisinde kalarak araç kullanma konusunda ikna etmenin artık kolay olmadığı vurgulanıyor.
Son 40 yılda motor teknolojisinde yaşanan gelişmeler sonucunda çoğu taşıtın, rahatlıkla maksimum hız sınırlarının üzerine çıkabilir hale geldiği, bunun da hız sınırını az ya da aşırı düzeyde aşan sürücülerin seyir halindeyken hızlarını ayarlamalarında sorunlara yol açtığı ifade ediliyor. Buna göre, sürücülerin hız yapmasının altında yatan pek çok neden bulunuyor.
Çarpışma ihtimali cezadan önemsiz
Dünya çapındaki birkaç ülkede yapılan araştırmalarda, sürücülerin yüzde 90’ının kendisini yetenek açısından ortalamanın üzerinde ve düşük riskli sürücü olarak gördüğü saptanırken, bu nedenle sürücülerin araç kullanırken hız sınırını aşmalarının kendilerini riske atmayacağını düşündüğü belirtiliyor.
Hızlı araç kullanımı ciddi ve ölümlü çarpışma oranını arttırsa da bir sürücüye göre, hız sınırını aşma sonucunda şiddetli çarpışma ihtimali oldukça düşük kalıyor. Sürücüler için hız sınırını aşma sonucunda meydana gelebilecek şiddetli çarpışma ihtimali, hıza bağlı cezadan daha az önemli bulunuyor.
Kısa sürede seyahat ödül mü?
SÜRÜCÜLERİN çoğunun hız sınırını keyfi olarak kabul ettiği, hızdaki küçük artışların bile neden olabileceği yüksek riskleri tam olarak algılayamadıkları ifade ediliyor. Yüksek hızlarda yolculuk etmenin gerçek olmasa da algısal olarak daha kısa sürede seyahat ödülü sunduğu yönündeki düşünce de sürücülerin trafikte hızlı araç kullanmasına neden olabiliyor. Sürücülerin bu düşüncesi, yola çıktıktan sonra herhangi bir kötü sonuçla karşılaşılmadan devam ettiği sürece daha da pekişebiliyor.
Yöneticilerin ve işverenlerin, çalışanlarına daha fazla iş çıkarmaları, bunun için araçlarını daha hızlı sürmeleri konusunda baskı uygulayabildiği vurgulanıyor.