TÜRKİYE’ye gelen yabancı teknik adamlar ve yerlilerin aksine çok radikal, bilgi ve bilişime önem veren, daha da önemlisi tüm umutlarını gençliğe yatıran
Samet Aybaba’nın en büyük özelliği, gittiği kulüpleri,
"yaptırdığı transferlerle ekonomik borç batağına sürüklemek yerine, çıkardığı gençlere şans verip, para kazandırma" özellikleri taşıyor.
Kimseyi kıskanmaz, hatta o kadar ileri gider ki, ileride kendisine rakip olacağını bildiği genç teknik adamları da Türk futboluna kazandırmak için savaşır. Türk futbolunun çıtasının yükselmesi için gençlere eğitim ve destek verilmesi gerektiğini söyleyen
Samet Aybaba, büyük takımları ve milli takımları çalıştırmasının önüne geçildiğini belirtiyor.
Kısıtlı kadrosu ile Gençlerbirliği ve Trabzonspor’a Türkiye Kupası kazandıran
Samet Aybaba, Başkent gençliğinin dirilişe geçmesi gerektiğini belirterek
"Türkiye’de futbol sevgisi bu kadar üst seviyede olan kent yok. Ankara ve çevresindeki gençliği ateşlemek ve tribünleri doldurmak gerek. Ayrıca kısa vadeli önemli projeler ile Ankara gençliğini harekete geçirmek gerek. Başkent gençliğinin tribünlerdeki dinamikliğini, sahalarda da görmeliyiz. Süper lig şampiyonluğunun yolu Başkent’ten geçer. Kimse merak etmesin, ligin ikinci yarısında süper bir Gençlerbirliği izlettireceğiz" diye başladığı röportajımızda düşüncelerini şöyle açıkladı:
Gençleri kazandırdım- Türk futboluna faal olarak 11 yıl siyah beyazlı forma altında orta saha ve defansta görev yaptım.
Beşiktaş’ta kaptanlık yapmak çok özel bir olay. Kaptanlığın verdiği sorumluluğu, çok iyi bilirim. Teknik direktör olarak 15 yıldır çalışıyorum. Ankaragücü, Gençlerbirliği ve Gaziantepspor’u çalıştırırken aldığım başarılı sonuçlar ile birçok takımdan teklifler aldım. Gençlerbirliği, benim evim gibi. 1999-2000 sezonunda Gençlerbirliği’ne 15’nci haftada ligin 11’nci sırasında ve 19 puanla aldım ve ligi 5’inci ve 56 puanla bitirdim.
Gökhan Ünal, Serkan Balcı, Beyhan Sümer, Ferdi Tatlı gibi gençler, o takımdan Türk futboluna kazandırıldı. Gençlerbirliği, Türkiye Kupası şampiyonu oldu. 2001-2002 sezonunda 9’uncu haftasında Gaziantepspor’da işe başladım. 14’üncü sırada ve 8 puana sahipti. Ligi, 48 puanla 6’ncı sırada bitirdik. Gaziantepspor’da
İbrahim Toraman, Mustafa Marangoz ve
Erdal Güneş, Türk futbolunda ışık gibi parladı. Bu oyuncuların kulübe kazandırdığı ekonomik kazancın değeri ölçülmez.
Yabancılar çok şanslı"Yabancılar yenilse de kimsenin sesi çıkmaz. Türk antrenörlerin üzerinde her zaman baskı var."
YABANCI teknik adamlar çok şanslı. Yenilseler de kimsenin sesi çıkmaz. Türk antrenörlerin üzerinde her zaman baskı var. Bir maçta başarılı olmaları istenir. Yabancılar çok rahat.
Fenerbahçe,
Galatasaray, Beşiktaş gibi takımlarda
Hagi, Anelka, Alex, Bobo, Nobre, Delgado, Baros gibi oyuncuları bulunduran teknik adamlar, sihirbaz gibi gösteriliyorlar. Türk futboluna yeni yıldızlar kazandıranların ismi bile duyulmuyor. - Futbolu bilmeyen yöneticiler benden korkar. Türk futbolunu, kulübünü benim gibi tanıyan teknik adamdan korkarlar. Çünkü benim belli bir duruşum var ve bu hiçbir zaman değişmedi - Takımları bir yerlere getirdik. Futbol adına skor adına geliştirdik. Benim çalıştırdığım takımlar, futbol adına büyük gelişme gösterdi. Kurduğum sistem ile çalıştırdığım takımlar, prim yaptı. 2000’den bu yana Anadolu’da en başarılı teknik adamım. Trabzon ben gittiğimde küme düşüyordu.
Hami, Osman, Cem gibi isimleri gönderdim. 7 kişiyi gönderdim. Alt yapılan oyuncular koydum ve Türkiye Kupası kazandım. - Milli takımı çalıştırmak her teknik adamın gönlünde yatar. Ülkemin amatör takımından üçüncü, ikinci ve Süper liglerine kadar tüm takımlarda top koşturan oyuncuların istatistiklerini tek tek takip ederim. Şu anda
Fatih Terim hocanın mukavelesi var. Fakat bu ülkemin insanlarının yüzde 95’i bana bu ülkede milli takım konusunda haksızlık yapıldığına inanıyor. Çalıştırdığım her takım ve kent insanı ile barışığım. Gittiğim kentin takımlarının alt yapısını güçlendirmeye çalışırım. Okullardaki yeteneklerin ortaya çıkması için eğitimcilerden yardım alırım.
OYUNCULARIM patlama yapacak GENÇLERBİRLİĞİ ligin ikinci yarısında bomba gibi girip, fırtına gibi esecek. Herkesin keyif aldığı futbol oynayan, iyi mücadele eden ve elbette kazanan bir takım olacak. Kalecimiz
Isailoviç geldiği günden bu yana uyum sorununu atlatmaya çalışıyor. Antrenmanlarda hırslı ve inançlı.
Addo her geçen gün performansını yükseltiyor. Ligin ikinci yarısında daha teknik yapısı ile izleyeceğiz.
İlhan, kampın en çok çalışanlarından biri. Gençlerbirliği’nin yıldız adayları arasında.
Eren, tekniğine ve gücüne her geçen gün üstüne koyuyor.
Bilal, gençliğin ve tekniğin verdiği güçle, çalışmalarını sürdürüyor.
Hakan, iyi ve çalışkan.
Jedinak, ön liberoda eksiklikleri tamamlıyor. İnanılmaz teknik ve fizik üstünlüğü var. İkinci yarıda daha tempolu bir görüntü izlettirecek.
Koray, kampın en çok çalışanlarından. sakatlığını atlattı. Her geçen gün, takımda liderliğini hissettiriyor.
Soner, orta sahada etkili silah. Önemli yetenek. İkinci yarıda herkes
Soner’i konuşacak. 17 yaşında,
Sergen Yalçın tekniğinde yıldız izleyecek.
Engin, futbolu çok iyi biliyor. Kendisini futbola verdiğinde mükemmelin üstüne çıkacak.
Kemal, forvette önemli isim. Hacettepe’nin temel taşlarından idi. Büyük sakatlık geçirdi. Artık, eski formuna kavuşuyor.
Troisi, çabuk ve süratli. Takıma inanılmaz katkı yapıyor. Takıma uyum sorununu atlattı. Çok hırslı.
Kahe, eski günlerine dönüyor. İnanılmaz baskılı ve presli. İzleyenlerin alkışlayacağı isim olacak.
Avrupa’nın kapısından döndüm 2007-2008 sezonunda yurt dışına Almanya, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti’ne gidecektim. Bursaspor Başkanı
İbrahim Yazıcı ısrar etti. Anlaştım. Küme düşme gözü ile bakılan Bursaspor’u yoktan var ettim. Alt yapıdan yetişen ve yüzüne bile bakılmayan
Eren Albayrak, Zekeriya Topayan, Selcan Pekkanlı, Sercan Yıldırım, İsmail Özgür, Muhammed Demirci gibi gençlerin önünü açtım. Türkiye’de teknik adamlık zor, onurlu bir meslek. Benim için teknik adam ülkesi için oyuncu yetiştiren eğiticidir. Benim için teknik adam kulüplerinin parasının yurt dışına çıkışını asgariye indirendir. Benim için teknik adam, bulunduğu takıma bilgi birikimini aktarıp zaferler yaşatandır. Bugüne kadar hiçbir kulüp ayrımı yapmadım. Üçüncü ligden çağırsalar giderim. Benim için teknik adamlık öğretmenlik kadar kutsal bir meslek. Bu yıl hakemler çok dikkatli. Kulüpler ve futbolculardan daha çok takip ediliyorlar. Bizim de zaman zaman hakemle sorunlarımız oldu. Ama sesimizi çıkarmak bize yakışmaz. Çünkü onların ettikleri yemin ve dağıttıkları adalet çok ağır. Onlara inanıyoruz. Futbolcu 90 dakika inanılmaz hata yapar alkışlanır, hakem bir hata yapar denmedik bırakılmaz. Buna karşıyım. Onlar da futbol ailesinin bireyi. Statlarda futbolcular gibi hakemlerimizin de tribünlere çağrılmasını beklerim. Çünkü birçoğu Avrupa’da maçlar yöneterek ülkemizi temsil ediyorlar.
Trabzonspor’u ayağa kaldırdım MAZİSİNİ arayan Trabzonspor’da 2002-2003 sezonunda
Tayfun Cora, Ali Şen, Tolga Zengin gibi yıldızlar alt yapıdan çıkıp A takımda oynamaya başlarken, taraftarlar beni alkışladılar.
Aurelio, Petkoviç ve
Yattara’yı Trabzonspor’a kazandırdım.. Trabzonspor ile o sezon Türkiye Kupası şampiyonluğu kazanmak büyük onurdu. 2003-2004 sezonunda Trabzonspor’u bazı sorunlar nedeniyle, 31 puanla lig ikincisi iken bıraktım. 2004-2005 sezonunda BŞB Ankara ile anlaştığımda
Özer Hurmacı, Ediz Bahtiyaroğlu, Wederson, Jaba, Tita, Jevriç, Molnar, Batak gibi kramponları, Türk futboluna sundum.
Wederson şu an Fenerbahçe ter döküyor. 2005-2006 sezonunda 12’nci haftada istifa ettim. 2005-2006 sezonunda Gaziantepspor’u ligde 15’nci sırada alırken ligi, 11’nci sırada sonuçlandırdım ve Türkiye Kupası’nda yarı final oynattım.