Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2009 00:00
Türk tiyatrosunun dünya çapında oyuncular yetiştirdiğine dikkati çeken Genel Müdür Lemi Bilgin, “Sinemada tek tanrı yönetmendir ama tiyatronun tek tanrısı oyuncudur” dedi.
Devlet Tiyatroları (DT) Genel Müdürü Lemi Bilgin, kuruluşunun 60. yılında DT sahnelerinin sayısını 60’a çıkarmayı hedeflediklerini bildirdi.
Kimlik ve kişilik kazandırmakAtatürk Kültür Merkezi (AKM) Başkanlığınca, geçtiğimiz günlerde Türk Dil Kurumu Konferans Salonu’nda “Kuruluşunun 60. Yılında Devlet Tiyatroları” konulu panel düzenledi. AKM Başkanı Prof. Dr. Osman Horata, açılışta yaptığı konuşmada, kültürel mirasın tanıtılması ve devamı konusunda DT’nin çabalarını anlamlı bulduklarını söyledi.
Sahnelerin önemi
Türk seyircisinin köklü bir tiyatro geleneğine sahip olduğunu belirten Horata, “Toplantımızın, görsel kültürün sahnelerden ekranlara doğru kaydığı bir süreçte, tiyatroların ve tiyatro sahnelerinin önemine, onların insanların kimlik ve kişilik kazandırmadaki rolüne dikkat çekmesine küçük de olsa bir katkısı olmasını diliyorum” dedi.
Tiyatronun tek tanrısı oyuncudurDT Genel Müdürü Bilgin de panelde yaptığı konuşmada, DT ile ilgili kanunun 19 Haziran 1949 yılında Meclis’ten geçtiğini hatırlattı. O günden bu yana DT’nin perdelerini aralıksız açtığını ifade eden Bilgin, “60. yılında 12’si yerleşik olmak üzere 17 ilde, her gece 48 perde açan, yılda 100’ün üzerinde oyun sahne ortaya koyan ve 5 binin üzerinde perde açan, yaz turneleriyle Türkiye’de gitmediği yer bırakmayan, 4’ü uluslararası 2’si ulusal festivaller düzenleyen, yurt dışında Türk eserlerini başarıyla temsil eden ve bu yıl sonuna kadar sahne sayısını 60’a çıkarmayı hedefleyen geniş bir aile olduk” diye konuştu. Tiyatroda yazarların önemine değinerek, DT sahnelerinde 300’e yakın Türk yazarın eserlerinin sahnelendiğini ve Türk tiyatrosunun dünya çapında oyuncular yetiştirdiğine dikkati çeken Bilgin, “Sinemada tek tanrı yönetmendir ama tiyatronun tek tanrısı oyuncudur” dedi.
Tiyatro geri plana itiliyorOyun yazarı Refik Erduran da geçenlerde bir köşe yazarının “
Sinema varken tiyatroya ne gerek var” dediğini, bu anlayışı kınadığını söyledi. İnsanın kendi ruhunun “derinlikleriyle” ancak tiyatro sayesinde buluştuğunu anlatan Erduran, “Bunu sinema gibi yüzeysel bir sanatla yapamazsınız ama tiyatro geri plana itiliyor” diye konuştu. Erduran, artık basının tiyatroya önem vermediğini, oyunlarla ilgili köşe yazılarına az rastlandığını vurgulayarak, “Bunları yapmayıp da ‘tiyatro öldü’ demek, cinayeti işledikten sonra maktulün başında durup asayiş yok demektir” değerlendirmesinde bulundu.