Oluşturulma Tarihi: Nisan 21, 2008 00:00
Geçen sene bayan futbol takımları arasında Ankara Birincisi, Türkiye Şampiyonu, Şili Liseler Dünya Şampiyonası Dünya Üçüncüsü.
2001’de futbolda Ankara Birinciliği, Türkiye Şampiyonu, Dünya Beşincisi.
2003’te voleybolda Türkiye Şampiyonluğu, Dünya Yedincisi.
Eskrimde Türkiye Şampiyonluğu, Balkan İkinciliği.
Hentbolda Ankara birincilikleri, Türkiye şampiyonlukları.
2001 ve 2002 yıllarında Turizm ve Kültür Yarışmasında Ankara Birincisi.
2004 Turizm ve Kültür Yarışmasında ilçe birincisi.
2006 Liseler Bilgi Yarışması’nda yarı finalist.
2004, 2005, 2006 ve 2007 yıllarında halk oyunlarında Ankara birincisi, 2005 tiyatro onur ödülü, 2007 tiyatroda en iyi kostüm ödülü.
Okulun başarıları yukarıdakilerle sınırlı değil. Durumun kavranabilmesi için başarıların sadece bir kısmını verdim.
Hem sportif alanda hem de kültürel aktivitelerde okulun durumu ortada.
Eminim aklınıza bu okulun bir kolej, bir fen lisesi hadi bilemediniz bir anadolu lisesi olduğu geldi.
Yanıldınız.
Tüm bu başarıların sahibi Batıkent’teki Kaya Bayazıtoğlu Lisesi.
Ankara birinciliği, Türkiye birinciliği, yetmedi dünyada dereceler...
Kaya Bayazıtoğlu Lisesi’nde spor salonu yok.
Resim salonu yok.
Müzik salonu yok.
Atölye yok.
’Bir çok okulda bunlar yok’ diyenleriniz olacaktır.
Doğrudur, yoktur. Ama başarı mükafatlandırılmalıdır.
Geçen sene hatırlıyorum futbol takımındaki kızları Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik kabul etmişti.
Kızlar eze eze Türkiye Şampiyonu olmuştu.
Sonra Şili’ye gittiler, aslanlar gibi bayrağı dalgalandırdılar.
Bakan öğrencileri kabülünde bir spor salonu sözü vermişti.
Biz mi yanlış hatırlıyoruz, yoksa verilen sözler unutuldu mu?
08.00-12.00 arası internet kafeye kim gider
BAŞKENT’te özellikle ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarına yakın olan internet kafelerin bir çoğunda yazan saat 08.00-12.00 arası internet kullanımı dampingi dikkatimi çekiyor. Normal fiyatlarının yarısınına hatta dörtte birine gelen ’4 saatlik internet kullanım paketleri’ için işletmecilerin mazereti eminim hazırdır.
O saatlerde iş olmadığı için müşteriyi teşvik amaçlı damping!
Özellikle ortaöğretim öğrencileri için ’tehlikeli’ zamanların nisan ve mayıs ayları olduğunu istatistikler söylüyor. Çocukların dikkatleri dağılıyor, okula gitmek istemiyorlar, kanları kaynıyor anlık tahriklere gelip istenmeyen olayların aktörü oluveriyorlar.
Bu yazıyla internet kafelerin ’iş olmayan saatler’ dampingini kısıtlayamayız. Dünyaya nazaran amaçlarını aşan ve ’atari salonlarına’ dönen bu yerlerin formatını da değiştiremeyiz. Giden çocuğa dur da diyemeyiz, ümidimiz ve temennimiz ufak tefek olaylar haricinde sıkıntısız geçen bu eğitim öğretim yılını kazasız belasız tamamlayabilmek.
Tepki hala ilk günkü gibi
ÇOĞUMUZ göremedik Köy enstitülerini. Dört gün önce 17 Nisan’da 68. kuruluş yılı kutlandı. 1940’ta kurulan Köy Enstitüleri 1952’de siyasi bir kararla kapatıldı. Köy Enstitüleri mezunları çalıştıkları köylerin ışıkları olmuşlardı. Köyün öğretmeni, doktoru, bahçıvanı, marangozu...
Dedik ya siyasi bir kararla, ’Köylü okursa tarlada çalışacak ırgatı nasıl buluruz’ zihniyetiyle kapattılar. Günlük hesabın derdine düştüler, geleceği göremediler.
Köy Enstitüleri mezunlarının bir çoğu hayatını kaybetti. Hayatta olanlar ilk günkü gibi bu eğitim yuvalarının kapatılmasına tepkili.
Ankara Emekli Öğretmenler Derneği’nde her yıl olduğu gibi bu önemli kurumun kuruluş yılı kutlandı. Kapanmasına tepki hala ilk günkü gibi. Dernek üyeleri arasında bu kurumun mezunları var. Dernek Başkanı Tufan Doğan Avşargil ve dernek üyelerinden Şükrü Velioğlu uzun uzun anlatıyor Köy Enstitüleri’ni. İnsan dinledikçe bir kez daha sinirleniyor Köy Enstitiüleri’nin kapatılmasına.