Sağlıklı normalleşmenin altın kuralları

Tüm Türkiye 1 Mart’tan itibaren normalleşmenin ilk adımlarının atılmasına hazırlanıyor. Yeni dönemde Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan verilere göre 100 binde 35 ve altı vaka sayısına inen illerde gevşeme adımları atılması planlanıyor. 100 binde 10 vakanın altındaki iller düşük riskli, 11-35 arası ‘orta riskli’, 36-100 arası ‘yüksek riskli’, 100’ün üstü ise ‘çok yüksek riskli’ kategorisine giriyor. İllere göre haftalık vaka sayısı 35 olan ve karnesi ‘orta riskli iller’ kategorisinde yer alan Ankara’da, mart ayıyla birlikte kontrollü normalleşme sürecinin başlaması bekleniyor. Peki Ankara’daki mevcut risk tablosunu daha da aşağıya çekmek için neler yapmalıyız? Hürriyet Ankara, bu sorunun cevabını Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Hürriyet Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık’a sordu. “Normalleşme adımları salgın bittiği için atılmıyor. O yüzden bu süreçte de gevşemeden kurallara uymalıyız” diyen Prof. Dr. İsmail Balık 5 başlıkta tavsiyelerini şöyle sıraladı:

KURALLARA UYMAYA DEVAM EDİLMELİ

“Vaka sayılarında ne kadar azalma yaşanırsa yaşansın, tekrar hızlı bir şekilde artış görülebilir. Bunu unutmayarak normalleşme sürecinde vaka sayılarına bakmadan kurallara uyalım. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da açıkladığı gibi bulaşma hızı yüksek olan İngiliz varyantının ülkemizde de yayılmaya başlaması üçünü dalgaya sebebiyet verebilir. Vakalar bir anda artabilir. Hâlâ alarm seviyesine ulaşma riskimiz var.

RİSK VARSA SEYAHATTEN KAÇININ

Salgın seviyesi en düşük noktalara ulaştığı gün bile tedbirleri gevşetmeden devam ettirmemiz gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre riski yüksek olan ve vaka yoğunluğunu fazla olduğu bölgelere giriş çıkışların kısıtlanması gerekiyor. Örneğin şu an Karadeniz’de çok vaka gözüküyor. Çok önemli bir durum yoksa o bölgeye seyahat etmeyelim.

AŞI OLSANIZ DA KORUNMAYA DEVAM EDİN

Aşılanan kişi sayısında dünyada iyi konumdaki ülkelerden birisi olmamıza rağmen aşının salgın hızını kesmeye etkisini görmek için halen zamana ihtiyacımız var. Aşı başladı, birçok kişi aşı oldu diye bu iş bitti dememeliyiz. Ayrıca aşı olanlarda korunmaya ve çevrelerini korumaya devam etmeli. Kendileri hasta olmasa bile başkalarına bulaştırabilirler.

KENDİ KORUNMA KURALLARINIZI KOYUN

Şeffaf bir şekilde artık her şey tabloda. Kalabalık ortamlara zorunlu olmadıkça gitmeyelim. Ev ziyaretlerini yapmayalım. Bir bölgeye gidip gruplaşmayalım. Yani kısacası devletten bir kural beklemeden kendi kurallarımızı da koyalım. Bireysel tedbirle salgınla mücadele en büyük silahımız bunu unutmayalım.

HAFİF GEÇİRİRİM YANILGISINA KAPILMAYIN

Yaşınız genç olmasına güvenerek ‘ben bu hastalığı kolay atlatırım’ yanılgısına kapılmayın. Genç ve orta yaştaki birçok hastanın ne kadar kötü günler yaşadığını biliyoruz. Bu yanılgıyla aşı olmaktan da kaçınanlar var. Dünyada aşının emniyetiyle ilgili hiçbir kuşku kalmadı. Dolayısıyla aşı sıramız geldiğinde risk grubunda olsak da olmasak da aşıyı yaptıralım.”



KAPALI ORTAMDA ÇİFT MASKE TAKALIM

Mart ayında Ankara’da bir süredir kapalı olan restoran ve kafelerin açılmasını beklediğini belirten Balık, “Herkes restoranların ve kafelerin açılmasını bekliyor. Ankara’da risk orta seviyede olduğu için restoranlar ve kafeler mart ayında açılabilir. Her ne kural alınırsa alınsın kapalı mekanlarda az vakit geçirmekte fayda var. Yemek yemediğimiz anlarda maskemizi sürekli takılı tutalım. Gevşemeyelim, her şey bitti diye normalleşme adımları başlamıyor. Kapalı ortamda halen risk var, bu ortamlarda çift maske takalım” diye konuştu.



156 BİN KİŞİYE İKİNCİ DOZ AŞILARI YAPILDI

Öte yandan Sağlık Bakanlığı COVID-19 Aşısı Bilgilendirme Platformu’nda yer alan verilere göre 26 Şubat itibarıyla Ankara’da 547 bin 433 kişiye birinci doz aşı uygulanırken, 156 bin 341 kişiye ikinci doz aşıları yapıldı. Aşılama sürecini de değerlendiren Balık, “Aşının ikinci dozunu olan kişi sayısı göz önüne alındığında aşının toplum bağışıklığına çok uzak noktada olduğunu unutmayalım. Bunu biz ağır vaka oranlarının yüksek devam etmesinden de görebiliyoruz. Şuan sadece yaşı yüksek gruplara yapılabildi. Dolayısıyla virüsün yayılıma tam etkisi görülmedi. Aşının gücünü görebilmek için yaygınlaşmasını beklememiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.