Güncelleme Tarihi:
ANKARA, (DHA) - TÜRK Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Genel Sekreteri, Doç.Dr.Süda Tekin, "Dünyada 2016 Aralık itibari ile 36.7 milyon kadar kişi HIV virüsü ile enfekte. Bunlardan 17 milyondan fazlası kadın ve yine bunlardan 29 milyondan daha fazlası Afrika ülkelerinde yaşıyor. HIV virüsün, AİDS'in gündemden düşmemesi gerekiyor. Dünyada ciddi bir salgından, sessiz bir salgından bahsetmek mümkün" dedi.
İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü (Human Immunodeficiency Virus, HIV) bağışıklık sistemini hedef alan ve kişilerin, enfeksiyonlar ve bazı kanserlere karşı savunma sistemlerini zayıflatan bir virüs. HIV enfeksiyonunun en ileri hali AIDS (Kazanılmış İmmün Yetmezlik Sendromu)'dur. İlk defa tanımlandığı 1980'li yıllardan günümüze, din, dil, ırk, cinsiyet ve ülke ayrımı yapmadan hızla yayılmaya devam eden HIV/AIDS hastalığı, ülke ekonomilerine büyük yük getiriyor. Hastalığın henüz etkili aşısı bulunmuş değil. En etkili mücadele yolu bu virüsün nasıl bulaştığı bilinerek uygulanacak korunma yöntemi. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de HIV/AIDS ile mücadelede, hastalığın yayılımının sınırlandırılması hatta durdurulması, öncelikle hastalığın bulaşma yolları ile hastalıktan korunma yolları konusunda toplum farkındalığının artırılmasıyla mümkün olabilecektir. HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını arttırmak üzere, 1988 yılından beri, 1 Aralık günü Dünya AIDS Günü olarak kabul edildi.
DÜNYADA CİDDİ BİR HIV/AİDS SALGINI VAR
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Genel Sekreteri, Doç.Dr.Süda Tekin, 2016 Aralık itibari ile Dünya Sağlık Örgütü ve Hastalıkları Koruma Önleme Merkezi'nin verilerine göre, rakamların bir salgını işaret ettiğini kaydetti. Tekin, "Dünyada 2016 Aralık itibari ile 36.7 milyon kadar kişi HIV virüsü ile enfekte. Bunlardan 17 milyondan fazlası kadın ve yine bunlardan 29 milyondan daha fazlası Afrika ülkelerinde yaşıyor. HIV virüsün, AİDS'in gündemden düşmemesi gerekiyor. Dünyada ciddi bir salgından, sessiz bir salgından bahsetmek mümkün" diye konuştu.
TEDAVİ İLE BULAŞMA ÖNLENEBİLİYOR
Doç.Dr. Tekin, HIV virüsü taşıyanların yarısının ancak tedaviye erişebildiğini vurgulayarak. " 36-37 milyon kadar HIV virüsü ile enfekte kişinin ancak 20 milyon kadarı tedavi alabiliyor. Dolayısı ile yarıya yakın insan tedaviye ulaşmış değil, dolayısı ile hızla virüsün yayılımı artıyor. Henüz onaylanmış koruyucu bir aşısı yok, fakat tedavisi var, bu tedavi ile virüsü vücuttan tamamen atamıyoruz ,kontrol altına alıyoruz, bulaştırıcılığı azaltıyoruz, kişilerin ciddi anlamda ömürlerini uzatmış oluyoruz, kaliteli bir yaşam sağlıyoruz." dedi.
Süda Tekin, farkında olmak ve test yaptırmanın tedaviye başlamak için çok önemli bir basamak olduğunu ifade ederek, "Dünyanın pek çok ülkesinde damgalanma sorunu yani toplum içinde dışlanma gibi nedenlerden dolayı kişinin riskli davranışı olsa bile HIV taşıdığından şüphelense bile doktora gelip başvurmak oranı çok çok düşük, bunu artırmak, korkulacak bir hastalık olamadığını söylemek gerekiyor .Kişilerin en korktuğu şey yaşamımız bitecek mi, ne kadar süre var, değişik matematiksel modellemeler yapılmış durumda. Bu modellemelere göre 35 yaşında HIV tanısı konulmuş bir kişi tedaviye düzenli gelirse ,hekimle iletişim halinde olarak tedavisini uygun koşullarda aldığı sürece 70 yaşına kadar yaşayabiliyor. Dolayısı ile bu süre uzatıldı." dedi.
Türkiye'de de her geçen gün rakamların arttığına dikkat çeken Süda Tekin, "2016 Aralık ayı itibarı ile ülkemizde Sağlık Bakanlığı'nın verisine göre 14 bin 600 civarında HIV pozitif hasta var ama bunun daha fazla olduğunu düşünüyoruz, maalesef her gün yeni vakalar kayıtlarımıza giriyor." dedi.
Hastalığın en çok korunmasız cinsel ilişki ile bulaştığını belirten Doç.Dr. Tekin, "Kan ve kan ürünleriyle bulaşma ve anneden bebeğe bulaşma da olabiliyor.Virüs normal toplum içerisinde konuşmakla , oturup kalkmakla , çocuklar hep beraber oyun oynamakla tokalaşmakla günlük faaliyetler içinde kişiler arasında bulaşmaz.Bu kişileri dışlamaya toplum içerinde uzaklaştırmaya gerek yok, aynı okul kullanılabilir kişiler çalışmaya işyerlerinde devam edebilirler. 1sahibi olabilir ,hiçbir sakınca yok ,yeter ki uygun hekimlerce kontrol edilsinler." diye konuştu.
HIV infeksiyonun önlenebilir bir hastalık olduğunu ifade eden Doç.Dr. Süda Tekin, "Korunma önlemleri tedaviden çok daha etkili ve ucuzdur. En sık görülen bulaşma yolu cinsel temasla olduğu için cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma büyük önem taşımaktadır. Doğru kondom kullanımı hastalığın cinsel yolla bulaşmaya karşı en güvenli ve basit korunma yoludur. Bir diğer korunma yolu kan ve kan ürünleriyle olan bulaşmaya karşı korunmadır. Kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmelidir. Organ ve doku nakilleri öncesinde gerekli testler yapılması, damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, ortak enjektör kullanımı risklerin anlatılması bu grupta HIV bulaşma riskini azaltmaktadır. HIV/AIDS salgının 2030 yılına kadar durdurulması için ülkemizde ve dünyada herkesi sorunun farkında olmaya ve çözümüne her türlü ortamda destek vermeye davet ediyoruz." dedi.
FOTOĞRAFLI