Rüya Yelsalı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2009 00:00
Her şeyin merkezi İstanbul derler. Şimdi Ankara’da bir film çekiyorsunuz. Buna pek alışkın değiliz.
Erkan Can: Olay Ankara’da geçiyor çünkü. Siyah Beyaz’a yazılmış bir senaryo söz konusu. Ama gönül ister ki Ankara ve dahi tüm Türkiye için de senaryolar yazılsın, filmler çekilsin. Aslında filmler İstanbul’da çekilmiyor. İstanbul’un yakın çevrelerinde yoğunlaşma var. Niye? Çünkü İstanbul’a yakın, teknik ve lojistik anlamda çok zorluk çıkarmayacak yerler seçiliyor. Sinemacıların çoğu Ankara’da yetişiyor, ama çalışmaya İstanbul’a gidiyorlar. Amerika gibi; New York’a gidiyor herkes işte.
Ankara elitlerinin hikayesini anlattı
Erkan Can: Mekan olarak en başta Siyah Beyaz’ı kullandık. Onun haricinde Tunalı’nın üst taraflarında bir iki evde çekim yaptık. Tuncel Abi’nin (Kurtiz) evi var, Şevval’in (Sam) evi çekildi bir sahnede. Üç tane dış mekanımız var yani. Benim sokak sahnesinde bir parkta çekim yaptık. Sahneler açısından sit-com gibi düşünebilirsiniz.
Nejat İşler: Siyah Beyaz elit bir bar. Oynadığım roldeki cerrah da genç olmasına rağmen elit bir yaşam standardına sahip. Biz Çankaya, Kavaklıdere gibi biraz daha elit yerlerde çektik. Şimdiye kadar başka türlü insanların hikayeleri anlatıldı. Bu sefer ilk defa elitler anlatılacak. Hele ki Ankara elitleri, benim için çok enteresan.
Başkentimiz çok karışmış
E.C.: 40 yıldır Ankara’ya gidip geliyorum, ama bildiğim yerler sınırlı. Kızılay’ı baştan aşağı bilirim. Ayrıca Tunalı, Cebeci eski konservatuar, Beşevler yeni konservatuar, AST ve diğer tiyatroları da biliyorum. Şimdi
trafik akışı çok değişmiş, 10 dakikalık gideceğimiz yere yarım saatte gidiyoruz. Gelirken trafikte tıkandık mesela, çok karışmış Ankara.
N.İ.: Ankara sanatı sever, ama demek ki iyi bir temel atılmamış burada. Seçilen insanlardan belli.
Ahmet Abi ne derse o
Teklif süreci nasıl gelişti?N.İ.: Ahmet Abi (Boyacıoğlu) oynayacaksın dedi, oynadım. Sanırım Uluslararası Ankara
Film Festivali’nin açılışıydı. Yapımcımız Özkan Abi (Yılmaz) ile beraberdik. “Özkan sen yapıyorsun, sen de oynuyorsun” dedi bana, öyle işte. Her teklifi böyle kabul etmem, ama Ahmet Abi deyince iş başkadır.
Şehrin derdi mutlaka şehirli oyuncuda olmalıE.C.: Biz sanatçılar olarak AST’a sonuna kadar destek vermeye hazırız. Yeter ki AST İstanbul’a da gitse, Ankara’nın bir şubesi olarak gitsin. Zaten yine eski yerine döner. Önemli olan oyuncuların ve insanların birbirine destek olması. 21’inci yüzyıldayız. Ekonmik kriz dünyada var. Üstelik vahşi kapitalizmi yaşıyoruz. Sonuçta her şeyin merkezi de İstanbul yani. Bunun nedeni de bizleriz. Ama İstanbul eski tarihlerde, Bizans’ta da, Osmanlı’da da yine böyle her şeyin merkezi konumundaydı. İstanbul, başka bir şey.
N.İ.: Genel durumla ve özellikle bizim işimizle ilgili bir şey söyleyeyim. Diyarbakır’da Diyarbakır Devlet Konservatuarı kurulmalı ki, orada Diyarbakırlı oyuncular oynasın. Ankara’da da Ankaralı oyuncular oynasın. Şehrin derdini, o şehirden oyuncular anlatmalı. Bu anlamda AST’ın İstanbul’a taşınması fikri manasız geliyor bana. Benim deneyimlediğim ve gördüğüm, Ankara sanatı sever. İstanbul’dan daha çok sever hem de.