Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, "Yerel Aktörlerin Katılımıyla Yerel Yatırım Planlama Kapasitesinin Güçlendirilmesi İçin Teknik Destek Projesi"nin kapanış toplantısına katıldı. Kaymakamlar kararnamesi için çalışmalarını sürdürdüklerini açıklayan Soylu, "En iyi kaymakamımızı Hani'ye, Sur'a, Mazı Dağı'na, Cizre'ye vereceğiz" dedi.
24 ay önce başlatılan, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye tarafından finanse edilen projenin katılımcılarına teşekkür eden Bakan Soylu, Türkiye'de Türk vatandaşlarının her birinin belleğine sirayet eden AB sürecinin önemini hatırlattı. Türkiye'nin bu süreçte ortaya koyduğu tavır ve attığı samimi adımların çok uzun zamandır Avrupa ve dünya ülkeleri tarafından takip edildiğini belirten Bakan Soylu Türkiye'nin AB'ye başvurusuyla başlayan çalışmaların geçmişini anlattı. Bakan Soylu, "Samimiyetimiz, Türkiye'nin bu konuda ortaya attığı adımlar, dünya ve Avrupa tarafından da takip edilmektedir. Bu süreç, tarih ne kadar geçerse geçsin, Türkiye'ye hangi haksızlık yapılırsa yapılsın, bazı engellemelerle karşı karşıya kalınırsa kalınsın, çifte standartlarla muamele edilirse edilsin, Türkiye'nin bu iddiadan vazgeçmediğinin en önemli delilidir ve kanıtıdır. Türkiye'nin hem siyasi bir projesidir hem de gelecek ve vizyon projesidir AB. Bundan vazgeçmiş değiliz. Burada Türkiye'ye yapılan davranışları da görüyoruz ama 21. asırda hepimizin daha iyi tanımladığı küreselleşen ve küreselleştikçe de birbirine yakınlaşan ve global bir köy haline gelen bu dünyada içinde bulunduğumuz bu süreci tamamlamak temel hedeflerimizden bir tanesidir. Elbetteki bazı temel sıkıntılarla karşı karşıya kaldığımız açıktır. Örneğin, sınır güvenliği konusunda daha düne kadar az hassasiyet gösteren ülkelerin, binlerce kilometre uzakta olsalar da bugün Türkiye'nin sınır güvenliği konusundaki hassasiyetini anlamış olmaları, aslında tüm Avrupa, Ortadoğu ve dünya fotoğrafının birbirine ne kadar yakın olduğunu artık kabul etmelerinden kaynaklanmaktadır. Eğer Suriye'deki her gün yaşadığımız ve hissettiğimiz olaylar meydana gelmemiş olsaydı, acaba Türkiye'nin sınır güvenliği Avrupa'yı ve diğer ülkeleri bu kadar ilgilendirecek miydi? Bu soruya her birimiz bir cevap aramak zorundayız. Türkiye'yi sadece Avrupa'yı koruyan bir sınır ülkesi olarak nitelendirenler acaba bugün dönüp, Türkiye'nin Ege kıyılarından Avrupa'ya ulaşmak isteyenler karşısında 'ne olursunuz buna bir tedbir alın, bunu ortak bir projeyle yürütelim' diye bir arayış içerisinde olacaklar mıydı?" dedi.
"BİZ SINAVIMIZDAN BAŞARIYLA GEÇTİK ALLAHIMIZA ŞÜKÜRLER OLSUN"
Bakan Soylu, "Etrafımızdaki coğrafyayla ilgili tanımlayabileceğimiz ve ihtiyacımız olan en önemli kavramlardan bir tanesi de samimiyet kavramıdır. Şu açıktır, Suriye meselesi ile ilgili Türkiye, tam da bu söylediğim kavramın göbeğine oturmuştur. 400 yıl aynı sancak altında birlikte yaşadığımız insanlara sırtını dönmeyen ve sorumluluğunu hissettiren bir Türkiye tablosu ortada net bir şekilde durmaktadır. Biz sınavımızdan başarıyla geçtik Allahımıza şükürler olsun" dedi.
"TÜRKİYE BÜTÜN BU ZORLUKLARIN DA ÜSTESİNDEN GELİYOR"
Bakan Soylu sözlerini şöyle sürdürdü, "Türkiye bütün bu zorlukların da üstesinden geliyor. Fırat Kalkanı Operasyonu ile DAEŞ'le mücadele tam bir kararlılık içerisinde yürütülürken, içeride FETÖ'ye ait bütün inlere girilmekte, bütün uzantılarına ulaşılmakta ve hain terör örgütü bütün unsurlarıyla tasfiye edilmektedir. PKK ile mücadele, polisimiz, jandarmamız ve askerimizle kararlılıkla sürdürülmekte, 15 Temmuz sonrasında safralarından kurtulan güvenlik güçlerimiz, operasyonlarından daha da fazla verim almaktadır ve deyim yerindeyse Türkiye, bu üç terör örgütüne yönelik sürek avı başlatmıştır. Ancak, asıl vurgulamak istediğim ve halkımıza vermek istediğim mesaj şudur: Türkiye, tek gündemi terör olan bir ülke değildir. Tek ajandası terör olan bir ülke de değildir. Türkiye, büyük ve güçlü bir ülkedir. Dolayısıyla bir yandan bu mücadeleleri sürdürürken, diğer yandan ekonomisini güçlendirmektedir, yatırımlarını sürdürmektedir, sosyal adalet, gelir dağılımı, büyüme hızı konularında adımlarını sürdürmektedir ve 2023 için belirlediği hedeflere doğru ilerlemektedir. Evet, ülkemizde sorun alanları vardır, bunların çözümü için çalışılmaktadır ama insanımızı tek gündeme mahkum ederek kendimizi, hedeflerimizi sınırlayamayız, moralimizi düşük tutamayız. Yaşanan olağan dışı süreçleri, söz gelimi 15 Temmuz'u, DAEŞ'i, PKK'yı, bunların eylemlerini 2023 hedeflerimizden sapma bahanesi olarak kullanamayız."
15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ
Bakan Soylu, "Maalesef Avrupalı dostlarımız 15 Temmuz'da, Türkiye'de demokrasinin karşı karşıya kaldığı bu hain darbe girişiminde bizim Suriye konusunda verdiğimiz insanlık sınavında elde ettiğimiz başarının gölgesine bile girememişlerdir. Bunu biliyoruz." dedi.
KAYMAKAMLAR KARARNAMESİ
Kaymakamlar kararnamesi için çalışmalarını sürdürdüklerini açıklayan Soylu, "En iyi kaymakamımızı Hani'ye, Sur'a, Mazı Dağı'na, Cizre'ye vereceğiz" dedi.
"EŞİT VATANDAŞLIK BİZİM TEMEL HEDEFİMİZDİR"
Bakan Soylu, "Üstten bir dili reddediyoruz. Eşit vatandaşlık bizim temel hedefimizdir ama demokrasiyi bir Truva atı olarak kullanıp, ondan sonra demokrasi üzerinden bu ülkenin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine, kalkınmasına, gelişmesine, bu ülkenin yüzyıllardır oluşturduğu medeniyet anlayışına saldıranlara da müsaade etmeyeceğiz. Bize hiç kimse demokrasi tanımını öğretmesin. Bu ülke demokrasiyi en çok hak eden ülkelerden bir tanesidir. Terör örgütünün maşası olarak kamu kaynaklarını kah yerel yönetimlerde kah belediyelerde kah birtakım kamu kurullarında kullanmaya çalışanlara müsamahakar olmayacağımızı, sadece kendi anlayışımız ve kaynaklarımız açısından söylemiyoruz. Orada oy veren vatandaşın hakkını korumak, demokrasiyi müdafaa etmek, demokrasiye zehir akıtmaya çalışanlara karşı demokrasiyi masumane bir anlayış olarak korumak bizim temel hedeflerimizden bir tanesidir" diye konuştu.
"BİZ KENDİMİZİ ANLATMAK ZORUNDA KALMAMALIYIZ"
Toplantıya katılan yabancı konuklara seslenen Bakan Soylu, "Biz kendimizi anlatmak zorunda kalmamalıyız. Bizi en yakından kendileri tanıyorlar. Türkiye hakkındaki haksız infazlar, haksız ön yargılara karşı en çok seslerini çıkarmak zorunda olanlar sizlersiniz. Bu sizin sorumluluğunuzdur" dedi.