Güncelleme Tarihi:
Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Her yıl olduğu gibi bugün de engelliler için mesajlar yayınlanıyor, farkındalık çağrıları yapılıyor, çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Bir gerçek ise değişmiyor; engellilerin günlük kent yaşamında karşılaştığı engeller. Kent sakinlerine basit gelen bir sıkıntının kendileri için büyük sorun olduğuna dikkat çeken engelliler, karşılaştıkları engeller için, “Kimisi sürpriz kimisi tuzak” tanımını yapıyor. Engelli hakları konusunda çalışmalar yapan en üst düzey sivil toplum çatı örgütü Türkiye Sakatlar Konfederasyonu’nda engellilerle buluştuk, sıkıntılarını konuştuk, ardından sahaya çıkarak sorunlarını yerinde gördük. Engellilerin yaşamını kolaylaştıracak yasaların olduğunu ancak uygulamanın ve denetimlerin yetersiz olduğunu ifade eden Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı Yusuf Çelebi, engelliler için yapılan düzenlemelerin diğer insanlara da kolaylık sağladığına dikkat çekti. Çelebi şunları söyledi:
Planlama konusuna dikkat çeken Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Sekreteri Ayhan Metin de şunları kaydetti: “Temel problem kent mimarisi, yapılı çevre, toplu taşıma araçları ve bilgiye erişim argümanları planlanırken toplumun bütün yapısının düşünülmeden planlanması. Burada önemli olan planlama. İyi bir planlama yapmadan direkt uygularsanız çıkan sonuçta kent toplumunun bütün kesimini kucaklayacak şekilde tedbir almış olmazsınız. Üniversitelerde mimarlık, mühendislik, şehir planlama gibi bölümlerde yetişen mühendis arkadaşların eğitimleri sürecinde erişilebilirlikle ilgili temel çıktı olarak bir ders programı olmadığını görüyoruz. Bazı üniversitelerde seçmeli ders olarak veriliyor. Erişilebilirlik dersleri zorunlu olmayınca ve atölye çalışmalarında yer almayınca kendi planlarken veya mimari çizim yaparken bilmedikleri şeyi planlayamıyorlar.”
Görme engelli Mehmet Çakıcı, Sincan’dan kent merkezine sürekli gidip geldiğini anlattı. Çakıcı şunları söyledi: “Normal insanların yaşadığı günlük sıkıntıları biz de yaşıyoruz. Bir de gerek engelimizin getirdiği gerekse engellenmemizin getirdiği sıkıntıları yaşıyoruz. Ben her zaman şunu diyorum; görmediğime yanmıyorum da göremediğimi anlatamadığıma ve insanların yanlış hareketine yanıyorum. Görmüyorsan çarparsın, çarpmadan gitmenin imkânı yok. Bizim için önemli olan çarptığımızda bize büyük tehlike oluşturacak sorunların olmaması. Tehlikenin aza indirilmesi. Hasar görmememi sağlamaları bana bir destektir.”
DAMDAN DÜŞENİN HALİNDEN DAMDAN DÜŞEN ANLIYOR
Mamak’ta yaşayan bedensel engelli Ömer Çankaya, akülü aracıyla sosyalleşmek ve diğer engelli arkadaşlarıyla buluşmak için dışarı çıkıp gezdiğini ve sıkıntılarla karşılaştığını belirtti. Çalışabilecek durumdaki engelliler için en büyük problemlerden birisinin de işsizlik olduğuna dikkat çeken Çankaya, “İlkokul mezunuyum iş arıyorum. Engellilerin en büyük sorunlarından birisi de iş bulamama. 2013’ten bu yana EKPSS’den atanamıyorum. Engelliler evden çıkarak sosyalleşmeye çalışıyor. Engelli arkadaşlarımızla sıkıntılarımız ortak, dertlerimiz bir. Birbirimizin halinden anlıyoruz. Nasrettin Hoca’nın fıkrası misali damdan düşenin halinden damdan düşen anlıyor. Ülke olarak engelleri aşma konusunda çok gerideyiz” diye konuştu.
Engellilere, “Ankara’da karşılaştığınız en büyük sorunlar ve çözüm talepleriniz neler” diye sorduk. Hem görme hem de bedensel engelliler, şunları söyledi:
-Bazı marketler ve farklı ürün satışı yapan mağazalar ürünlerini sepetler içinde kaldırımlara koyuyor. Yürürken çarptığımızda bir de tepki gösteriyorlar. Denetleme ve cezayla bunlar kaldırılmalı.
-Halk arasında ‘sarı şerit’ bizim kendi tabirimizle ‘kör yolu’ dediğimiz hissedilebilir yürüme yüzeyi işaretlerinde sıkıntı büyük. Bunu takip ettiğimizde kimi zaman bir ağaca kimi zaman bir direğe çarpıyoruz. Yolun sonu bazen bir çukura gidiyor ve düşüyoruz. Bunlara dikkat edilmeli.
-Plastik ve yapıştırma olan hissedilebilir yürüme yüzeyi işaretleri kolaylıkla söküldüğü, kullanışlı olmadığı ortada. Özellikle kar yağdığında engelli olmayan insanlar da kayıp düşüyor. Necatibey Caddesi’nde kaldırımla beraber yapılanlar iyi oldu bu yaygınlaşmalı.
EN ÖNEMLİ SORUN KALDIRIM
-Kaldırımlara, kaldırımlardaki engelli rampalarının girişlerine duyarsız sürücüler tarafından araçlar park ediliyor. Kızdığımızda biz suçlu oluyoruz. Sürücülerden duyarlılık belediyelerden ve trafik polislerinden daha sıkı denetim bekliyoruz. En önemli sorun kaldırım.
-Engelliler için otoparklar işgal ediliyor. Adam hastaneye gidecek, aracından inip en yakın ve en rahat ulaşabileceği yer orası ancak başkası gelip aracını park ediyor.
-Akülü veya manuel tekerlekli sandalyelerle metrolara binerken vagon ile peron arasındaki boşluğa tekerlek girebiliyor. Ön teker girince panik oluyoruz. Şimdi bir plaka gibi parçayla uzatma yapmaya başladılar bu her istasyonda olmalı.
OTOBÜSTE ASANSÖR SIKINTISI
-Metroya binerken iki vagon arasındaki boşluğa düşen arkadaşlarımız oldu. Metro kapılarıyla entegre, tren geldiğinde açılır kapanır kapılar yapılabilir.
-Solo otobüslerin engelli asansörleri çok sıkıntılı. Şoför inip kumandayla açarken bir anda takılı kalıyor açılmıyor. Hastane veya acil bir işiniz olduğunda kalıyorsunuz.
-Üst geçitlerin asansörlerinde de sıkıntılar yaşıyoruz. Üst geçidin bir ayağından asansörle yukarı çıkıyoruz diğer tarafta yukarıdan aşağıya inerken asansör çalışmıyor. Bu bizim için tam bir sürpriz oluyor.
ŞARJ İSTASYONLARI YAYGINLAŞMALI
-Bazı asansörlerin, engellilerin büyük akülü araçlarıyla rahat kullanabilmeleri için TSE erişilebilirlik standartlarına uygun, daha geniş olması gerekiyor.
-Akülü ve manuel tekerlekli sandalyelerin bakım-onarım, parça teminlerinin bakım tamirlerin kolaylaştırılması gerekiyor.
-Akülü tekerlekli sandalye şarj istasyonlarının yaygınlaşması gerekiyor. Olanlardan bazıları çalışmıyor, bakımlarının sürekli yapılması lazım.
-Bir gün değil her gün hatırlanmalıyız. Bize yönelik sosyal ve kültürel etkinliklerin sayıları arttırılmalı. Engelliler evlerinde kapalı kalmamalı.
METROLARDA ANONS SIKINTISI VAR
-Ankara’da engelsiz taksiler yok. Engelli birisi akülü aracıyla taksiye binemiyor, yeni ilave taksi modeli geliştirilerek bu özgürlük sağlanmalı.
-Metrolarda sesli anonslar bazı vagonlarda hiç olmuyor, bazılarında da ses çok az anlaşılmıyor. Görme engelliler diğer yolculara ‘hangi istasyondayız’ diye sormak zorunda kalıyor.
-Kaldırımlara ‘araç park etmesin’ diye konulan beton mantarlar veya demir parçaları bizim için adeta bir tuzak gibi. Düşünmeden koyuyorlar, görme engelliler çarpıp düşüyor bedensel engelliler tekerlekli sandalyeleriyle geçemiyorlar.
AKM Metro İstasyonu’nun içindeki yürüme yüzeyi işaretleri böyle sökülmüştü.
Metrolara binerken vagon ile peron arasındaki boşluğa tekerlek girebiliyor.