Güncelleme Tarihi:
Çubuk Sabiha Şaşmaz Ortaokulu’nda memur olarak görev yapan Mehmet Ali Yılmaz, kündekari, hat ve ahşap oymacılığı sanatlarını icra ediyor. Yılmaz, Selçuklu eserlerine olan ilgisi dolayısıyla 15 sene boyunca yıllık izinlerini, Anadolu'daki Selçuklu eserlerini incelemeye ayırdı. Konya, Sivas, Aksaray, Kastamonu gibi illerdeki tarihi eserleri fotoğraflayan Yılmaz, dönemin sanatlarını öğrendi. Evinin balkonunu atölyeye çeviren ve gezilerden edindiği bilgileri sanatına yansıtan Yılmaz, son 5 yılda, çivi ve yapıştırıcı kullanmadan, ceviz ağacından kapı, kapı tokmağı, rahle, sehpa, tablo gibi birbirinden farklı eserler üretti.
KASTAMONULU USTA SIRRINI VERMEDİ
1995'ten itibaren yıllık izinlerinde her sene farklı bir şehre gittiğini belirten Yılmaz, "Gittiğim yerlerde Selçuklu eserlerindeki motifler dikkatimi çekti. Motiflerin fotoğrafını çekiyordum ve evde inceliyordum. Sonra bu motifler üzerine çalışmaya başladım. Bu arada sürekli gezerek motif topladım. Ahşapta en üst seviye tekniğin kündekari olduğunu öğrendim. Merak ettim ve araştırmaya başladım ama yazılı kaynak bulamadım" diye konuştu. Bunun üzerine Kastamonu'ya gittiğini anlatan Yılmaz, şunları söyledi:
"Orada usta var' dediler ve gittiğimde usta bana 'maalesef o detayı veremem' dedi. Bu sefer bu sanatın en iyisi, en üst seviyede yapan kişinin Konya'da olduğunu öğrendim. Bu kişi, Mescid-i Aksa'nın da minberini yapan Mevlüt Çiller idi. Çuller, çözemediğim tekniğin sırını bana gösterdi."
GENÇLERE ÖĞRETMEK İSTİYOR
Selçuklulara olan hayranlığı dolayısıyla 15 yıl sonunda ahşap ustası olduğunu belirten Yılmaz, "Daha önceden hiçbir deneyimim olmadan bu sanatla buluştum. İnsan bu eserleri yaptıkça mutlu oluyor. Bu sanatla uğraşanlarda stres olmaz" dedi. Yılmaz, yaptığı eserleri akrabalarına, arkadaşlarına hediye ettiğini dile getirerek, "İmkan verilirse bu sanatı gençlere öğretmek istiyorum" diye konuştu. Yılmaz, aylar süren çalışmaları sırasında ailesinin desteğini gördüğünü ifade etti.