Olcay PINAR
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2007 00:00
Kötü şartlarda çalışan çocukları hayata bağlamayı amaçlayan "Türkiye’de Çocuk İşçiliğinin En Kötü Biçimlerinin Ortadan Kaldırılması Projesi" birinci yılında olağanüstü sonuçlar vermeye başladı. Şimdilik 7 ilde süren proje kapsamında çocukların ailelerine de iş olanakları yaratılması planlanıyor.
ÇANKIRI’da kötü şartlarda çalışan çocuk işçileri kurtarmak ve onları tekrar okul sıralarına döndürmek için yapılan proje, olumlu sonuçlarını göstermeye başladı. 7 ilde yürütülen projenin Çankırı ayağında sokakta selpak satmaktan ayakkabı boyamaya kadar çeşitli işlerde çalışan 159 çocuk yeni bir hayata başladı.
Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri haline gelen çocuk işçiliğini önlemek amacıyla Avrupa Komisyonu Delegasyonu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nün işbirliğiyle hazırlanan örnek proje, birinci yılını tamamladı. Proje kapsamında 7 ilde sokakta çalışan çocuklar tespit edildi ve aileleriyle görüşülerek çocuklar, projeye dahil edildi. Projenin birinci yılında elde edilen sonuçlar ise önceki gün Çankırı’da basın mensuplarına açıklandı.
ÖNER: AİLELERE İŞ SAĞLAYACAĞIZ
Projenin tanıtım ve değerlendirme toplantısına Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu Mali İşbirliği, Koordinasyon ve Yatırım Bölümü Başkanı Holger Schröder, Çankırı Valisi Ali Haydar Öner ve ILO yetkilileri katıldı.
Vali Öner, proje dahilinde Çankırı’da belirlenen 159 çocuğun tamamına ulaştıklarını bildirdi. Öner, "Çocuklarımızın okullara kayıtları yapıldı. Ayrıca bu aşamadan sonra çocukların ailelerine yeni iş olanakları yaratmak için eğitimlere başlayacağız. Valiliğimiz, bu konuda her türlü desteği kendilerine verecek. Örneğin kuaförlük eğitimi alan bir annenin bu işi yapabilmesi için gerekli maddi koşullar da sağlanacak" dedi.
BAŞARILI BİR ÖĞRENCİ OLACAĞIM
Proje merkezinde görüştüğümüz çocuklar ise oldukça heyecanlıydılar. 14 yaşındaki Yaşar Yiğit ve 13 yaşındaki Ali Sağlam ayakkabı boyacılığı yaparken proje görevlileriyle karşılaştıklarını söylediler. Yaşar hayatlarındaki değişimi şöyle anlattı: "Ben uzun yıllardır ayakkabı boyacılığı yapıyorum, okula başlamadan önce çalışmaya başlamıştım, bir yandan çalışıp bir yandan okuyordum. Neredeyse 8 senedir çalışıyordum. Bir gün yine çalışırken parkta bir kalabalık gördüm. İki abla etraflarına çalışan çocukları toplamıştı, benim de ismimi aldılar.Sonra ailemle görüştüler ve okuluma geldiler. Bize çok yardım ettiler, burada tiyatro, drama dersleri alıyoruz ayrıca destek etütlerine katılışoruz. Bizi buraya getiren Ayşe ve Zeynep Abla’ya diğer çalışanlara ne kadar teşekkür etsem azdır. Artık başarılı bir öğrenci olmaya başladım, ileride doktor olup o beyaz önlüklerin içine girmek en büyük hayalim."
Ali ise sokaktaki günlerinde birçok tehlikeyle karşılaştığını şimdi bunlardan uzak olmaktan mutlu olduğunu söylüyor: "Bir gün selpak satmaya çalıştığım bir abi beni fena halde dövmüştü, birkaç gün sonra da onun bir akrabası bana bıçak çekti. Abim araya girip beni kurtarmıştı. Uzun yıllar çalıştım, şimdi burada olmaktan çok mutluyum ileride bilgisayarcı olmak ya da bir telefon dükkanı açmak istiyorum."
Annenin hayali gerçek olacak
Projeye katılan çocuklardan Çilem Dinç ve iki kız kardeşi de sokakta selpak satarken proje yetkilileri tarafından bulunmuş. Annelerini küçük yaşta kaybeden çocukların babaları da başka biriyle evlenince onlara anneanneleri ve babaanneleri bakmaya başlamış. Aynı zamanda küçük kız kardeşlerine göz kulak olan Çilem, "Tekrar çalışmak istemem, burada yeni şeyler öğreniyorum. Bu şekilde okuyup polis olmak istiyorum, çünkü annem ölmeden önce benim polis olmamı çok isterdi. Onun bu dileğini gerçeğe dönüştürmeliyim" dedi.
Öte yandan projeyi incelemek için merkeze gelen gençlerden biri çalışmanın çok güzel olduğunu ancak Türkiye’nin AB desteği olmadan da bu tür çalışmaları gerçekleştirebileceğine inandığını söyledi. İsmini vermek istemeyen genç kız, "Keşke kendi kaynaklarımızı bu tür çalışmalar için kullansak, Türkiye’nin yeterince olanağı olduğunu düşünüyorum" dedi.