Oluşturulma Tarihi: Nisan 03, 2008 00:00
Yeterli ve temiz içilebilir su bulunmaması nedeniyle her 8 dakikada bir çocuğun öldüğü bildirildi.
Turizm ve Çevre Gazetecileri Derneği (TÜRÇEV) Danışma Kurulu Üyesi Meryem Beklioğlu tarafından hazırlanan "Su Raporu"nda son 10 yılda kısıtlı tatlı su arzı üzerindeki küresel su talebinin 6-7 kat artığı ve bunun dünya nüfusu artış oranının iki katından fazla olduğu kaydedildi.
Halen, yoksullar ve gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere dünya nüfusunun yarısını oluşturan 2.6 milyar insanın yetersiz ve kalitesiz su nedeniyle sağlıksız koşullarda yaşadığını dikkat çekilen raporda, her sekiz dakikada bir çocuğun yeterli ve temiz içilebilir su bulamaması nedeniyle öldüğü belirtildi.
Türkiye’deki durumu daha gerçekçi yansıttığı için "Sucul Ekosistemlere Yönelik Tehditler ve Su Kıtlığı" konusuna değinmenin de önemli olduğu belirtilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
"Türkiye su zengini bir ülke değildir. Uzmanlar ülkemizin 107 milyar metreküp su arzına sahip olduğunu vurgulasalar da mevcut su kaynakları zaman ve mekana göre düzensiz dağılmıştır. Öte yandan ortalama bin metreküp kişi başına düşen su miktarı ile ülkemiz uluslararası ölçütlere göre su sıkıntısı çeken ülkeler içinde değerlendirilebilmektedir. Ülkemiz sahip olduğu sucul ekosistemlerin zenginliği açısından son derece önemli bir ülke olmasına rağmen yanlış tarım politikaları ve uygulamaları beraberinde ciddi bir ’Su Sıkıntısı’ problemini gündeme getirmektedir. Tarımsal sulama amacıyla yapılan sürdürülebilir olmayan su yönetimi uygulamaları özellikle yarı-kurak ve su ihtiyacı yüksek tarımdan daha çok hayvancılığa uygun olan Konya Kapalı havzasındaki sulak alanları belkide geri dönülmez bir şekilde yok etmektedir. Suyun doğal akışı yönünün değiştirilmesi, su ihtiyacı yüksek (şeker pancarı gibi) yanlış ürün seçimi ve beraberinde yürütülen yanlış sulama yöntemlerinin kullanılması, yeraltı sularının bu vahşi sulama için kontrolsüz bir şekilde çekilmesi sucul eksositemlerin kurumasına yol açmış(makta)dır. Tarımsal sulama nedeniyle Konya Havzası’nda ve Tuz Gölü alt havzasında her yıl yeraltı su seviyesi 1-2 metre düşmektedir. Son 40 yılda 1 milyon 250 bin hektarlık sulak alanın yok olduğu Türkiye’de çok sayıda canlı türü de yok olan Hotamış, Eşmekaya, Ereğli, Sazlıkları, Sultansazlığı ile Akşehir, Eber, Meke ve Suğla Gölleri ile birlikte yok oldu. Son 2 milyon yıldır Anadolu platosunda yeralan bu sulak alanlar ve bunların sahip olduğu yüksek ekosistem zenginliği ve biyoçeşitliliği yanlış ve verimsiz tarım politikalarına kurban edilmesi aynı zamanda ciddi bir etik problemdir."