Oluşturulma Tarihi: Ekim 18, 2020 00:47
Fransız seyyah ve fotoğrafçı Ferrante Ferranti’nin ‘Yolculuk’ adlı fotoğraf sergisi, Fransız Kültür Merkezi’nde ziyarete açıldı. Ferranti, 1981 yılında Ankara ziyaretinde Ankara Kalesi’nde bir kadının evinin kapılarını açtığını ve kendisine içecek ikram ettiğini belirterek, “Konukseverliğin ne olduğunu o zaman anladım. Bana bütün seyahatlerimin anahtarını o an verdi” dedi.
Eş zamanlı olarak Ankara’nın yanı sıra İstanbul ve İzmir Fransız Kültür Merkezlerinde de açılan Ferrante Ferranti’nin ‘Yolculuk’ isimli sergisi, Fransa Büyükelçiliği’nde düzenlenen ön tanıtımla görücüye çıktı. Etkinliğin ev sahipliğini Fransa’nın yeni Ankara Büyükelçisi Herve Francois Magro üstlendi. Geceye bazı büyükelçiler, yabancı misyon temsilcileri ve davetliler katıldı.
Sergisinde tarihi İpek Yolu’nu takip eden sanatçı, 40 yıllık birikimin bir seçkisini sunuyor. Türkiye’nin kendisi için özel bir yeri olduğunu söyleyen Ferranti, şunları söyledi: “Ben Türkiye’yi denizlerden ve karalardan geçen bütün yolların kesiştiği nokta olarak betimliyorum. Yaklaşık 10 yıldır her yıl Türkiye’ye geliyorum. Çünkü bu toprakların zenginliğinden büyülendim. Türkiye’deki medeniyetlerin katman katman derinliği beni büyülüyor. Göbeklitepe’nin keşfi, tarihi değiştiren bir keşif oldu. Türkiye’de her zaman beni büyüleyen bir şeyler buluyorum. 1981 yılında ilk yolculuğum Ankara’ya oldu. Beni otele yerleştirdiler ve akşam otelden çıktım. Ankara Kalesi’nden Hıdırlıktepe fotoğrafını çektim. Sonra Anıtkabir’i gördüm. Ankara’nın iki yüzünü o zaman keşfettim. Burada gezerken bir kadın bana evinin kapılarını açtı ve bana bir içecek ikram etti. İlk defa o zaman duvarda halı gördüm. Bu hayatımda ilkti ve anladım ki bu onun en değerli eşyasıydı. Ben konukseverliği ilk o zaman anladım ve bu, bana bütün seyahatlerimin anahtarını verdi.”
İNSANIN YALNIZLIĞI BENİ ÇOK ETKİLEDİFransa Büyükelçisi Herve Francois Magro, gecede yaptığı konuşmada serginin içeriğinden ve hissettirdiklerinden bahsetti. Magro, şunları söyledi: “Bu
sergi, birbirimizle tanışmamıza ve hoş vakit geçirmemize vesile oldu. Çarpıcı ve etkili yolculuklar, ilk kez 1981 yılına keşfettiğiniz Türkiye’de başlıyor. Daha sonra çıktığınız İpek Yolu keşfi sizi İran, Afganistan, Azerbaycan, Gürcistan gibi ülkelere götürdü. Siz mesafe ve kayıtsızlığa karşı, insanlarla tanışmaktan büyük haz duymuşsunuz. Siz duyguya, coşkuya bu kadar ihtiyaç duyduğumuz bir anda bu duyguları insanlara aşılıyorsunuz. Fotoğraflarınızda beni etkileyen devasa manzaralar içindeki insanın yalnızlığını ve ışığını yansıtma biçiminiz oldu.”