Güncelleme Tarihi:
Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında, tüzüğündeki “cemevlerini ibadethane” olarak niteleyen maddesi nedeniyle açılan kapatma davasını ikinci kez reddetmesi, savcı tarafından temyiz edildi. Cumhuriyet Savcısı İsmail Akdoğan’ın temyiz dilekçesinde, “Aleviliğin din, cemevinin ibadethane olmadığı” savunuldu.
DİLEKÇEDEKİ İFADELER
Aleviliğin, Mevlevilik gibi İslam’ın alt tasavvufi yorumu olduğu kaydedilen dilekçede, “Cemevleri ile Mevlevi dergahı aynı mahiyette ve değerdedir. Her ikisi de hayat tarzıdır. Aleviliğin yeni bir din, cemevinin yeni bir ibadethane olduğu düşünülemez” ifadesi kullanıldı. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin bozma kararındaki, “677 sayılı yasa ile getirilen sınırlandırmaların anayasal güvence ile sürdürüldüğünün anlaşıldığı, bu nedenle 633 sayılı yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, kişilerin sivil toplum örgütü olarak yasal mevzuatın sınırları içinde serbestçe dernek kurarak, dernek çatısı altında faaliyetlerini devam ettirmelerinin mümkün olduğu kuşkusuzdur” bölümü aktarılan dilekçede, davanın reddinin, “insan hakları, temel hak ve özgürlükleri sınırlayıcı mahiyette olmadığı” belirtildi.
TÜZÜK AYKIRI SAVUNMASI
Dilekçede, “derneğin tüzüğünün, yasaya aykırılık teşkil eden maddelerinin değiştirilmemesi sonucu kanuna aykırı hale geldiği” kaydedildi ve davanın kabulü gerekirken, reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu savunuldu. Dilekçede, bu nedenlerle mahkemenin kararının bozulması istendi. Davayla ilgili son kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu verecek.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Ankara İl Dernekler Müdürlüğü’nün itirazı ile Cumhuriyet Başsavcılığı, tüzüğünde “cemevlerini ibadet yeri olarak” nitelendirdiği için Çankaya Cemevi Yaptırma Derneği hakkında kapatma davası açmıştı. Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı, “cemevlerini ibadethane” olarak niteleyen hükmün anayasanın 2. maddesine aykırılık taşımaması ve kanunlarla yasaklanmaması gerekçesiyle reddetmiş ve derneğin faaliyetlerine izin vermişti. Karar savcılık tarafından temyiz edilince, dosyayı görüşen Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, mahkemenin kararını oy çokluğuyla bozmuştu. Yargıtay bozma gerekçesini, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “633 sayılı Yasa ve düzenlemeler karşısında cami ve mescit dışında bir yerin ibadethane olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı” görüşüne dayandırmıştı. Bozma kararının ardından tekrar görülen davada Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi, önceki kararında direnmişti.