Güncelleme Tarihi:
Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü... Sincan’da bulunan Ankara Sanayi Odası(ASO) 1.Organize Sanayi Bölgesi’ndeki(OSB) farklı fabrikalarda çalışan 8 kadınla bir araya geldik. Kimi devasa tonluk döküm parçalarının arasında çalışıyor, kimi gezer köprülü vinci kullanıyor, makinelere ait küçük bir parçanın üretimi için çaba gösteren de var, üretilen alüminyumu sıkı sıkıya ambalajlayan da. Onların ortak noktaları sanayideki fabrikalarda ‘kadın çalışan’ olmaları. “Her işin üstesinden gelebiliriz çünkü o güç bizde var” diyen kadınlar, istendiğinde her işin yapabileceğinin de bir göstergesi. İşte 8 Mart’ta 8 kadının OSB’deki mesailerinden detaylar...
AĞIR ÜRETİMİN MÜHENDİSLERİ
Güneş Özuyar(29) ve Nükhet Er(24), ‘ağır sanayi’ olarak adlandırılan döküm fabrikasında Metalurji ve Malzeme Mühendisi olarak görev yapıyor. Onlar müşterilerden gelen parça taleplerini üç boyutlu olarak hazırlıyor, üretimdeki erkek ustalar da bu parçaların dökümünü yapıyor. Kadın mühendisler, masada çizdiklerinin üretim sahasındaki aşamalarını da dikkatle takip ediyor.
TOZ, TOPRAK, METAL... BU İŞİ SEVİYORUM
Güneş Özuyar: “700 erkek arasında üretimde dört kadın olarak çalışıyoruz. 7 yıldır çalışıyorum. İki boyutlu metot sayfasındaki çizimi kocaman devasa bir malzemeye çeviriyor olabilmek büyük başarı ve gurur. Kadın eliyle de bir şey yapılabildiğini ispatlamış oluyoruz. Ailem, bilgisayar başında sadece çizim yapıyorum sanıyor, bilmiyorlar ki yoğun tempo ve üretim de var. Toz, toprak, metal... Ben bu işi seviyorum. ‘Bir plazada topuklu ayakkabılarla çalışmak mı, burası mı’ derseniz burası derim. Burada kendimi daha mutlu hissediyorum.”
ELİM KİRLENDİĞİNDE MUTLU OLUYORUM
Nükhet Er: “1.5 senedir buradayım. Stajyer olarak geldim sonra işe başladım. İlk başta çok zorlanacağımı düşündüm. Şimdi ise elim kuma değdiğinde, kirlendiğinde mutlu oluyorum. Sevdiğim için ağır gelmiyor. Sorumluluk alıp bir işi başarabilmek çok güzel. Bir işte kadın-erkek diye ayrım olmamalı. Kadın da isterse her işi yapabilir. Kadının elinin değdiği her yer çok düzenli ve daha düzgün ilerliyor. Bence her ortamda kadının çalışması farklı bakış açısı sağlıyor.”
OSB’deki bir alüminyum fabrikasında da kadınlar, adeta arı gibi çalışarak farklı iş alanlarında üretime dahil oluyorlar. Vinç Operatörü Esra Solmaz(28) gezer köprülü vinci kullanırken, Çevre Mühendisi Hafize Denek(24) laboratuvarda analizleri gerçekleştiriyor. Fatma Durgun(36) üretilen ürünlerin son kontrollerini yaparken Funda Dilmen de(36) paketleme makinesinin başında üretilen ürünleri sıkı bir şekilde ambalajlıyor.
‘VİNÇ OPERATÖRÜYÜM’ DEDİĞİMDE İNANMIYORLAR
Esra Solmaz: “Altı yıldır burada çalışıyorum. Dört vinç operatörü arasında tek kadın benim. ‘Sanayide çalışıyorum’ dediğimde genelde şaşırıyorlar. ‘Vinç operatörüyüm’ dediğimde de inanmıyorlar. İşimi seviyorum.”
YETER Kİ KENDİNE GÜVENSİN
Hafize Denek: “Sanayi ortamı için önce ön yargılıydım. Ama gelip gördüğümde düşündüğüm gibi olmadığını gördüm. Erkeklerin de artık kadınlarla çalışmaya yönelik bakış açısı değişti. İsteyen kadın istediği yerde çalışabilir yeter ki kendine güvensin.”
KATKIMLA KENDİ EVİMİZİ ALDIK
Funda Dilmen: “Her işte olduğu gibi işimizin de zorluğu var ama kadınların yapamayacağı bir iş yok. Kadın isterse her şeyi yapabilir. Dört sene önce istediğimi rahat bir şekilde alamazken şimdi alabilme imkânım var.”
KESİNLİKLE TAVSİYE EDERİM
Fatma Durgun: “Daha önce medikal sektöründeydim, bir yıldır da burada çalışıyorum. Evimi geçindiriyorum, iki çocuğuma bakıyorum. Kadınlara çalışmalarını kesinlikle tavsiye ederim yeter ki azim olsun. Her işin üstesinden gelebiliriz çünkü o güç bizde var.”
ERKEKLER SINAVDA KALDI ONLAR İLK GİRİŞTE GEÇTİ
Fazilet Navruz(39) ve Cemile Yakar (42) evde anne, plastik üretimi yapan bir fabrikada ise hem montaj hem de enjeksiyon operatörü. Endüstri 4.0 sistemiyle çalışan fabrikada makinelerin başına geçen iki kadın, aynı zamanda mesleki yeterlilik sınavında da erkek rakiplerini geride bırakıp ustalıklarını belgelendirdi.
SEVİYORSANIZ YAPABİLİRSİNİZ
Fazilet Navruz: “Yedi yıldır burada çalışıyorum. Yaptığım bu iş kadınların yapamayacağı bir iş değil. Hatta erkeklerin zorlandığı işleri bizler daha rahat yapıyoruz. Eğer ihtiyacınız varsa ve çalışmayı da seviyorsanız yapabilirsiniz.”
EVDE OTURMASINLAR ÇALIŞSINLAR
Cemile Yakar: “2015’te bu işe başladım. Bir şeyleri öğrenmek istiyorsanız başarabiliyorsunuz. Bana ‘ne iş yapıyorsunuz’ diye soruyorlar evde kullandığınız bulaşık makinesinin bir parçasını ben yapıyorum diyorum, şaşırıyorlar. Kendi işimizin ustasıyız.”
Türkiye’de kadınların iş gücüne katılım oranının arttığını belirten ASO 1. OSB Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek şunları söyledi: “Bugün, hepimizin bildiği gibi, bundan tam 165 yıl önce, 1857 yılının 8 Mart’ında, Amerika’nın New York eyaletinde, bir dokuma fabrikasında çalışan 40 bin kadın çalışanın, daha iyi çalışma şartları için ayaklanması sonrasında, fabrikada çıkan yangında, 129 kadın çalışanın yanarak hayatını kaybetmesinin yıl dönümünü kutluyoruz. 1921 yılında Moskova kabul edilerek dünyada kutlanmaya başlamıştır. Bizde de ilk defa Ankara’da 1921 yılında kabul edilmiş ve 1975’ten itibaren kutlanmaya başlamış. Bugün aslında kutlama yapacağımız bir gün değil, iş hayatındaki kadınlarımıza olan saygımızı hatırlamamız ve hiç unutmamamız gereken bir gün. Emekçi kadınlar derken, kimden bahsediyoruz: annelerimizden bahsediyoruz, eşlerimizden, kız kardeşlerimizden, teyzelerimizden, halalarımızda, kısaca bizden yani ailemizden bahsediyoruz. Kadınlarımız sayesinde bugün iş yerlerimiz, daha yaşanır ve daha güzel yerler oldu, kadınların gelmesi ile düzen geldi, temizlik geldi, tertip geldi, tatlı bir disiplin geldi, kavga dönüş ve kötü sözler azaldı. Kısaca kadınla iş hayatımıza kalite geldi. Ayrıca kadının iş hayatına girmesi ile kadın ve erkek ilişkilerinde eşitlik geldi, aslında adalet geldi demek belki çok daha doğru olur. Kadın erkek eşit derken, tamamlayıcı demek lazım aslında. Tıpkı sol veya sağ elimiz, tıpkı sol veya sağ bacağımız veya rahmetli Doğan Cüceloğlu’nu bir konuşmasında bahsettiği gibi, erkek ve kadın bir kuşun sol veya sağ kanadı gibidir, tamamlayıcıdır, biri olmadan olmaz. Bugün dünyada bir ülkenin gelişmişlik seviyesini konuşuyorsak, o ülkedeki kadınların iş gücüne katılım oranına bakmak lazım. 2020 raporlarına göre, Türkiye de nüfusumuzun yüzde 50’si kadınlardan oluşurken, yani 42 milyon kadınımız varken, bu kadınlarımızın sadece yüzde 34’ü iş gücüne katılıyor. Bu oran Japonya’da yüzde 54, Almanya’da yüzde 55, ABD’de yüzde 57, Finlandiya’da yüzde 64, İzlanda’da ise yüzde 77. Bu oran Türkiye’mizde de her geçen sene biraz daha iyileşiyor aslında, 2014’de yüzde 30 iken 2020’de yüzde 34’lere geldi. Kadınlarımızla ilgili çok üzücü olan bir konu da kadın cinayetleri. Maalesef çok uzun zamandır, Türkiye’mizde her gün en az 1 adet kadın cinayeti işleniyor, hem de çoğu eşi, babası, kardeşi tarafından öldürülen kadınlarımız. Bir erkek olarak bundan utanıyorum ve şiddetle kınıyorum. En ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyorum. Unutmayalım, kurtuluş savaşımızı, cephedeki askerlerimiz tek başına değil, yanında Türk kadınının gayreti, gücü, azmi ile kazandı. Son olarak konuşmamı Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün şu sözü ile tamamlamak istiyorum; “‘Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır.’”
ERKEKLERE GÖRE AVANTAJLI ÖZELLİKLERİ VAR
Bölgede her alanda çalışan kadın sayısının her geçen yıl arttığını gözlemlediklerini belirten ASO 1. OSB Bölge Müdürü Cüneyt Çalık da şu değerlendirmeleri yaptı: “Kadınlar artık sanayide erkeklere özgü bilinen işlerde onlarla kol kola ve aynı performansta çalışabiliyor. Bugün sanayi işletmelerimizde kadın torna ustası, kadın frezeci, kadın kaynak ustası gördüğümüzde artık şaşırmıyoruz. Bölgemizde girişimci, işveren ve işçi statüsünde çalışan kadın sayısının her geçen yıl arttığını gözlemliyoruz. Kadınların ekonomik ve sosyal yaşama etkin bireyler olarak katıldığı ülkelerin tümü, refah seviyesinin, eğitim düzeyinin ve kişi başına gelirin yüksek olduğu ülkelerdir. Bu durumun bir tesadüf olmadığı, aksine ülkelerin uzun yıllar bu yönde politikalar geliştirdikleri ve bu politikaları yaşama geçirdikleri görülmektedir. Ülkemizde de kadınlarımızın sanayide aktif rol alarak üretime katkı sağlaması ülkemizin kalkınmasında pozitif yönde etki sağlamaktadır. Kadın çalışanların erkek çalışanlarımıza göre oldukça avantajlı özellikleri var. En önemli özelliklerinden biri tanesi takım çalışmasına ve yeni şeyler öğrenmeye yatkın olması. Biz tecrübelerimizle görüyoruz ki kadınlar bu alanda oldukça başarılı. Ayrıca kadınlar detaylara dikkat gösterme, ince işçiliğe özenme, hedefe odaklanma konularında da oldukça başarılılar. Kadın çalışanlarımız işletmelerin her alanında katkı sağlıyor. Kadınların yapamayacağı hiçbir iş yoktur. Yeter ki kendilerine inansınlar. Bizler kadınlarımıza yürekten inanıyor ve güveniyoruz.”