Burcu ÇALIK/AA
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2021 23:49
Serebral palsili üçüz kız kardeşler, anneleri Sinem Ersoy’un sevgisi ve desteğiyle yaşama sımsıkı tutundu, eğitim hayatlarında dikkat çekici başarılara imza attı.
Halk arasında ‘beyin felci’ olarak bilinen serebral palsi (SP) ile dünyaya gelen üçüz kız kardeşler, anneleri Sinem Ersoy’un sonsuz sevgisi ve desteğiyle tüm zorlukları yendi. 23 yaşındaki üçüz kardeşler Esra, Tuğba ve Büşra, prematüre doğumla 1’er kilogram dünyaya geldi. Üçüz kardeşlere, doğumdan yalnızca birkaç ay sonra SP teşhisi kondu. O günden itibaren eşi Ercüment Ersoy ile bebeklerinin tedavisi ve eğitimi için çabalayan Sinem Ersoy, verdiği tüm emeklerin karşılığını aldı. Şu an ODTÜ Biyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi olan Tuğba, mezuniyeti sonrası genetik alanında çalışarak kendisiyle aynı kaderi paylaşan çocuklara destek verebilmeyi isterken, Başkent Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde son sınıfta okuyan Esra da moda tasarımcısı olmayı planlıyor. İki kardeşine göre engel durumu fazla olan ancak buna karşın SERÇEV Engelsiz Anadolu Mesleki ve Teknik Lisesi’ni birincilikle bitiren Büşra ise iki kardeşi gibi üniversite okuyabilmenin hayalini kuruyor. 23 yılda çocukları sayesinde başka bir pencereden bakmayı öğrendiğini belirten anne Sinem Ersoy, şunları anlattı:
KIZLARIM DOĞRU BANA YOLU ÖĞRETTİ“Çocuklarıma engellerinin aslında bir basamak olduğunu, evimizde bir engelin bulunmadığını, dışarı çıktıklarında çevre koşullarının uygun olmadığını anlatmaya çabaladım. Üçü de birbirinden öz güvenli, kendiyle barışık ve birbirini tamamlayan çocuklar. Aslında kızlarımla çok iyi bir ekibiz. Onların baktırdığı pencere çok değerli ve anlamlı. Yeri geldi, yaşanan olumsuzluklarda kızlarım bana doğru yolu öğretti. Engelli çocukların annesi olmak çok ayrı bir değer. Özel gereksinimli çocuğunu yeni kucağına almış anneler sakın üzülmesin, gelecekle ilgili kaygılanmasın. Çünkü annelerinin motivasyonuyla zorlukları daha iyi aşabiliyorlar. Geçmişte anneler bize örnek oldu, biz de bizden sonraki annelere örnek olacağız. Anne olarak evlatlarımızdan o cesur, mücadeleci ruhu aldığımızda çok iyi noktalara gelebiliyoruz.
ERKEN DÖNEM EĞİTİM VE TEDAVİ ÖNEMLİSosyal ortamlarda yaşadığımız en büyük problem diğer kişilerce anlaşılmamaktı. Çocuklara küçük yaştan itibaren engelli akranlarının da olabileceği konusunda farkındalık kazandırılması gerekiyor. Tek arzum tüm özel gereksinimli çocukların eşit imkânlara kavuşabilmesi. Engellilerle ilgili politikalar çok güzel ilerliyor. El birliğiyle hem aileler hem çocuklar için eşit yaşam koşullarını sağlayabiliriz. Bilinçli aile, güçlü aile, engelsiz çocuk demek. Bu çok önemli bir nokta ve aile yakınlarının sürece destek vermesi bu açıdan çok önemli. Sadece SP değil, down sendromu, otizm gibi birçok durumda erken dönemde eğitim ve tedavi büyük önem taşıyor. Bu nedenle çocuklar için muhakkak riskli bebek tanı ve tedavi merkezleri oluşturulmalı.
ANNEMİZE SAHİP OLDUĞUMUZ İÇİN ÇOK ŞANSLIYIZÜçüz kızkardeşler anneleriyle ilgili duygularını ise özetle şöyle dile getirdi:
*Tuğba Ersoy: “Annem çok güçlü, asla pes etmeyen ve bizi de bu konuda motive eden biri. Annemize sahip olduğumuz için çok şanslıyız ve biz de onu örnek alıyoruz.”
*Esra Ersoy: “Annem çok özel bir insan. Genç yaşta engellilik durumuna sahip üç çocuğun annesi olmak herkesin yapabileceği bir şey değil. Diğer annelere de örnek olacak cesareti göstermiş.”
*Büşra Ersoy: “Annem çok özel ve güçlü bir insan. Benim annem olduğu için çok şanslıyım.”