Buket GÜLER
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2007 21:25
Bırakın bu hafta sonu şehir çok gerilerde kalsın. Anneler günü’nde, annenizi, eşinizi, çocuklarınızı; yani en sevdiklerinizi yanınıza alıp, bir solukluk mesafedeki cennet köşelere kendinizi atın. İnanın bu hem size, hem de ailenize çok iyi gelecek.
Ankara çevresinde gezilip, görülebilecek pek çok yer var. Günü birlik bile gidilebilecek bu yerler, şehrin keşmekeşinden kaçmak, kısa soluklu kaçışlar için de çok uygun. Bu mekanlar, bazen sadece bir piknik için, bazen de bir gecelik konaklamalar için tercih edilebilir. Üstelik, her zevke hitap eden mekanlar var. Dağ ve orman havasından hoşlanıyorsanız Kızılcahamam, Abant; tarihi mekanları seviyorsanız, adeta eski evler cenneti Beypazarı ve Safranbolu; doğanın muhteşem elleriyle oluşturduğu eserler için Kapadokya, Ürgüp ve Göreme; biraz olsun deniz kokusunu içinize çekebilmek için de Amasra. Gelin bu hafta sonunu şehrin kalabalığı içinde geçirmeyin. Annenizi, eşinizi, çocuklarınızı alıp, Ankara çevresinde çok kolay ulaşabileceğiniz cennet köşelerinden birini seçin.
Kızılcahamam Ankara’ya 80 km. mesafede, Ankara- İstanbul karayolu üzerinde, 16.000 nüfuslu, çam ormanları, şifalı suları, kekik ve çam balı, modern turistik tesisleri ile eskiden beri başkentin akciğeri ve su deposu olarak bilinir. Ulaşım, Ankara Bentderesi ve Kızılcahamam’daki terminallerden her 15 dakikada bir hareket eden otobüslerle sağlanır. Ankara’nın en çok tercih edilen yakın tatil yerlerinden biri olan Kızılcahamam, termal tesisleriyle ünlüdür. Dört mevsim konaklama imkanının sunulduğu Kızılcahamam’da kesenize uygun bir termal oteli bulabilirsiniz. Her tarafı kaplayan çam ormanları, gölleri, hamamları ve bunların yanı sıra tarihi eserleriyle de hem doğa turizmi hem de kültür turizmi açısından önem taşımaktadır.
BEYPAZARIHacı Bostan Konağı Oda kahvaltı 2 kişi 60 YTLTel: 763 08 37
Mevaların KonağıOda kahvaltı 2 kişi 60-70 YTLTel: 762 36 98
İpek Yolu Konağı Oda + açık büfe kahvaltı 2 kişi 120 YTLTel: 762 27 22
Son yıllarda Ankara’nın turizm açısından adını en çok duyuran ilçesi Beypazarı, Başkent’e karayoluyla bir saatlik mesafededir. Mimari açıdan zengin bir görünüm sergileyen ilçede tarihi yapılarda konaklamak mümkündür. Tarihi Beypazarı Konakları’ndan pek çoğu restore edilerek turizme açılmıştır. Beypazarı, konaklarının yanı sıra zengin mutfak kültürüyle de turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Havucu, 80 katlı baklavası, etli yaprak sarması ve Beypazarı Kurusu gibi eşsiz lezzetleri, ilçede hizmet veren otantik restoranlarda tatmak mümkündür.
ABANTBüyük Abant OteliYarım pansiyon 2 kişi 280 YTLTel: 0374 224 50 33
Koru Otel 2 kişi oda kahvaltı 260 YTLTel: 0374 225 22 90
Abant denildiğinde akla ilk gelen Abant Gölü, etrafı çam ağaçları ile kaplı bir doğa harikasıdır. Bolu’ya 34 km mesafedeki Abant Gölü, 1200 metre yükseklikte bir krater gölüdür. Abant Gölü hiçbir akarsu ile beslenmediği ve tamamen kaynak suları ile oluşması ile tanınır. Her ne kadar kış turizmi ile adını daha çok duysak da, aslında Abant dört mevsim farklı güzelliklere sahip bir turizm yöresi. Ankara’nın karmaşasından kaçmak, tertemiz havasını solumak, sakin ve dinlendirici bir tatil geçirmek isteyenlerin uğrak yeri olan Abant, kuş sesleri içinde muhteşem bir göl manzarası ve çam ağ açları arasında kalmış bir doğa cennetidir.
Yeşilin her tonu bir aradaAMASRAAmastris Otel2 Kişi Yarım pansiyon 130 YTL Tel: 0 378 315 24 65
Bedesten Otel 2 kişi yarım pansiyon 110 YTL Tel: 0378 315 19 38
Amasra Bartın ilinin 17 km kuzeyindedir. Şehir kuzeye doğru uzanan bir yarımada üzerinde, iki koylu bir yarımada biçiminde kurulmuştur. 1.5 km uzunluğundaki yarımadanın doğusunda Büyük Liman batısında ise Küçük Liman bulunur. Yeşilin her tonunun bir arada seyredebildiği Karadeniz kıyı şeridi ve dağınık tepeler üzerine kurulan Amasra, tarihi turistik şirin bir liman şehridir. Amasra tarihih çok eski yıllara dayanmakta oluşu, Amasra’daki eski yapıların önemini daha da artırmaktadır. Bu özelliğiyle geçmişi tam anlamıyla anlamak isteyenlerin nostalji şehridir.
ÜRGÜP-GÖREME-KAPADOKYAKapadokya bölgesi, dünyada doğa ve tarihin uyumla bütünleştiği önemli yerlerden biridir. Coğrafik olaylar Peribacaları’nı oluştururken, tarihi süreçte, insanlar da, bu peribacalarının içlerine ev, kilise oymuş, bunları fresklerle süsleyerek, binlerce yıllık yaşlı medeniyetlerin izlerini günümüze taşımıştır. Bu bölge bundan 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmıştır. Bugün dünyanın önemli harikaları arasında yer alan bu bölgeye ulaşmak sadece 3 saatinizi alacak. Kapadokya bölgesinde öyle çok otel seçeneği var ki, mutlaka bir tanesi sizin kesenize uyacaktır.
SAFRANBOLUÜlkemizde, hatta dünyada tarihi yerleşimlerin en güzel korunabilmiş örneklerinden biridir Safranbolu. Osmanlı İmparatorluğu’nun ekonomik açıdan en güçlü olduğu dönemlerde yapılan ve sayısız kültürel esere sahip Batı Karadeniz’in bu şirin ilçesinde her adımda tarihe tanık oluyorsunuz. Nitekim, UNESCO bu nedenle 1994 yılında Safranbolu’yu "Dünya Miras Listesine" ekledi. Sadece geçmişten günümüze gelen kültür mirasıyla değil, eşine az rastlanır doğal güzellikleriyle de Safranbolu gerçekten görülmeye değer. Toplam 2725 metrelik uzunluğuyla dünya mağaracılık literatürüne girmiş Bulak Mağarası, her mevsim ayrı bir güzelliği yansıtan Ulu Yayla, derin ve uzun kanyonlar, bu şirin ilçeyi ayrıcalıklı kılıyor. Dört mevsim tatil imkanının sunulduğu Safranbolu mimarisi ile de ön plana çıkıyor. Safranbolu evleri bir yandan kentsel konumlarıyla diğer yandan mimarileriyle, yüzlerce yıllık süreçte gelişen kent kültürünü de günümüze taşıyor. Dilerseniz Safranbolu’daki müze evleri de gezebilirsiniz. Kaymakamlar Müze Evi, Mümtazlar Konağı bunlardan sadece biri. Safranboyu’ya gittiğinizde Kıranköy semtindeki Ulu Camii’yi, Paflangonya Bölgesi’ndeki kaya kabartmalarını ve Gümüş Deresi üzerinde yer alan Tokatlı Köprüsü’nü mutlaka görmelisiniz. Eğer anneniz alternatif sporlardan hoşlanıyorsa birlikte Türkiye’nin dördüncü büyük mağazası olma özelliğini taşıyan Bulak’a da gidebilirsiniz
GORDİONFrigya Krallığı’nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 18 km . kuzeybatısında, Ankara’dan 90km. uzaklıktadır. Gordion Müzesi ’nde sergilenen tarihi eserler, Yassıhöyük’te (Gordion) 1950 yılında arkeolojik çalışmaları başlatan Rodney S. Young yönetiminde bir ekip tarafından ve Pensilvanya Üniversitesi, Arkeoloji ve Antropoloji Müzesinin sponsorluğu altında çıkarılmıştır. Gordion’da , arkeolojik yerleşim tabakaları aşağıdan yukarıya doğru Tunç Çağı (M.Ö 3000-1100), Demir Çağı ve Frig Dönemi (M.Ö 1100 -300), Büyük İskenderin zaferleri sonrası yaşanmış olan Helenistik Çağ (300-100) ve Roma İmparatorluğu dönemi (M.S 1.yüzyıl - 4.yüzyıl) olarak tespit edilmiştir. Daha sonra bölgeye Selçuklular döneminde (M.S 11.yy - 13.yy) yerleşilmiş ve böylece Gordion’un 3000 yılı aşkın bir arkeolojik geçmişe sahip olduğu görülmüştür.