Güncelleme Tarihi:
Ankara’nın en köklü vakıf üniversitelerinden biri olan Atılım Üniversitesi, adına yakışır şekilde hayata geçirdiği projeleri ile de “atılım” yapmaya hazırlanıyor. Atılım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgenoğlu, büyük buluşlarla ses getiren projeler üretecekleri konusunda iddialı. Üniversitede öğrencisinden, öğretim elemanına, yöneticisine kadar herkes farklı ve yeni olanı bulmak için gece gündüz çalışıyor. Tek bir hedefleri var: rektör Özgenoğlu’nun deyimiyle “süper buluş”u hayata geçirmek. Üniversitesine böylesine büyük hedefler koyan Prof. Özgenoğlu, özel hayatında da farklı bir profil çiziyor. Yoğun temposu nedeniyle spor yapmaya vakit ayıramadığından yakınan Prof. Özgenoğlu, fırsat buldukça yürüyüş yaptığından bahsediyor. Yemeklerle arası ile olan Özgenoğlu’nun, bu ilişkisi sadece yemek yemekle sınırlı. Mutfağa hiç yemek yapmak için girmemiş Prof. Özgenoğlu. Tabii ki bunda aynı zamanda halasının kızı da olan eşinin yemekler konusundaki maharetinin katkısı büyük. Kedileri çok seven Özgenoğlu çiftinin kendilerine ait bir kedileri olmasa da, oğullarının beslediği kedilere olan sevgisini anlatırken adeta gözlerinin içi parlıyor. Aslında Konyalı olmasına rağman hayatının büyük bir kısmını Ankara’da geçirmiş olan Özgenoğlu’nun “Ankara deyince akılınıza ilk ne geliyor?” sorumuza yanıtı “Anıtkabir” oluyor. Bu hafta “Eğitim Sohbetleri”nde konuğumuz Atılım Üniveristesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgenoğlu oldu. Özgenoğlu’na yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:
- Kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Ankara doğumluyum. Aslında köklerim Konya’da. Babam ve ondan daha önceki ailemizin kökleri Konya’da. Liseyi Konya’da bitirdikten sonra Ankara’ya geldim. 1964 yılında ODTÜ’yü kazanmıştım. O yıllarda Mühendislik çok popüler bir alandı. Revaçtaydı. Liseyi bitiren herkes ya İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne girmek isterlerdi. Ben de ODTÜ Maden Mühendisliği’nde eğitimimi tamamladım. Bir ara Londra‘da master yaptım. Sonrasında bütün akademik kariyerimi de ODTÜ’de yaptım. Araştırma görevliliğimden profesörlüğüme kadar bütün akademik kariyerimi ODTÜ’de tamamladım. 2003 yılında da Atılım Üniversitesi’ne rektör yardımcısı olarak görevlendirildim. 2005 yılından bu yana da Atılım Üniversitesi’nin rektörlük görevini sürdürüyorum.
- Eşiniz ve çocuklarınızdan bahsedelim biraz da...
1972 yılında evlendim. Eşim Mukadder Özgenoğlu. Kendisi halamın kızı oluyor. Ben de onun dayısının oğluyum. İki tane çocuğumuz var. Bir oğlum bir de kızım var. Oğlum Cem. Londra’da yaşıyor. Kızım İrem. O da Ankara’da yaşıyor. İkisi de evli. Farkındaysanız çocuklarımın adı kısa kelimelerden oluşuyor. İsimleri kolayca okunsun ve kısa kelimeler oluşsun istedim. Çünkü benim adım ve soyadım uzun olduğu için çoğu zaman sıkıntılar yaşayabiliyorum. Yanlış telafuz ediliyor bazen. O nedenle yeni tanıştığım kişilere hemen kartvizitimi veriyorum ki, yanlışlık olmasın diye.
- Hobileriniz neler? Genellikle haftasonlarınız nasıl geçiyor?
Aslında kendime zaman ayıramadığım için kızıyorum bazen. Aileme de belki yeteri kadar zaman ayıramıyorum. Fırsat oldukça yürümeyi seviyorum. Spor yapmaya çok vaktim olmuyor. Arada bir sinemaya gidiyorum eşimle. Kitap okumak istiyorum. Hevesleniyorum. Alıyorum. Birkaç sayfa okuyorum sonra bırakıyorum. Çok yoğun bir iş tempom var. Belki de zamanımı iyi yönetmem gerekiyor. Çünkü yapacak çok şey var aslında. Ankara’da çok sayıda kültür sanat faaliyeti var. Bahane bulmamak gerekiyor.
- Fobiniz var mı?
Fobiler zaman geçtikçe, yaş ilerledikçe oluşmaya başlıyor. Günümüzde oldukça yaygın olan Alzheimer, MS gibi hastalıklar çevremizde de sıkça gördüğümüz rahatsızlıklar ve bu tür durumlar korku yaratıyor. ‘Acaba bende böyle mi olacağım? Yakınlarıma yük olmayım’ diye aklımıza gelmiyor değil. Hem bedensel hem de zihinsel olan çağın hastalıkları bazen düşündürüyor.
- Yemeklerle aranız nasıl?
Yemeklerle aram iyi. Yemek yemeyi seviyorum. Özellikle seçtiğim bir yemek çeşidi yok. Yemek ayrımı yapmam. Her türlü yemeği yerim. Sadece küçükken köye giderdik orda sıkça bulgur pilavı yenirdi. Çocukluktan aklıma hep o gelir.
Günlük olarak da sabah çok sıkı bir kahvaltı yapmıyorum. Öğlen de sandviçle geçiştiriyorum. Ama akşam ucu kaçıyor. Aslında tam tersi bir beslenme düzenim olmalı ama bu şekilde bir yeme alışkanlığım var. Bu da ister istemez kilo yapıyor. Yemekle aram iyi ancak şu ana kadar hiç mutfağa girip yemek yapmadım diyebilirim. Buna ihtiyaçta duymadım da diyebilirim. Eşim sağolsun çok güzel yemekler yapıyor. Yıllardır onun elinden yemek yemek bana büyük bir mutluluk veriyor.
- Hiç evcil hayvan beslediniz mi? Ya da şu an besliyor musunuz?
Bir dönem evimize küçük bir kedi yavrusu almıştık. Bir süre baktık. Ancak daha sonra çok ilgilenemediğimiz için aldığımız yere tekrar vermek zorunda kaldık. Kedileri hem ben hem de eşim çok seviyoruz. Hatta şu an oğlumun iki tane kedisi var. Londra’dalar ama gittiğimiz zaman onları seviyoruz.
ANKARA DEYİNCE AKLIMA ANITKABİR GELİYOR
- Ankara deyince aklınıza ilk ne geliyor?
Ankara deyince aklıma ilk gelen Anıtkabir. Daha sonra Anadolu Medeniyetleri Müzesi geliyor. Tek sorun artık Ankara’da trafik çok kötü bir hale geldi. Ankara bence ciddi trafik sıkıntısı yaşıyor. Özellikle ben Çayyolu tarafında oturuyorum. O taraftan şehir merkezi yönündeki trafik ciddi sorunlu. Toplu ulaşım araçlarını kullanmak çok önemli. İnsanların toplu taşıma araçlarını, metroyu sıkça kullanmaları gerekiyor. Ankara’da halledilmesi gereken en önemli sorunlardan bir tanesi trafik sorunu diyebiliriz.
ATILIM’IN FAKÜLTE VE BÖLÜMLERİ
- Atılım Üniversitesi’ni tanıyalım biraz da. Nasıl bir üniversite?
Atılım Üniversitesi, 15 Temmuz 1997 tarihinde Ankara’da Atılım Vakfı tarafından kuruldu. Şu anda 5 Fakültemiz, 2 Yüksekokulumuz var. Fakültelerimiz; Fen- Edebiyat Fakültesi, Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İşletme Fakültesi ve Mühendislik Fakültesi. Mühendislik Fakültemiz en büyük fakültemiz ve 13 ayrı bölümü var. İşletme Fakültemizde de 9 bölüm var. Fakültelerimizde klasik bölümlerin yanısıra, geleceğin mesleklerine de öğrencilerimizi hazırlayacağımız bölümlerimiz var. Yüksekokullarımız, Sivil Havacılık Yüksekokulumuz var. 4 yıllık bir eğitim veriyoruz. Bir de 2 yıllık eğitim veren Meslek Yüksekokulumuz var.
Enstitülerimiz de, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü olarak iki tane. Bölümlerimizde eğitimlerimizin büyük bir bölümü İngilizce olarak yapılıyor. Bütün bunların yanısıra üniversitemizde araştırma ve uygulama merkezlerimiz var. Toplam öğrenci sayımız lisans, yükseklisans ve doktora öğrencileriyle birlikte 6 binden fazla. 400 civarında tam zamanlı çalışan akademisyenimiz var. Bazı alanlarda yarı zamanlı çalışan akademisyenlerimiz de var onlarla birlikte akademisyen sayımız 600’e kadar çıkıyor.
BÜYÜK BULUŞLAR, SES GETİREN PROJELER
- Atılım Üniversitesi’nin hedefleri neler?
Teknoloji Geliştirme Merkezi’mizi (TEKMER) kurduk. Şimdi sırada Teknoloji Transfer Ofisimiz var. TÜBİTAK tarafından desteklenen bir program. Bu ofisimizle sanayi ile üniversite işbirliği artacak. Bir ara yüz oluşturulacak. Biz teknoloji üretmek istiyoruz. Öğrencilerimizin çok güzel geliştirdikleri projeleri var. Örneğin bizim öğrencilerimiz tablet bilgisayar geliştirdiler. Bir ülkenin gelişmesinin teknoloji ile mümkün olduğunu biliyoruz. Endüstriyel üretim, buluşlar, icatlar yapmak istiyoruz. Yeni buluşları hayata geçirmek istiyoruz. Yenilikçi ve girişimci bir üniversite olarak adımlarımızı ona göre atıyoruz. Hocalarımıza ciddi destekler veriyoruz. Lisans öğrencilerimiz hocalarıyla ciddi projeler geliştiriyor. Patent alabilecek projeler geliştirmek çok önemli. Yeni buluşlar ses getirecek projeler yapmak istiyoruz. Üniversite sanayi işbirliğini mutlaka geliştirmek istiyoruz. Şu anda da bu yolda ciddi adımlar atıyoruz. Metal Şekillendirme Merkezimiz ve TEKMER vasıtasıyla bunu sağlayabiliyoruz aslında. Teknoloji Transfer Ofisiyle daha da güçlenecek bu atılımlar.
TIP FAKÜLTESİ AÇILACAK
Amacımız ses getiren projeler üretmek. Teknoloji ağırlıklı olacak bu projelerimiz. Örneğin Kimya Bölümü’müzde kanser araştırması yapan hocalarımız var. Önümüzdeki dönemde Tıp Fakültemizi açmak istiyoruz. Üniversite sıralamasında, vakıf üniversitelere içinde ilk 10’dayız. Daha yükseklere tırmanmak istiyoruz. Dünyadaki 20 bin üniversite arasında ilk 2 bindeyiz ama ilk bine girmek hedefimiz. Araştırmaya daha fazla kaynak ayırmak istiyoruz ki ses getirecek projeleri bir an önce hayata geçirebilelim.”