Savcı beraat dedi mahkeme bırakmadı

Hüseyin Edemir, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Tarih bölümünden mezun olduktan sonra Türk-Alman Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Programı’na tam burslu kabul edildi. Programın Ankara’daki birinci yılına devam ederken 31 Ocak 2010’da Genel Bilgi Tarama (GBT) kontrolünde gözaltına alındı. 1 Şubat 2010’da da “örgüt üyeliğinden” tutuklandı.
Yargılama aşamasında suçlama yöneltilmesine gerekçe olan belgelerin daha önce başka mahkemelerce geçersiz sayıldığı ortaya çıktı.

Savcı “Delil yok” dedi

8 Şubat 2011’de tahliye isteyen savcı Kasım İlimoğlu, 8 Mart’ta yapılan dördüncü duruşmada ise mütalaasını okudu. Edemir’in üzerine atılı terör örgütü üyesi suçundan mahkumiyeti için yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğini belirten savcı, “Soruşturmanın genişletilmesi talebinin de reddiyle suçun yasal unsurlarının oluşmayacağının açıkça anlaşılması nedeniyle sanığın beraatına karar verilmesi talep olunur” dedi.

Dava yine ertelendi

Buna karşın, İstanbul 10.Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluğun devamına karar vererek, davayı 23 Haziran’a erteledi. Hüseyin Edemir’in avukatı Oya Aslan, AİHM’e başvuracaklarını belirtti.

Fransa’dan tepki

Öte yandan, uluslararası bir sivil toplum örgütü olan Sınır Tanımayan Araştırmacılar da, Türkiye’nin Fransa Konsolosluğu’na durumu kınayan bir yazı gönderdi. Yazıda Hüseyin Edemir’in kanıt gösterilmeden suçlandığı belirtilerek, F tipi hapishanelerin de Avrupa İnsan Hakları anlaşmasına aykırı olduğu belirtildi.

Savcı: Adil yargılama ilkesine aykırı davranıldı

ÖZEL yetkili Cumhuriyet Savcısı Kasım İlimoğlu, Edemir’e ilişkin görüşünde şunlara yer verdi: “Edemir’in yargılanmasına neden olan, 2001 ve 1999’da ele geçtiği belirtilen belgeler, orijinal değil. Belgelerin asılları getirilerek, hukuki delil olup olmadıkları tartışılmamıştır. Delillerin yasallığı araştırılmamıştır. Adil yargılama kavramının önemli unsuru ‘silahlarda eşitlik ilkesine’ aykırı davranılmıştır. Yargıtay, ‘salt silahlı bir örgüte ilgi duyulmasını, örgüte katılmak için zemin arayışında bulunulmasını’ örgüt üyeliği için yeterli bulmamıştır. Dosyada, Edemir’in terör örgütünün hiyerarşik yapısı altına girdiğine ilişkin herhangi bir delil yoktur. CD çıktıları delil olarak kabul edilse bile suç tarihinin 1999 olması nedeniyle yakalama kararının tarihi olan 24 Şubat 2009’da davayı açma süresi dolmuştur. Sanığın suçu işlediğine ilişkin yeterli ve inandırıcı delil elde edilememiştir.”

Ben bir dosya numarası değilim

DURUŞMADA söz alan Hüseyin Edemir, “Akademik kariyer yapma çabasında olan bir kişi için 14 ayın ne demek olduğunu düşünün. Ben, dosya numarasından ibaret değilim. Bir hayatım var. Tahliye olursam, yeni dönem sınavlarıma yetişeceğim. Dişimle tırnağımla kazandığım birçok şeyi kaybettim. 1998’den bu yana örgüt üyesiysem hakkımda neden herhangi bir eylem iddiası yok? Beraat edersem kaybolan yıllarımın telafisini kim sağlayacak?” dedi.