Güncelleme Tarihi:
Gelecek yıl da dünya şampiyonasında Türkiye’yi temsil edecek olan milli takım sporcusu Prof. Dr. Aytür, altın madalyaya hazırlanıyor. Bundan 10 yıl önce tüplü dalışa başladığını, o yıllardan itibaren tecrübeli bir dalgıç olmamasına rağmen su altı fotoğrafları çekmeye başladığını anlatan Aytür, "Çoğu su altı fotoğrafçısı önce dalgıç olup daha sonra su altı görüntülemeye ilgi duyar. Bende tersi oldu. Yani ben önce fotoğrafçıydım, sonra dalgıç oldum" dedi.
İyi bir fotoğrafçı olarak su altı görüntülemeye başlamasının çok büyük avantajları olduğunu söyleyen Aytür, artık makinesiz dalış yapmadığını, Türkiye ve dünyadaki fotoğraf yarışmalarına katıldığını aktardı.
Elektrik ve elektronik mühendisliğinde öğretim üyesi kimliğiyle, su altı fotoğrafçılığı arasında dolaylı da olsa bir ilişkinin bulunduğunu dile getiren Aytür, optik ve lazer konuları üzerindeki çalışmalarının su altında bazı konuları daha net görmesini ve ayarlamasını sağladığını söyledi.
Son olarak Sualtı Sporları Federasyonu’nca Fethiye’de düzenlenen "11. Altın Palet Sualtı Görüntüleme Türkiye Şampiyonası"nda dijital fotoğraf kategorisinin "balık" dalında birincilik kazanan Aytür, akademisyenliğinin yanı sıra su altı görüntülemeye olan ilgisini şu sözleriyle anlattı:
Bu keyif başka
"Su altı başka bir dünya ve o dünyaya girince çok özel bir yerde olduğunuzu hissediyorsunuz. Bir kaç farklı cazibesi var. Su altında nefes almak ve ağırlıksız bir ortamda hareket etmenin getirdiği keyif bambaşka.
Doğaya ilgi duyanlar için doğal yaşama en çok yaklaşılan alanlardan biri su altı. Zürafa, aslan gibi hayvanları doğal ortamlarında görmek istiyorsanız, Afrika’ya gidip kilometrelerce uzaktan dürbünle bakmanız gerekiyor, halbuki su altındaki hayvanlarla ilgileniyorsanız, onlara burnunuzun dibine kadar yaklaşabiliyorsunuz, bozulmamış ortamlarında yaşamlarını inceleyebiliyorsunuz. Ayrıca çok renkli ve zengin bir dünya. Bir fotoğrafçı için bol malzemesi olan bir dünya..."
Prof. Dr. Aytür, Florida, Küba, Endonezya, Mısır ve Sudan (Kızıldeniz), Maldiv Adaları, Birmanya, Filipinler, Malezya, Havai gibi ülkelerle Türkiye’nin pek çok dalış merkezinde 750’ye yakın profesyonel dalış gerçekleştirdiğini kaydederek, "Uzun süre dalmadığımızda kuruduğumuzu hissediyoruz" dedi.
Su altı görüntüleme yarışmalarına özellikle akademisyenlerin yoğun olarak katılmalarına ilişkin bir yorum yapamayacağını söyleyen Aytür, daha çok bireysel meslek grubunda olanların su altına ilgi duyduğu yolunda bir genelleme yapabileceğini dile getirdi.
Şampiyonaya doğru
Dünya Su Altı Sporları Konfederasyonu CMAS’ın iki yılda bir düzenlediği Dünya Su Altı Fotoğraf Şampiyonası’nın 31 Mayıs-5 Haziran 2009 tarihlerinde Güney Kore’nin Jeju adasında yapılacağını bildiren Aytür, her ülkeden iki fotoğrafçının katıldığı bu şampiyonada Türkiye’yi kendisinin ve Marmara Üniversitesi Dış Hekimliği Fakültesi Yrd. Doç. Dr. Asım Dumlu’nun temsil edeceğini kaydetti.
Aytür, yarışmaçıların Jeju adasının Seogwipo kentinde toplanacağını, bu sularda 4 dalış yaparak "Balık", "Makro", "Modelli Geniş Açı", "Modelsiz Geniş Açı" ve 2009 yılının özel dalı olarak "Yumuşak Mercanlar" kategorilerinde fotoğraf çekeceklerini söyledi.Türkiye’nin gelecek yıl, Türkiye CMAS Dünya Sualtı Fotoğraf Şampiyonası’na üçüncü kez katılacağını ve geçen yıl Mauritus’ta yapılan şampiyonada Asım Dumlu’nun "Yengeç/Karides" dalında, kendisinin de "Makro" dalında bronz madalya kazandığını anımsatan Aytür, 2005 yılında ise Alptekin Baloğlu’nun "balık" dalında altın madalya getirdiğini belirtti.
Neyi çekeceğini önceden bileceksin
YARIŞMALARDA çekilecek nesneyle ilgili çok net bilgilere sahip olunması gerektiğini ifade eden Aytür, "Onun için iki tane güzel balık yerine bir tane çok güzel balık fotoğrafı çekmeniz gerekiyor ve bunun için de çok çalışmanız gerekiyor. Onun için Güney Kore’deki deneme dalışları da çok önemli" diye konuştu.
Tüm bunlar için de çok iyi antrenmanların yapılması gerektiğini söyleyen Aytür, bunun için bir sponsor arayışı içinde olduklarını da sözlerine ekledi.