Soğuk rüzgarlar süreci belirledi

Güncelleme Tarihi:

Soğuk rüzgarlar süreci belirledi
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2019 09:14

Tecrübeli teknik adam, 5 ay kaldığı kulüpte bıçak sırtında yürürken, tartışmaların odağında kaldı. Başkan Cavcav, bu süreçte eleştirilere direnç gösterirken, ayrılığın yaşandığı son gün ve Hamza Hamzaoğlu’nun gelişinde, hızlı bir kulis trafiği gerçekleşti.

Haberin Devamı

Gençlerbirliği’nde, saha sonuçları beklentilerin uzağında kalırken, teknik direktör değişimi ile sonuçlanan süreçte yine ilginç olaylar yaşandı. Yaklaşık 5 aylık bu dönemde ve özellikle son günlerde, neler olup bittiğini görmek için, perdeyi biraz aralamak gerekiyor. Gençlerbirliği, İbrahim Üzülmez yönetiminde, Süper Lige çıkma başarısı gösterirken, başlangıçta Üzülmez ile yola devam kararı ağır basıyordu. Ancak Üzülmez’in talepleri sonrasında başkan ve yönetim yeni bir teknik adam arayışına girdi. Mehmet Özdilek, Samet Aybaba, Sergen Yalçın ve Erol Bulut gibi isimler gündemdeyken, Cavcav, sezonun ikinci yarısında A.Gücü’nde çıkış yakalayan Mustafa Kaplan’ı düşünüyordu. Kaplan, A.Gücü’nde başarılı bir sezon geçirse de kulüpteki huzursuz ortamdan kaynaklı belirsizlik nedeniyle, gelen teklife kayıtsız kalamadı. Cavcav, teknik adamla anlaşma sağlarken, Kaplan’ın Hacettepe’de çalışırken, kulüpte çatışma yaşadığı yöneticileri de ikna etmesi gerekiyordu. Sözleşme imzalanacağı günün sabahında ipler kopma noktasına gelirken, Cavcav, o isimlerin karşı çıkmasına rağmen, kulübün ekonomisini de düşünüp, takımı Kaplan’a emanet etti. Kaplan’a daha baştan karşı çıkan bazı isimler, kulüp ile ilgili çalışmalarda da uzak durmayı tercih etti. Bu soğukluk, maçlar oynandıkça, gerilimi tırmandırıp, kulüpte adı konmamış bir çatışmanın zeminini oluşturdu.

BAZI İSİMLERLE TEMAS KURULDU

TSYD Kupası zaferi, kulüpteki havayı ısıtırken, Eryaman’daki ilk maçta Rize karşısında alınan yenilgi, moralleri de havayı da bozdu. Kaplan, kulüpteki işleyişten duyduğu rahatsızlık sonrası, istifayı bile düşündü. Üst üste gelen Gaziantep ve Başakşehir yenilgilerinin ardından, homurtular yükselmeye başladı. Üç maçta sıfır puanın ardından, duayen Başkan İlhan Cavcav’ın rahatsızlığında en yakınında olan isimler, değişim gerektiğini daha yüksek sesle dile getirmeye başladı. Hatta, bazı teknik adamlarla temasa geçilmişti bile. Bu isimlerden birinin Samet Aybaba olduğu söyleniyordu. Bazı teknik adamların stada gelip maçları izlemesi de kafa karıştırıyordu. Bu şartlarda oynanan Trabzonspor maçı, çok kritikti. Gençler, 2-0 geriye düştüğü maçın son anlarında skoru 2-2’ye getirip, galibiyeti kaçırırken, ortaya konan oyun, alınan bir puan ve mücadele, teknik ekibi ipten kurtardı. Başkan Cavcav da biraz olsun nefes aldı. Bir hafta sonra Alanyaspor maçındaki puan kaybı, filmi geriye sararken, güney ekibinin lider olması, büyüyecek tepkileri biraz olsun hafifletiyordu. Ama, Beştepe’de kazan çoktan kaynamaya başlamış, altına odun atılması hızlanmıştı.
Kendisine takım bulması istenen eski kaptan Selçuk Şahin’in, birden bire takıma dönme isteği, dikkat çekiciydi. Selçuk’un, takım içinde ağabeylik yapıp, aynı zamanda takımı kenardan idare edeceği şeklinde ortaya atılan iddia, Beştepe’deki huzursuzluğun işaretiydi.

DERBİ YENİLGİSİYLE SAFLAR OLUŞTU

Derbi, bir çıkış kapısı olarak, Beştepe’nin önünde açılıyordu. Hem A.Gücü’nün içinde bulunduğu durum, hem de Gençler’in az da olsa yükselen formu, yeni bir sayfa için uygun görünüyordu. A.Gücü, zorlu maçı 2-1 kazanıp, Gençler’i kaderi ile baş başa bırakırken, gözler kırmızı-siyahlı cephede atılacak adımlara çevrilmişti.
Kaplan’a yönelik, “6 maçta 2 puan, başarısız bir tablo. Bu sonuç, teknik adamın istifasını gerektirir” sözleri, Beştepe’de soğuk rüzgarlar estiriyordu. Yönetimde saflar belirginleşmeye, değişim isteyenler ile biraz daha sabır diyenler, karşı karşıya gelmeye başlıyordu. Bazı isimler, (Derbi maçı kazansak bile bu hoca ile devam etmeyelim) tezini işlerken, derbi sonrasında, “Kan değişimine ihtiyaç var” çıkışına, “Kan değişimi olacaksa, teknik ekipten önce bazı isimlerden bu işe başlamak lazım” şeklindeki karşı hamle, çatlağı derinleştiriyordu. Yabancı oyuncuların fazlalığı, teknik adam ile oyuncular arasında iletişim kopukluğuna yol açıyor eleştirilerine, Kaplan’ın bazı maçlarda oyuncularla yaşadığı tartışmalar eklenince ipler kopma noktasına geldi.

CAVCAV SÜREKLİ DESTEK ÇIKTI

Milli maç arasının, yaraları sarmak için iyi bir fırsat olduğunu vurgulayan bazı yöneticiler, teknik kadroda operasyon yapılacaksa bunun zaman kaybedilmeden yapılması görüşünde ısrarcıydı. Tüm bu eleştirilere set çeken, teknik patron üzerinde yoğunlaşan eleştirilere her defasında kalkan olan Başkan Cavcav’dı. Cavcav, kulübün ekonomik yapısını gözetmeye ve dengeleri korumaya çalışırken, şanssızlığı kıracaklarına inandığını belirtip, Kaplan’a olan desteğini sürdürüyordu.
Galatasaray maçı, teknik ekibe yeni bir şans tanırken, Antalyaspor karşısındaki patlama ve 6-0’lık galibiyet, Kaplan’ın elini yeniden güçlendiriyordu. Bu maçtan önce, tecrübeli bir teknik adamdan, Antalya maçında takımı izlemesinin istenmesi iddiası, olası kötü sonuçta, operasyonun tamamlanacağını işaret ediyordu.

KARTLAR YENİDEN DAĞITILABİLİR

Denizlispor maçı, kartların yeniden dağıtılması için bir fırsat gibiydi. Gençlerbirliği, evdeki 6. maçını da kazanamazken, dipte kalıyor, iç sahadaki puan kayıpları artıyordu. Yönetimin bir durum değerlendirme yapmasının zamanı gelmişti. Başkan Cavcav ile kurmayları maçtan hemen sonra yaptıkları uzun toplantıda, sürpriz bir karar üzerinde fikir birliğine vardı. Beklentilerin aksine, Kaplan ile yola devam edilecek, kulüp işleyişinde tıkanıklığa yol açtığı ileri sürülen bazı isimler, kızağa çekilecekti. Uzun gecenin, çok sıcak gelişmesiydi bu.
Ama, gün doğmadan neler doğacağına, Beştepe daha önce de çok şahitlik etmişti. Sabahın ilk saatleri, yeni bir gelişmenin habercisiydi. Başkan Cavcav, yönetici arkadaşları ile son bir görüşme daha yapmayı uygun buldu. Bu görüşme neticesinde, teknik direktör ile yolları ayıralım fikri ağır basınca, Kaplan’ın 3. serüveni 9. haftada son buldu.

TÜM YOLLAR AYBABA’YA ÇIKIYORDU

Hemen kolları sıvayan yönetimde akla gelen ilk isim Samet Aybaba’ydı. Yapılan istişarelerde, Aybaba üzerinde başlangıçta uzlaşı sağlandı. Takıma ağabeylik yapar şeklinde bir düşünce hakimdi. Ancak, teknik adamın isminin ortaya atılmasının ardından, camida bir hoşnutsuzluk belirmeye, bazı kesimlerden eleştiriler gelmeye başladı. Tecrübeli teknik adamın, son dönemde çalıştırdığı takımlarda yaşadıkları ve 15 gün önce göreve getirildiği Kayserispor’dan istifa etmesi, olayı farklı bir boyuta taşıdı. Aybaba’nın, görevi bıraktığını açıkladığı Kayserispor’da sözleşmesi ile ilgili hukuki süreci ve maddiyat ile ilgili konuları çözememiş olması, Beştepe cephesini yeni arayışlara itti. Üstelik, iki hafta sonra oynanacak kritik maçta Gençlerbirliği’nin, Kayserispor ile karşılaşacak olması da yöneticilerin çekincelerinden biriydi. Beştepe kurmayları, gündeme gelen; Hamza Hamzaoğlu, Mesut Bakkal, Fuat Çapa, Tolunay Kafkas ve Tamer Tuna gibi isimleri kendi arasında tartışıp, sonunda Hamzaoğlu isminde karar kıldı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!